Babasıyla Birlikte Balık Tutan Ali Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar küçük bir kasabanın kenarında yaşayan bir çocuk varmış. Adı Aliymiş. Ali, kahverengi saçları ve merak dolu kahverengi gözleriyle herkesin sevdiği bir çocukmuş. Babasıyla yaşayan Ali’nin en sevdiği şeylerden biri, babasıyla birlikte balık tutmaya gitmekmiş.
Babası, Ali’ye doğayı ve hayvanları sevmeyi öğreten bilge bir adammış. Her hafta sonu, babası Ali’yi alırmış ve göl kenarına doğru yola çıkarmış. Ormanda yürürken, babası Ali’ye doğadaki farklı bitkileri ve hayvanları tanıtırmış, onların nasıl yaşadıklarını anlatırmış. Ali, babasının anlattıklarını büyük bir dikkatle dinler, gördüklerine hayranlıkla bakarmış.
Bir hafta sonu, Ali’nin sabırsızlıkla beklediği o gün gelmişmiş. Babası, Ali’ye gülümseyerek, “Bugün farklı bir göle gideceğiz, Ali. Orada çok sayıda renkli balık olduğunu duymuşum. Sen de benimle gelmek ister misin?” diye sormuş.
Ali’nin yüzü bir anda neşeyle parlamış. “Elbette isterim, baba!” demiş sevinçle.
Birlikte yola çıkmışlar. Ormanın içinde yürürken, kuşların şarkılarıyla çevrili, huzurlu bir atmosfer içindelermiş. Sonunda, kıvrılarak akan bir dereyle karşılaşmışlar. Babası, Ali’ye, “İşte burası, renkli balıkların olduğu göl. Şimdi balık tutmaya başlayalım!” demiş.
Ali heyecanla babasını izlemiş. Birlikte göl kenarına vardıklarında, balık tutma ekipmanlarını hazırlamışlar. Ali’nin eline bir olta verilmiş ve babası ona nasıl kullanacağını göstermiş.
Güneş yavaşça gökyüzünde yükselirken, Ali ve babası sessizce beklemişler. Bir süre sonra, Ali’nin oltasına bir sallantı gelmiş. Ali’nin yüzü sevinçle parlamış, babasına heyecanla bakmış.
Babası, Ali’ye gülümseyerek, “Tebrikler, Ali! İlk balığını yakaladın!” demiş.
Ali’nin yüzünde büyük bir gurur ve sevinç ifadesi belirmiş. Babasıyla birlikte balığı çıkarmışlar ve suya geri bırakmışlar. Sonra, balık tutmaya devam etmişler.
Gün boyunca birçok balık yakalamışlar. Renkli pullarıyla parlayan balıkları görmek Ali’yi büyülemiş. Babasıyla birlikte geçirdiği bu güzel gün, Ali’nin hayatında unutamayacağı bir anı olarak yer etmiş.
Akşam olunca, eve dönme vakti gelmiş. Ali ve babası, balık tutmanın keyfiyle yorgun ama mutlu bir şekilde geri dönmüşler. Yolda, babası Ali’ye, “Bugün güzel bir gün geçirdik, değil mi Ali?” diye sormuş.
Ali gülümseyerek, “Evet, baba. Bu harika bir deneyimdi. Doğayı ve balıkları bu kadar yakından görmek çok heyecan vericiydi. Teşekkür ederim, baba.” demiş.
Babası, Ali’ye gülerek, “Seninle birlikte olmak benim için en büyük mutluluk, Ali. Her zaman birlikte bu tür anılar biriktirmek istiyorum.” demiş.
Ali, babasının sözlerine içtenlikle gülümsemiş. Eve döndüklerinde, gece boyunca balık tutma maceralarını konuşup gülüşerek geçirmişler. Ali, o gece çok mutlu bir şekilde uyumuş ve babasıyla birlikte geçirdiği bu özel günü asla unutmamış.
Birkaç hafta geçmiş ve bir gün, babası Ali’ye yine sürpriz yapmış. “Ali, bu hafta sonu farklı bir maceraya çıkmaya ne dersin? Dağlarda bir keşif yapacağız!” demiş.
Ali’nin gözleri parlamış. “Evet, baba! Dağlarda keşif yapmak harika olur!” demiş. Cumartesi sabahı erkenden hazırlanmışlar ve yola çıkmışlar. Yanlarına biraz yiyecek, su ve birkaç keşif ekipmanı almışlar.
Dağa tırmanmaya başladıklarında, Ali etrafına hayranlıkla bakmış. Büyük ağaçlar, rengarenk çiçekler ve cıvıldayan kuşlar Ali’yi büyülemiş. Babası, Ali’ye dağlarda yaşayan hayvanlar hakkında bilgi vermiş.
“Bak Ali, şu gördüğün sincaplar ne kadar hızlı hareket ediyor, değil mi? Bu dağlarda birçok hayvan yaşıyor. Biz de onları rahatsız etmeden keşif yapmalıyız,” demiş babası.
Yolculukları sırasında, babası Ali’ye bir harita vermiş. “Bu harita, bizi dağın tepesindeki gizli bir gölete götürecek. Hadi birlikte yolumuzu bulalım,” demiş.
Ali haritayı dikkatle incelemiş ve babasına yön göstermiş. Birlikte patikalardan, derelerden geçmişler. Ara sıra durup dinlenmişler ve babası Ali’ye doğadaki bitkilerin ve hayvanların yaşamını anlatmış. Ali, babasının bilgisine hayran kalmış ve her yeni bilgiyle daha da heyecanlanmış.
Sonunda, haritadaki gizli gölete ulaşmışlar. Gölet, berrak suyu ve etrafındaki yemyeşil ağaçlarla masalsı bir güzellikteymiş. Babası, “Ali, burası sadece doğanın güzelliklerini görmek için değil, aynı zamanda dinlenmek için de harika bir yer,” demiş.
Ali, göletin kenarına oturmuş ve suyun yansımasında kendini izlerken huzur dolmuş. Babası, yanındaki çantadan biraz yiyecek çıkarmış ve birlikte küçük bir piknik yapmışlar. Ali, babasıyla birlikte olmaktan büyük mutluluk duymuş.
Piknikten sonra, Ali ve babası göletin etrafında dolaşmışlar. Ali, küçük bir taş toplamış ve onu suya atmış. Suya düşen taşın çıkardığı halkaları izlemek Ali’yi çok mutlu etmiş. Babası da bir taş atmış ve birlikte suyun üzerindeki halkaları saymışlar.
Gün batımına yakın, babası Ali’ye, “Artık eve dönme zamanı, Ali. Ama unutma, doğa bize her zaman yeni maceralar sunar. Her zaman doğayı sevmeli ve korumalıyız,” demiş.
Ali, babasına sarılmış ve “Teşekkür ederim, baba. Bu harika bir maceraydı. Dağlarda keşif yapmak çok güzeldi,” demiş.
Eve dönerken, Ali ve babası, gün boyunca yaşadıkları maceraları konuşmuşlar. Ali, babasının anlattığı her detayı hafızasına kazımış. Bu özel günü asla unutmayacağına söz vermiş.
Ve Ali, babasıyla birlikte yaşadığı bu güzel günü de hatıralarına eklemiş. Babasıyla birlikte geçirdiği her anı, onun için bir hazine gibiymiş.
Ali’nin maceraları burada bitmemiş. Her hafta sonu yeni bir keşif ve yeni bir öğrenme fırsatı olmuş. Ali, doğayı ve hayvanları her geçen gün daha çok sevmiş ve babasıyla birlikte yeni maceralara atılmak için sabırsızlanmış.
Gökten üç elma düşmüş, biri Ali’nin, biri babasının, biri de bu masalı dinleyenlerin başına. Babasıyla Birlikte Balık Tutan Ali Masalı da burada sona ermiş.
Babasıyla Birlikte Balık Tutan Ali masalı gibi uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.