3-4 Yaş Masalları: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar küçük bir kasabada Ayşe ve Ali adında iki kardeş yaşarmış. Ayşe üç, Ali ise dört yaşındaymış. Birbirlerini çok severler ve birlikte oynamaktan her zaman keyif alırlarmış.
Güneşli bir sabah, Ayşe ve Ali yüzlerinde kocaman gülümsemelerle uyandılar. O günün özel bir gün olacağını biliyorlardı çünkü oyunlar ve kahkahalarla dolu bir gün planlamışlardı. Ayşe ve Ali’nin en sevdiği oyun, en sevdikleri masalların karakterleri gibi davranmaktı.
Ayşe oyuncak asasını kapıp prenses tacını takarken, Ali şövalye miğferini takıp oyuncak bir kılıç taşıdı. Kendilerini en sevdikleri karakterlere, Prenses Ayşe ve Şövalye Ali’ye dönüştürdüler. Hayal güçleri tavan yaparak oturma odalarında büyülü bir maceraya atıldılar.
Prenses Ayşe’nin sihirli bir gücü vardı: Hayvanlarla konuşabiliyordu. Şövalye Ali ise krallığı ve sakinlerini koruma konusunda yetenekliydi. Birlikte mükemmel bir ekip oluşturmuşlardı.
İlk görevleri, krallığa giren kayıp bir tek boynuzlu atı kurtarmaktı. Prenses Ayşe ve Şövalye Ali hayali atlarının üzerinde dörtnala koşarak tek boynuzlu atı bulmak için evlerinin her köşesini araştırdılar. Masaların altını, perdelerin arkasını, hatta dolapların içini bile aradılar ama nafile.
Tam vazgeçmek üzereyken arka bahçeden gelen yumuşak bir kişneme sesi duydular. Prenses Ayşe ve Şövalye Ali koşarak dışarı çıktılar ve şaşkınlık içinde tek boynuzlu atı ağaçların arkasında saklanırken buldular. Tek boynuzlu ata temkinli bir şekilde yaklaştılar ve sihirli yaratık onların iyi kalplerini tanımış gibi görünüyordu.
Prenses Ayşe sihirli değneğini kullanarak tek boynuzlu atla iletişim kurdu ve ona yardım etmek için orada olduklarını söyledi. Şövalye Ali onları büyülü ormanda gizlenebilecek her türlü zarardan korudu. Kararlılıklarıyla tek boynuzlu atı evine, güneş ışığı ve rengarenk çiçeklerle dolu pırıl pırıl bir çayıra geri götürmeyi başardılar.
Yeni dostlarıyla vedalaşırken Prenses Ayşe ve Şövalye Ali kendilerini başarılı ve mutlu hissediyorlardı. Birlikte çalışarak büyük işler başarabileceklerini fark ettiler. Kardeşlik bağları oynadıkları her oyunla daha da güçlendi ve farkında olmadan sevgi, nezaket ve takım çalışması hakkında değerli dersler öğrendiler.
Bir gün güneşli bir sabah, Ayşe ve Ali yine büyülü bir maceraya atıldılar.
Bu seferki maceraları, ormanda kaybolmuş bir peri kuşunu bulmaktı. Prenses Ayşe, sihirli değneğini kullanarak kuşların dilini anlayabiliyordu. Şövalye Ali ise kılıcını kuşlardan gelen tehlikelere karşı savunmak için hazırlamıştı.
Ayşe ve Ali, ormanın derinliklerine doğru yola çıktılar. Yemyeşil ağaçlar arasında ilerlerken, kuşların şarkıları onları büyülü bir şekilde sardı. Ayşe, bir ağacın dalında hüzünlü bir peri kuşu gördü. Kuşun tüyleri solgundu ve gözleri kederliydi.
“Merhaba,” dedi Ayşe, “Neden bu kadar üzgünsün?”
Peri kuşu, titreyen bir sesle cevap verdi: “Benim büyülü tüylerim kayboldu. Onları geri getiremezsem uçamam.”
Şövalye Ali hemen devreye girdi. “Endişelenme,” dedi, “Biz senin için tüylerini bulacağız!”
Ayşe ve Ali, peri kuşunun tüylerini aramaya başladılar. Masaların altını, perdelerin arkasını ve hatta dolapların içini didik didik ettiler. Sonunda, büyük bir yaprak yığınının altında parlayan tüyleri buldular.
Peri kuşu sevinçle tüylerini geri aldı ve Ayşe’ye minnettar bir şekilde baktı. “Teşekkür ederim,” dedi. “Artık tekrar uçabilirim!”
Ayşe ve Ali, peri kuşunu uçurdukları için gururlu ve mutlu hissettiler. Birlikte çalışmanın ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenmişlerdi. O günden sonra, Ayşe ve Ali’nin maceraları daha da renklenmişti ve hayal güçleriyle dolup taşıyordu.
Ve böylece, Ayşe ve Ali’nin masalı, sevgi dolu bir kardeşliği, yardımseverliği ve hayal gücünün gücünü anlatıyordu. Çocuklar, bu masaldan hem eğlence hem de değerli dersler çıkarabilirlerdi.
3-4 yaş masalları kategorisini okumak için masal okuyoruz linkine basabilirsiniz.
İlginizi çekebilecek diğer kategorimiz çocuk masalları okumak için üzerine tıklayarak kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.