Bal Porsuğu ile Tavşan Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, büyük bir ormanın derinliklerinde sevimli hayvanlar yaşarmış. Bu ormanda Bal Porsuğu Kiki ve Tavşan Momo adında iki yakın arkadaş yaşarmış.
Kiki, küçük ve güçlü bir bal porsuğuymuş. Bal bulmak ve zor durumlarda arkadaşlarına yardım etmek konusunda ustaymış. Tavşan Momo ise hızlı, çevik ve oldukça zekiymiş. Ormanda karşılaştıkları zorlukları birlikte aşmayı başarmışlar.
Bir gün Kiki ve Momo, ormanın ortasında büyük bir meşe ağacının altında buluşmuşlar. Kiki, Momo’ya “Momo, bugün ne yapalım?” diye sormuş. Momo düşünmüş, düşünmüş ve sonunda bir öneride bulunmuş. “Kiki, neden ormanın diğer ucundaki parlak çiçeklerle kaplı alanı keşfetmiyoruz? Orada çok güzel çiçekler olduğunu duydum,” demiş.
Kiki bu fikri çok beğenmiş ve hemen yola koyulmuşlar. Yol boyunca birçok hayvanla karşılaşmışlar ve hepsi onlara selam vermiş. Kiki ve Momo, dostlarına selam verirken, dostluğun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamışlar. Onların neşesi ve enerjisi, ormandaki diğer hayvanları da mutlu ediyormuş.
Yolda ilerlerken, birden büyük bir derin çukurun yanında durmuşlar. Çukur o kadar büyükmüş ki, karşı tarafa geçmek imkansız görünüyormuş. Momo, “Kiki, buradan nasıl geçeceğiz?” diye sormuş. Kiki düşünmüş ve bir plan yapmış. “Momo, sen çok hızlısın. Hızla koşup zıplayarak karşıya geçebilir misin?” demiş.
Momo biraz endişelenmiş ama Kiki’nin güveni ona cesaret vermiş. Momo, tüm gücünü toplayarak hızla koşmuş ve büyük bir sıçrayışla çukurun karşısına geçmiş. Kiki ise güçlü pençeleriyle bir dalı yakalamış ve kendini karşıya çekmiş. Birlikte çalışarak çukuru aşmışlar.
Yollarına devam ederken, güneşin batmaya başladığını fark etmişler. Ormanın diğer ucundaki parlak çiçeklerle kaplı alana ulaştıklarında, karşılarında muhteşem bir manzara bulmuşlar. Rengarenk çiçekler, gökyüzünü aydınlatan yıldızlar kadar parlakmış. Momo ve Kiki, bu güzelliği paylaşmaktan büyük mutluluk duymuşlar.
Çiçeklerin arasında gezinirken, Momo aniden durmuş ve Kiki’ye dönmüş. “Kiki, buradaki çiçekleri toplayıp ormandaki arkadaşlarımıza götürelim. Onlar da bu güzelliği görsünler,” demiş. Kiki bu fikri çok beğenmiş ve birlikte çiçek toplamaya başlamışlar.
Eve döndüklerinde, topladıkları çiçekleri ormandaki arkadaşlarına dağıtmışlar. Herkes çiçeklerin güzelliğine hayran kalmış ve Kiki ile Momo’ya teşekkür etmiş. O gece ormanda bir kutlama yapılmış, tüm hayvanlar dans edip şarkılar söylemişler.
Kutlamanın sonunda, Kiki ve Momo birbirlerine sarılmışlar ve dostluklarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamışlar. Onların hikayesi, ormandaki tüm hayvanlara dostluğun gücünü göstermiş ve herkese moral vermiş.
Ertesi sabah, Kiki ve Momo yine büyük meşe ağacının altında buluşmuşlar. Kiki, “Momo, bu güzel günde ne yapalım?” diye sormuş. Momo gözlerini kısarak düşünmüş ve heyecanla, “Kiki, neden ormanın derinliklerindeki gizemli gölü keşfetmiyoruz? Orada birçok sır ve macera olabileceğini duydum,” demiş.
Kiki, Momo’nun bu fikrine bayılmış ve hemen yola koyulmuşlar. Yol boyunca, rengarenk kelebekler ve cıvıldayan kuşlar onları takip etmiş. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, büyük ağaçların arasından süzülen güneş ışıkları yollarını aydınlatıyormuş.
Bir süre sonra, ormanın daha önce hiç gitmedikleri bir kısmına varmışlar. Burada, ağaçların arasında gizli bir patika bulmuşlar. Bu patikayı takip ederek, nihayet gizemli göle ulaşmışlar. Göl, kristal kadar berrakmış ve etrafında renkli çiçekler açmış. Ancak gölün ortasında küçük, mistik bir ada varmış.
Momo heyecanla, “Kiki, bu adaya ulaşmalıyız! Orada kesinlikle bir sır saklı!” demiş. Kiki de merakla başını sallamış. Fakat gölde herhangi bir köprü veya geçiş yolu yokmuş. Momo, “Sanırım yüzmek zorunda kalacağız,” demiş. Kiki de bunu kabul etmiş ve birlikte göle girmişler.
Yüzerek adaya ulaştıklarında, adanın ortasında eski, taş bir yapının kalıntılarını bulmuşlar. İçeri girdiklerinde, duvarlarda eski zamanlardan kalma resimler ve yazılar görmüşler. Kiki, “Bu yazılar, eski bir hazinenin burada saklı olduğunu söylüyor,” demiş. Momo heyecanla, “O zaman hazineyi bulmalıyız!” diye eklemiş.
İkili, yapının içinde dikkatlice ilerleyerek bir kapıya ulaşmışlar. Kapıyı açtıklarında, karşılarında parlak taşlarla dolu bir sandık bulmuşlar. Ancak sandığın üstünde bir not varmış: “Bu hazine, dostluğun ve paylaşmanın değerini bilenlere aittir.”
Momo, “Kiki, bu hazineyi ormandaki arkadaşlarımızla paylaşmalıyız. Bu, dostluğumuzun ne kadar güçlü olduğunu gösterir,” demiş. Kiki de aynı fikirdeymiş. Sandığı alarak, yüzerek geri dönmüşler ve ormanın yolunu tutmuşlar.
Ormana döndüklerinde, topladıkları hazineleri ormandaki arkadaşlarına dağıtmışlar. Herkes bu hediyelere çok sevinmiş ve Kiki ile Momo’ya teşekkür etmiş. Hazine, ormandaki hayvanların dostluklarını daha da pekiştirmiş ve herkes birbirine daha sıkı sarılmış.
O gece, ormandaki hayvanlar büyük bir kutlama yapmışlar. Şarkılar söyleyip dans etmişler, Kiki ve Momo’nun dostluk hikayelerini dinlemişler. Ormandaki herkes, dostluğun ve paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış.
Ve böylece, Bal Porsuğu Kiki ve Tavşan Momo’nun büyük maceraları, ormandaki hayvanların kalplerinde güzel birer anı olarak yer etmiş. Onlar, her zaman birbirlerine destek olmuşlar ve birlikte tüm zorlukları aşmayı başarmışlar.
Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı dinleyenlerin, biri Kiki ve Momo’nun, diğeri de tüm dostların başına. Ve Bal Porsuğu ile Tavşan masalımız burada bizlere veda etmiş.
Ve Bal Porsuğu ile Tavşan masalımıza benzeyen “Kelebek ile Tırtıl masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
1 Yorum
Pingback: Yunus ile İstiridye Masalı - Masal Oku