Aslan Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar güzel bir ormanda Aslan adında görkemli ve güçlü bir aslan yaşarmış. Aslan sadece ormanın kralı değil, aynı zamanda sıcak ve iyi kalpli olmasıyla da tanınırmış. Her zaman ailenin önemine inanır, sevgi ve anlayışın değerini bilirmiş.
Aslan’ın Nala adında harika bir eşi ve Simba ve Sarabi adında iki sevimli yavruları varmış. Onlar Aslan’ın hayatının neşesiymiş ve onlarla vakit geçirmeyi, onlara ormanda yaşam hakkında önemli dersler vermeyi çok seviyormuş.
Güneşli bir sabah Aslan ailesiyle birlikte gezintiye çıktığında Momo adında genç bir maymunla karşılaşmışlar. Momo ormanda yolunu kaybettiği için çok korkmuş. Aslan, sevgi dolu ve anlayışlı bir şekilde, Momo’ya nazik bir gülümsemeyle yaklaşmış.
-Aslan nazikçe sormuş: -Seni rahatsız eden nedir, genç?
Kendini biraz utangaç hisseden Momo konuşmadan önce bir an tereddüt etmiş. -Kayboldum ve ailemi nasıl bulacağımı bilmiyorum, demiş usulca.
Aslan’ın gözleri şefkatle parlamış. -Merak etme küçüğüm. Aileni bulmana yardım edeceğiz. Sadece bize yakın dur, – diye Momo’ya güven vermiş
Gün boyunca Aslan ve ailesi ormanda ağaçtan ağaca dolaşarak Momo’nun ailesini aramışlar. Onlar ararken, Aslan kendi ailesiyle ilgili hikâyeler paylaşmış ve aile içinde sevgi ve anlayışın önemini anlatmış.
-“Görüyorsunuz sevgili dostlarım,” diye başlamış Aslan, “dış dünyaya karşı ne olursak olalım, ailemize karşı sıcak, iyi kalpli ve anlayışlı olmalıyız. Ailemiz sahip olduğumuz en değerli armağandır ve onları korumak ve onlara bakmak bizim görevimizdir” demiş.
Momo, Aslan’ın sözlerini dinlerken bir rahatlık ve umut duygusu hissetmiş. Ailenin sadece aynı kanı paylaşmaktan ibaret olmadığını, birbirimize verdiğimiz sevgi ve destekle ilgili olduğunu fark etmiş.
Uzun bir arayıştan sonra Aslan ve ailesi nihayet dallarda şakacı bir şekilde sallanan bir grup maymuna rastlamışlar. Maymunların arasında ailesini tanıyan Momo’nun gözleri sevinçle parlamış.
Aslan, Momo’nun ailesine yaklaşmış ve nazikçe onlarla tanışmış. Maymunlar Momo’ya kavuştukları için çok sevinmişler. Aslan ve ailesine nezaketleri ve anlayışları için teşekkür etmişler.
Güneş batmaya başladığında Aslan ailesi, Momo ve ailesiyle vedalaşmış. Ayrılmadan önce Aslan Momo’ya ailenin önemini bir kez daha hatırlatmış. “Hayat seni nereye götürürse götürsün, ailene karşı her zaman sıcak, iyi kalpli ve anlayışlı olmayı unutma. Asıl önemli olan budur” demiş.
Momo başını sallamış ve kalbi minnettarlıkla doluymuş. Sadece ailesine geri dönmenin yolunu bulmakla kalmamış, aynı zamanda bir ailenin sevgi dolu ve anlayışlı bir üyesi olmanın ne anlama geldiğine dair değerli bir ders de öğrenmiş.
Böylece Aslan, Nala, Simba ve Sarabi güzel ormandaki yolculuklarına devam etmişler ve gittikleri her yere sevgi, nezaket ve anlayış yaymışlar. Ormandaki tüm hayvanlara aile bağlarının gerçek gücü ve sıcak kalpli olmanın önemi konusunda örnek olmuşlar.
Bir başka güzel sabah, Aslan ailesi ormanda yeni bir macera için uyanmış. Güneş, ağaçların yaprakları arasından süzülerek ormana tatlı bir ışık yaymış. Aslan, Nala, Simba ve Sarabi birlikte kahvaltı yaptıktan sonra ne yapacaklarını düşünmüşler.
O sırada Sarabi neşeyle zıplayarak sormuş: “Baba, bugün ne yapacağız? Yeni bir macera yaşayalım mı?”
Aslan, küçük kızı Sarabi’ye gülümseyerek: “Elbette sevgili kızım. Bugün ormanın derinliklerinde henüz keşfetmediğimiz bir yere gideceğiz. Belki yeni dostlar ediniriz” demiş.
Herkes heyecanla yola çıkmış. Ormanın daha önce hiç gitmedikleri bir kısmına doğru ilerlemişler. Yolda, çeşit çeşit bitkiler ve rengarenk çiçekler görmüşler. Sarabi, parlak bir kelebeğin peşinden koşarken Simba da yüksek dallarda cıvıldayan kuşları izlemekten keyif almış.
Bir süre sonra, büyük bir gölün kenarına varmışlar. Gölün suyu berrakmış ve içinde yüzen balıklar görünüyormuş. Gölün kenarında ise bir grup sevimli su samuru oynuyormuş. Su samurlarının en büyüğü, Aslan ailesini fark edince onlara doğru yüzmüş.
Merhaba! Benim adım Suna. Siz kimsiniz? – diye sormuş su samuru nazikçe.
Aslan, Suna’ya gülümseyerek cevap vermiş: “Merhaba Suna, ben Aslan. Bu da eşim Nala ve yavrularımız Simba ve Sarabi. Ormanda yeni dostlar edinmek için geziyoruz.”
Suna neşeyle: “Ne güzel! Biz de burada oynuyorduk. Size gölü gösterebiliriz ve birlikte oyunlar oynayabiliriz” demiş.
Simba ve Sarabi sevinçle zıplamışlar: “Evet, lütfen! Birlikte oynamak harika olur!”
Suna ve diğer su samurları Aslan ailesini gölün etrafında gezdirmişler. Su samurları, gölün en güzel köşelerini ve en derin noktalarını göstermişler. Birlikte yüzmüşler, taş sektirmişler ve suyun içinde şakalaşmışlar.
Oyunlar sırasında, Suna, Aslan’a dönerek: “Aslan, ailemizle birlikte bu kadar güzel vakit geçirmek harika. Bazen ailemizin ne kadar değerli olduğunu unutuyoruz. Bunu hatırlattığın için teşekkür ederim” demiş.
Aslan, Suna’ya nazikçe gülümseyerek: “Aile, en değerli hazinemizdir. Birbirimize sevgi ve anlayışla yaklaştığımızda her şey daha güzel olur” demiş.
Gün batımına yaklaşırken, Aslan ailesi ve su samurları birbirlerine veda etmişler. Su samurları, Aslan ailesine tekrar gelmeleri için davette bulunmuşlar. Aslan, Nala, Simba ve Sarabi da bu güzel günü unutamayacaklarını söylemişler.
Geri dönüş yolunda, Sarabi babasına dönüp: “Baba, bugün çok eğlendik! Yeni dostlarımız oldu ve çok şey öğrendik” demiş.
Aslan, kızına sevgiyle bakarak: “Evet, sevgili kızım. Her yeni gün bize yeni dostluklar ve güzel anılar getirebilir. Önemli olan, kalbimizdeki sevgiyi ve anlayışı her zaman korumaktır” demiş.
Böylece Aslan ailesi, ormanın derinliklerine doğru yürürken, yeni dostlar edinmenin ve aileyle birlikte olmanın mutluluğunu kalplerinde taşıyarak eve dönmüşler. Ormanın her köşesinde sevgi ve anlayış yaymaya devam etmişler. Ve böylece, Aslan masalı burada bitmiş ancak güzel ormandaki maceraları hiç bitmemiş.
Aslan masalı gibi en güzel çocuk masalları okumak için çocuk masalları kategorimize üstüne tıklayarak kolaylıkla ulaşabilirsiniz. tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.