Ay ve Yıldızların Dostluğu Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar uzak diyarlarda, gökyüzünün en parlak dostlukları varmış: Ay ve Yıldızlar. Ay, geceleri gökyüzünü aydınlatırken, Yıldızlar da onun etrafında parıldıyormuş. Her gece, bu iki dost bir araya gelir, birlikte güzel sohbetler ederlermiş.
Bir gece, Ay, aralarında daha önce tanımadığı bir yıldızın parıldadığını fark etmiş. Merakla ona yaklaşmış ve sormuş: “Merhaba dostum, senin adın nedir?”
O yıldız, gülümseyerek cevaplamış: “Ben, Küçük Parlaklık. Sizlere ve Yıldızlar’a katılmak için yeni geldim.”
Ay sevinçle gülümsemiş. “Hoş geldin, Küçük Parlaklık! Biz burada her gece toplanır, birlikte eğleniriz. Sen de aramıza katılabilirsin.”
Küçük Parlaklık mutlulukla kabul etmiş ve bu üçlü artık her gece bir araya gelip, gökyüzünde parlamaya devam etmişler.
Bir gece, Ay biraz hüzünlüymüş. Yıldızlar bunu fark edince endişelenmişler. “Dostum, neden üzgünsün?” diye sormuşlar.
Ay, “Ben kendimi bazen yalnız hissediyorum,” diye yanıtlamış. “Gökyüzünde her zaman tek başıma parlıyorum ve bu yüzden bazen yalnız hissediyorum.”
Yıldızlar hemen onu teselli etmişler. “Sen asla yalnız değilsin, Ay. Biz buradayız ve seninle her gece bir araya geliyoruz. Birlikte olduğumuz sürece, hiçbirimiz yalnız değiliz.”
Ay teşekkürle gülümsemiş. “Gerçekten mi?” diye sormuş. “Sizinle olduğumda gerçekten mutlu oluyorum.”
Ve o günden sonra, Ay hiçbir zaman kendini yalnız hissetmemiş. Her gece, Yıldızlar’ın yanında olduğunu bilerek, gökyüzünde mutlu bir şekilde parlamış.
Bir gece, gökyüzünde parlak bir ışık belirmiş. Herkes şaşırmış, çünkü daha önce hiç bu kadar parlak bir ışık görmemişler. Sonra, ışıktan bir melek belirmiş. Melek, Ay ve Yıldızlar’a yaklaşmış ve onlara gülümsemiş.
“Merhaba dostlar,” demiş melek nazik bir ses tonuyla. “Ben, Gece’nin Meleği’yim. Sizi ziyaret etmek istedim çünkü gökyüzündeki dostluğunuzu duydum ve bunun ne kadar değerli olduğunu görmek istedim.”
Ay, Yıldızlar ve Küçük Parlaklık mutlu bir şekilde meleği karşılamışlar. Melek, “Gökyüzünde birlikte dans edelim mi?” diye sormuş. Herkes sevinçle bu güzel teklifi kabul etmiş.
Böylece, Ay, Yıldızlar, Küçük Parlaklık ve Gece’nin Meleği, o gece gökyüzünde muhteşem bir dans etmişler. İnci gibi parlayan yıldızlar ve Ay’ın ışığıyla birlikte, gökyüzü adeta büyülü bir hal almış.
Dans ettikten sonra, melek teşekkür etmiş ve yeni arkadaşlarıyla vedalaşmış. Ancak, o günden sonra, Ay ve Yıldızlar arasındaki dostluk daha da güçlenmiş. Artık onlar, sadece birbirlerine değil, gökyüzündeki tüm varlıklara mutluluk ve neşe yaymak için bir arada yaşamışlar.
Bir gece, Ay, Yıldızlar ve Küçük Parlaklık yine gökyüzünde bir araya gelmişler. Bu defa, Ay bir öneride bulunmuş: “Ne dersiniz, bu gece yeni bir macera yaşayalım mı?”
Yıldızlar ve Küçük Parlaklık heyecanla “Evet!” diye cevaplamışlar. Ay, “O zaman, gökyüzünün en uzak köşesine gidelim ve orada neler olduğunu keşfedelim,” demiş.
Hepsi birlikte yola çıkmışlar. Parlak ışıklarıyla gökyüzünde süzülürken, karşılarına Büyük Ayı ve Küçük Ayı takımyıldızları çıkmış. Büyük Ayı gülümseyerek demiş ki: “Hoş geldiniz dostlar! Bu gece nereye gidiyorsunuz?”
Ay cevap vermiş: “Gökyüzünün en uzak köşesine gitmek istiyoruz, orada neler olduğunu merak ediyoruz.”
Büyük Ayı gülerek, “Çok güzel bir fikir! Ancak dikkatli olun, o bölgede Zaman Yıldızları yaşar. Onlar, zamanın akışını kontrol ederler ve çok güçlüdürler,” demiş.
Ay ve arkadaşları teşekkür ederek yollarına devam etmişler. Uzak köşeye yaklaştıklarında, gerçekten de Zaman Yıldızları’nı görmüşler. Bu yıldızlar, diğerlerinden çok daha parlakmış ve etraflarında zamanın akışını gösteren ince bir ışık halkası varmış.
Zaman Yıldızları’ndan biri, “Hoş geldiniz, yolculukçular. Ne arıyorsunuz burada?” diye sormuş.
Ay, “Gökyüzünün bu köşesini keşfetmek istiyoruz. Sizler hakkında çok şey duymuştuk ve sizinle tanışmak istedik,” demiş.
Zaman Yıldızı gülümseyerek, “Pekala, sizinle bir oyun oynamaya ne dersiniz? Bu oyun, zamanı nasıl kontrol ettiğimizi gösterecek. Eğer kazanırsanız, size zamanın sırlarından birini öğreteceğiz,” demiş.
Ay ve arkadaşları sevinçle kabul etmişler. Oyun başlamış ve Zaman Yıldızları, Ay ve Yıldızlar’a zamanı ileri ve geri sararak çeşitli bulmacalar sunmuş. Ay, Yıldızlar ve Küçük Parlaklık bu bulmacaları çözmek için birlikte çalışmışlar. Zaman Yıldızları’nın yardımıyla, zamanı kontrol etmeyi öğrenmişler ve sonunda oyunu kazanmışlar.
Zaman Yıldızı, “Tebrikler! Siz gerçekten güçlü bir dostlukla bağlısınız ve bu yüzden zamanın sırlarından birini paylaşacağız. Zamanın her anının değerli olduğunu unutmayın. Her an, dostluk ve sevgiyle dolu olmalıdır,” demiş.
Ay, Yıldızlar ve Küçük Parlaklık bu değerli dersi kalplerine kazımışlar. O gece, gökyüzüne geri döndüklerinde, Zaman Yıldızları’ndan öğrendikleri sırla parlamaya devam etmişler. Artık sadece gökyüzünü aydınlatmakla kalmıyor, zamanı ve dostluğun değerini de tüm varlıklara öğretiyorlarmış.
Ve böylece, Ay ve Yıldızlar, her gece gökyüzünde parlamaya ve yeni maceralar yaşamaya devam etmişler. Onların dostluğu, gökyüzünün her köşesine yayılmış ve tüm varlıklara ilham vermiş.
Ay ve Yıldızların Dostluğu masalı burada bitmiş, ama Ay ve Yıldızların dostluğu sonsuza kadar sürmüş.
Ay ve Yıldızların Dostluğu masalı gibi uyku masalları okumak için, bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.