Ayışığı Ormanı Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, Ayışığı Ormanı adında büyülü bir yer varmış. Bu ormanın ağaçları, gümüş yapraklarla kaplıymış ve her gece ay ışığında parlıyormuş. Ormanın içinde yaşayan minik yaratıklar, bu büyülü atmosferde huzur içinde yaşarlarmış.
En sevimli yaratıklardan biri, Pamukçu Tavşan imiş. Pamukçu Tavşan, beyaz tüyleri ve pembe kulaklarıyla ormanın en tatlı yaratığıymış. Her gece, ay ışığında ormanda dolaşırken, yıldızlara şarkılar söylermiş. Pamukçu Tavşan’ın en büyük hayali, yıldızlarla sohbet etmekmiş.
Bir gün, Pamukçu Tavşan, Yıldız Perisi ile karşılaşmış. Yıldız Perisi, gök mavisi elbisesi ve ışıl ışıl saçlarıyla büyüleyici bir güzellikteymiş. Pamukçu Tavşan, heyecanla sormuş: “Yıldız Perisi, yıldızlar gerçekten konuşabilir mi?”
Yıldız Perisi gülümsemiş ve Pamukçu Tavşan’ın kulaklarına fısıldamış: “Evet, sevgili Pamukçu Tavşan. Yıldızlar, geceleri parlayarak bize mesajlar gönderirler. Ancak onları dinlemek için kalbin açık olmalı.”
Pamukçu Tavşan, o gece yatağına uzandığında, gökyüzündeki yıldızları saymaya başlamış. Her yıldızın bir hikayesi olduğunu düşünmüş. Bir yıldızın adını Gül Yıldızı, diğerinin adını Sevgi Yıldızı koymuş. Pamukçu Tavşan, yıldızlara gizlice sormuş: “Siz gerçekten beni duyuyor musunuz?”
Ve o gece, Ayışığı Ormanı’nda büyülü bir şey olmuş. Pamukçu Tavşan’ın yatağının etrafında yıldızlar dans etmeye başlamış. Her bir yıldız, Pamukçu Tavşan’a sevgi ve umut mesajları göndermiş. Pamukçu Tavşan, gözlerini kapatmış ve yıldızların melodisini dinlemiş. Kalbi hafiflemiş, rüyalarına yıldızlarla birlikte gitmiş.
Ertesi gün, Pamukçu Tavşan yeni bir macera için uyanmış. Gözlerini açar açmaz, ormanın derinliklerinden gelen gizemli bir melodi duymuş. Merakla kulaklarını dikmiş ve melodinin kaynağını bulmaya karar vermiş.
Pamukçu Tavşan, gümüş yaprakların arasından zıplayarak ilerlemiş. Ormanın kalbine doğru yol alırken, karşısına çıkan sevimli yaratıklarla selamlaşmış. Bir süre sonra, melodinin giderek daha net duyulduğu bir açıklığa gelmiş. Orada, sihirli bir pınarın yanında oturan bir varlık görmüş. Bu, Melodi Perisi’ymiş.
Melodi Perisi, gökkuşağı renklerinde bir elbise giymiş ve elinde altın bir flüt tutuyormuş. Pamukçu Tavşan, periye yaklaşmış ve merakla sormuş: “Merhaba Melodi Perisi, bu güzel melodiyi sen mi çalıyorsun?”
Melodi Perisi, tatlı bir gülümsemeyle başını sallamış: “Evet, sevgili Pamukçu Tavşan. Bu, ormanın şarkısı. Her yaratık, bu melodiyi duyar ve kalbindeki huzuru bulur.”
Pamukçu Tavşan, bu büyülü melodiyi daha yakından dinlemek için oturmuş. Melodi Perisi, flütünü çalmaya devam ederken, Pamukçu Tavşan gözlerini kapatmış ve melodinin ona fısıldadığı hikayeleri dinlemiş. Bu hikayelerde, Ayışığı Ormanı’nın her köşesinde saklı olan küçük mucizeler varmış.
O gün, Pamukçu Tavşan, Melodi Perisi’nden çok şey öğrenmiş. Her gece yıldızlara şarkılar söylemekle kalmamış, aynı zamanda ormanın melodisini de kalbinde taşımış. Ayışığı Ormanı’ndaki tüm yaratıklar, Pamukçu Tavşan’ın bu yeni yeteneğini hayranlıkla izlemiş. Artık geceleri, yıldızlarla birlikte ormanın melodisi de duyulmuş.
Pamukçu Tavşan ve Melodi Perisi, Ayışığı Ormanı’nda dost olmuşlar ve birlikte daha birçok maceraya atılmak için sabırsızlanmışlar.
Bir sonbahar sabahı, Pamukçu Tavşan yeni bir macera için uyanmış. Hava serinmiş ve ağaçların gümüş yaprakları altın sarısına dönmüş. Pamukçu Tavşan, ormanın güzelliklerini keşfetmek için heyecanla dışarı çıkmış.
Pamukçu Tavşan, yaprakların hışırtısı eşliğinde ilerlerken, ormanın derinliklerinden gelen tatlı bir koku fark etmiş. Bu koku, hiç bilmediği bir yerden geliyormuş. Merakla, kokunun kaynağını bulmak için yolunu değiştirmiş ve ilerlemeye başlamış.
Yolda ilerlerken, büyük bir kestane ağacının altında oturan bir yaratık görmüş. Bu yaratık, sevimli bir Kirpiymiş. Kirpi, Pamukçu Tavşan’ı görünce gülümsemiş ve demiş ki: “Merhaba Pamukçu Tavşan, ben Toprak Kirpi. Bu mevsimde kestaneleri toplamak için buraya geldim. Ama galiba kestaneleri bulmak için biraz yardıma ihtiyacım var.”
Pamukçu Tavşan, hemen yardım etmeyi teklif etmiş. “Elbette Toprak Kirpi, birlikte daha hızlı toplarız!” demiş ve hemen işe koyulmuşlar. İki arkadaş, kestaneleri toplarken hem sohbet etmiş hem de ormanın tadını çıkarmışlar.
Bir süre sonra, Toprak Kirpi aniden durmuş ve Pamukçu Tavşan’a dönmüş: “Bir sırrım var, Pamukçu Tavşan. Eğer bu kestaneleri topladıktan sonra ormanın kalbindeki büyülü Göl Kenarı’na gidersek, dileklerimizi gerçekleştirebiliriz. Her sonbahar, gölün etrafındaki sihirli su damlacıkları dilekleri gerçekleştirmek için ortaya çıkar.”
Pamukçu Tavşan bu fikri duyunca çok heyecanlanmış. Hızla kestaneleri toplamışlar ve gölün yolunu tutmuşlar. Göl Kenarı’na vardıklarında, gerçekten de suyun yüzeyinde parlayan sihirli damlacıklar görmüşler. Toprak Kirpi, Pamukçu Tavşan’a bakarak gülümsemiş ve demiş ki: “Şimdi bir dilek tutmalısın.”
Pamukçu Tavşan gözlerini kapatmış ve kalbinde bir dilek tutmuş: “Ormanın tüm yaratıkları hep mutlu ve huzurlu olsun.” Gözlerini açtığında, sihirli damlacıklar parlamış ve dilekleri ormana yayılmış.
O günden sonra, Ayışığı Ormanı daha da huzurlu ve mutlu olmuş. Her sonbahar, ormanın yaratıkları Göl Kenarı’na gidip dilek tutmuşlar. Pamukçu Tavşan ve Toprak Kirpi ise dost olmuş ve her sonbahar kestane toplama maceralarını devam ettirmişler.
Ve böylece, Ayışığı Ormanı masalı sona ermiş. Ancak her yeni gün, yeni maceraların habercisi olmuş. Pamukçu Tavşan, arkadaşlarıyla birlikte daha nice maceraya atılmak için sabırsızlanmış. Masal bu ya, her mevsim yeni bir hikaye yazılmış.
Ayışığı Ormanı Masalı gibi uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.