Alice Harikalar Diyarında Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde İngiltere’de Alice adında meraklı ve hayal gücü geniş bir kız yaşarmış.
Alice, bir gün ablasıyla birlikte nehir kenarında otururken çok sıkılmış ve etrafına bakınmaya başlamış. Birden beyaz bir tavşan görmüş. Tavşan, ceketi ve cebindeki saatiyle çok şık görünüyormuş. Ancak, tavşan sürekli saatine bakarak, “Geç kalıyorum, geç kalıyorum!” diye telaşla koşuyormuş.
Alice, bu tuhaf tavşanı görünce merak etmiş ve peşine düşmüş. Tavşan, bir deliğe atlamış ve Alice de onun peşinden gitmiş. Tavşan deliğinden aşağı düşen Alice, kendini uzun bir tünelde bulmuş. Tünelin sonunda büyük bir salona çıkmış.
Salonun ortasında küçük bir masa ve üzerinde “Beni iç” yazılı bir şişe varmış. Alice, şişeyi alıp içmiş ve birden küçülmeye başlamış. Bu küçülme hissi çok garipmiş, sanki bütün dünya devasa boyutlara ulaşmış gibi hissetmiş.
Alice, küçüldükten sonra odanın kapısından geçebilmek için daha da küçülmüş ve kendini muhteşem bir bahçede bulmuş. Bu bahçe, Harikalar Diyarı olarak bilinen fantastik bir yerin girişiydi. Bahçede gezerken, rengârenk çiçekler, devasa mantarlar ve birbirinden ilginç yaratıklarla dolu bir dünyayla karşılaşmış.
Bu sırada, Alice bir ağacın dalında oturan Şapkalı Kedi ile tanışmış. Kedi, sürekli gülümseyen yüzüyle Alice’e bakarak, “Merhaba, nereye gitmek istediğine karar verdin mi?” demiş. Alice, ne yapacağını bilemediği için, “Bilmiyorum,” diye cevap vermiş. Şapkalı Kedi, “O zaman hangi yoldan gittiğin de fark etmez,” diyerek ortadan kaybolmuş.
Alice, yoluna devam ederken, bir çay partisi yapan Şapkacı ve Mart Tavşanı ile karşılaşmış. Bu çay partisi, oldukça tuhafmış. Masada sayısız çay fincanı, tabak ve çeşitli pastalar bulunuyormuş. Şapkacı, çılgınca şapkalar takıyor ve sürekli olarak farklı konularda konuşuyormuş.
Mart Tavşanı ise sürekli çay dolduruyor ve bitmek bilmeyen bir enerjiyle hareket ediyormuş. Uykucu Fare ise masanın ortasında, bir çaydanlığın içinde uyukluyormuş. Alice, bu tuhaf partide vakit geçirirken, zamanın nasıl geçtiğini anlamamış.
Bir süre sonra Alice, bu tuhaf partiden ayrılmaya karar vermiş ve yoluna devam etmiş. Harikalar Diyarı’nda dolaşırken, birbirinden ilginç maceralara atılmış. Bir keresinde, dev bir mantarın altında saklanan bir tırtıl ile karşılaşmış.
Tırtıl, Alice’e büyülü bir mantar parçası vermiş ve bu mantar, onun boyutunu kontrol edebilmesini sağlamış. Alice, bazen küçülmüş bazen de devasa boyutlara ulaşmış, böylece Harikalar Diyarı’ndaki farklı yerlere kolayca gidebilmiş.
Sonunda Alice, Harikalar Diyarı’nın Kraliçesi olan Kupa Kraliçesi ile karşılaşmış. Kupa Kraliçesi, biraz sinirli ve talepkar biriymiş. Sürekli olarak, “Kafasını kesin!” diye emir verirmiş. Ancak, aslında kimseye zarar vermezmiş, sadece böyle konuşmayı severmiş.
Kraliçenin bahçesinde kırmızı güller yerine beyaz güller varmış ve bahçıvanlar bu gülleri kırmızıya boyamaya çalışırlarmış. Alice, Kraliçe ile konuşurken, bir oyun teklif edilmiş ve Alice bu oyuna katılmak zorunda kalmış. Oyun sırasında, Kraliçenin askerleri, canlı kart destelerinden oluşuyormuş ve flamingoları sopa olarak kullanıyorlarmış.
Alice, Kraliçe ile oynarken, Kraliçenin talepkar davranışlarından bıkmış ve ona karşı çıkmış. Kraliçe, Alice’in de kafasını kesmekle tehdit etmiş. Ancak Alice, bu dünyanın bir rüya olduğunu fark etmiş. Gözlerini kapatıp açınca, kendini yine nehir kenarında, ablasının yanında bulmuş.
Alice, Harikalar Diyarı’ndaki maceralarının bir rüya olduğunu anlamış ama bu rüya ona çok şey öğretmiş. Gerçek dünyaya döndüğünde, hayal gücünün ne kadar güçlü olduğunu ve her şeyin mümkün olabileceğini fark etmiş.
Alice, bu olaylardan bir süre sonra yine bir gün, Harikalar Diyarı’nı anımsatan bir durumla karşılaşmış. Bir festivalde, devasa bir labirent kurulmuş. Alice, bu labirente girip kaybolmuş. Ancak, Harikalar Diyarı’ndaki deneyimlerinden öğrendikleri sayesinde, bu labirentten kolayca çıkmayı başarmış. Çıkışta, büyük bir mutluluk ve gurur hissetmiş. Hayal gücünün ve öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış.
Alice Harikalar Diyarında Masalı burada bitmiş ama Alice, hayatına mutlu bir şekilde devam etmiş ve Harikalar Diyarı’ndaki anılarını hiç unutmamış, sürekli yeni arkadaşlar edinmiş ve onlarla birlikte yolculuklara çıkmaya devam etmiş.
Alice Harikalar Diyarında Masalına benzeyen “Kırmızı Başlıklı Kız Masalımızı” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
[…] Prenses ve Yedi Cüceler masalı gibi ilginizi çekebilecek diğer masalımız “Alice Harikalar Diyarında masalını” okumak için bağlantıya […]
[…] ve Gretel Masalına benzeyen “Alice Harikalar Diyarında Masalımızı” okumak için bağlantıya […]