Ay Işığında Uyuyan Prenses Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ay ışığının sihirli ışıkları altında yaşayan küçük bir prenses varmış. Bu prensesin adı, rüyaların ve tatlı uykuların meleği olarak bilinen Luna’ymış.
Luna, uykuyu çok severmiş ama her gece uykuya dalmakta zorlanırmış. Çünkü hayal gücü o kadar genişmiş ki, gözlerini kapatır kapatmaz türlü türlü maceralar aklında canlanırmış.
Luna’nın yaşadığı krallık, yıldızlarla dolu bir gökyüzünün altındaki huzurlu bir yerden oluşurmuş. Burada herkes mutluymuş ve geceleri huzur içinde uyurmuş. Ancak Luna, uykuya dalmadan önce her gece bir maceraya atılmak istermiş.
Krallıkta Luna’nın uyumasına yardımcı olacak pek çok sevimli insan varmış. Bunlardan biri de tatlı rüya perisi Melodi’ymiş. Melodi, Luna’nın en iyi arkadaşı ve aynı zamanda onun uykuya dalmasını sağlamak için sihirli melodiler söyleyen bir periymiş.
Bir gece, Luna yine uykuya dalamamış ve penceresinden dışarı bakarak yıldızları izlemiş. İşte tam o sırada Melodi çıkagelmiş. “Merhaba Luna,” demiş Melodi, “Neden hala uyanıksın?”
Luna, iç çekmiş ve cevap vermiş: “Melodi, uykuya dalmak istiyorum ama hayal gücüm o kadar fazla ki, gözlerimi kapatır kapatmaz bir sürü macera geliyor aklıma.”
Melodi gülümsemiş ve sihirli değneğini sallayarak Luna’nın odasını rüya ormanına çevirmiş. “Bu gece seni Rüya Ormanı’na götüreceğim. Orada rüyaların en tatlısını bulacağız ve sen huzur içinde uyuyacaksın.”
Luna ve Melodi, rüya ormanına adım attıklarında her yer büyüleyici bir ışıkla parlamış. Ağaçlar altın yapraklarla süslenmiş, çiçekler gece boyunca açıp kapanan yıldız gibi parlamış. Ormanın derinliklerinde, Luna’nın uykuya dalmasına yardımcı olacak üç sevimli karakterle tanışmışlar: Rüya Ayıcığı, Ninni Kelebeği ve Uyku Tavşanı.
İlk olarak Rüya Ayıcığı ile karşılaşmışlar. Rüya Ayıcığı, kocaman yumuşacık bir oyuncak ayıcıkmış ve gökyüzündeki yıldızlardan yapılmışmış. “Merhaba Luna,” demiş Rüya Ayıcığı, “Ben sana tatlı rüyalar getirmek için buradayım. Hadi, yıldızların ışığında birlikte rüya balonları üfleyelim.”
Luna ve Rüya Ayıcığı, birlikte yıldızların ışığıyla parlayan balonlar üflemeye başlamışlar. Her balon, Luna’nın hayal gücündeki en güzel anıları ve düşünceleri saklıyormuş. Balonlar gökyüzünde uçarken, Luna’nın gözleri ağırlaşmaya başlamış.
Ancak Luna, hala biraz daha uyanık kalmak istiyormuş. Melodi, Luna’nın elini tutmuş ve ormanın derinliklerine doğru yürümüşler. Orada, Ninni Kelebeği onları bekliyormuş. Ninni Kelebeği, kanatlarını çırptıkça tatlı ninniler söyleyen bir kelebekmiş. “Merhaba Luna,” demiş Ninni Kelebeği, “Kanatlarımın ritmiyle sana en tatlı ninnileri söyleyeceğim.”
Ninni Kelebeği, Luna’nın etrafında uçarken yumuşak bir melodi mırıldanmaya başlamış. Bu melodi o kadar tatlı ve huzur vericiymiş ki, Luna’nın gözleri neredeyse kapanacakmış. Ancak, hala biraz daha uyumak için zamana ihtiyacı varmış.
Son olarak, Uyku Tavşanı ile tanışmışlar. Uyku Tavşanı, kocaman kulakları ve yumuşacık tüyleriyle Luna’nın hemen yanında belirivermiş. “Merhaba Luna,” demiş Uyku Tavşanı, “Ben sana huzur dolu bir uyku getireceğim. Gel, birlikte yıldızların altında dans edelim.”
Luna ve Uyku Tavşanı, yıldızların altında dans ederken, Luna’nın ayakları hafiflemeye başlamış. Uyku Tavşanı, yumuşak bir sesle Luna’ya uykuya dalmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatmış. “Uyumak, hayal gücünün en güzel tarafıdır,” demiş. “Rüyalarında istediğin her macerayı yaşayabilirsin ve sabah uyandığında yepyeni bir güne başlayabilirsin.”
Luna, Uyku Tavşanı’nın sözlerinden çok etkilenmiş. Melodi, Luna’nın yanına gelmiş ve ona bir öpücük kondurmuş. “Artık uyuma zamanı geldi, Luna,” demiş Melodi. “Rüya Ormanı’nın sihri seni en tatlı rüyalarla buluşturacak.”
Luna, gözlerini yavaşça kapatmış ve rüya ormanının büyülü atmosferinde derin bir uykuya dalmış. Rüya Ayıcığı, Ninni Kelebeği ve Uyku Tavşanı, Luna’nın başucunda nöbet tutarak ona en tatlı rüyaları getirmişler. Melodi, Luna’nın yanında kalarak onun huzur içinde uyumasını sağlamış.
Sabah olduğunda, Luna gözlerini açtığında kendini çok dinlenmiş ve mutlu hissetmiş. Gördüğü rüyalar o kadar güzelmiş ki, sabah uyandığında yüzünde kocaman bir gülümseme varmış. Luna, Melodi’ye teşekkür etmiş ve yeni bir güne başlamış.
Luna, o günden sonra uykuya dalmanın hiç de zor olmadığını öğrenmiş. Her gece gözlerini kapatırken, rüya ormanındaki arkadaşlarını düşünmüş ve en tatlı rüyalara dalmış. Uykuya dalmanın, hayal gücünün en güzel yolculuklarından biri olduğunu anlamış.
Ay Işığında Uyuyan Prenses Masalı, her çocuğa uyumanın ne kadar güzel ve huzur verici bir şey olduğunu öğretmiş. Rüyalar, hayal gücünün en güzel yansımalarıymış ve her çocuk, kendi rüyalarında en güzel maceraları yaşayabilirmiş.
Ay Işığında Uyuyan Prenses Masalına benzeyen “Aile Sevgisi Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
[…] Rüyalar Diyarı Masalına benzeyen “Ay Işığında Uyuyan Prenses Masalını” okumak için bağlantıya […]