Can’ın Gözlükle Tanışma Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Küçük bir kasabada, Can adında neşeli bir çocuk yaşarmış. Can, arkadaşlarıyla oynamayı, kitap okumayı ve okulda başarılı olmayı çok severmiş. Ancak son zamanlarda, Can’ın dünyası biraz bulanık görünmeye başlamış.
Tahtadaki yazıları okumakta zorlanıyor, arkadaşlarının yüzlerini net göremiyor ve kitap okurken başı ağrıyormuş. Can, bu durumu pek önemsememiş çünkü gözlerinin bozuk olabileceği hiç aklına gelmemiş.
Bir gün, öğretmeni ona tahtadaki bir soruyu sorduğunda, Can cevap vermekte zorlanmış. Yazılar o kadar bulanıkmış ki, soruyu bile okuyamamış. Öğretmeni durumu fark etmiş ve Can’ın ailesiyle konuşarak onu bir göz doktoruna götürmelerini önermiş.
Can’ın annesi, öğretmenin söylediklerini duyunca hemen bir randevu almış. Can ise bu duruma pek sevinmemiş. Doktora gitmek ona hep sıkıcı gelirmiş ve gözlerinin bozuk olabileceği fikri onu endişelendirmiş. “Ya gözlük takmam gerekirse?” diye düşünmüş. Gözlük takmanın onu farklı göstereceğini ve arkadaşlarının ona gülüp gülmeyeceğini merak etmiş.
Randevu günü geldiğinde, Can ve annesi doktorun odasına girmişler. Göz doktoru, Can’a güler yüzle yaklaşmış ve “Merhaba Can! Sana biraz gözlerini kontrol edeceğiz. Bakalım, senin gözlerin nasıl görüyor?” demiş. Can biraz gergin olsa da doktorun samimi tavrı onu rahatlatmış.
Doktor, Can’ın gözlerini dikkatle incelemiş, ona bazı harfler okutmuş ve gözlerinin gerçekten biraz bozuk olduğunu söylemiş. “Can, senin gözlerin harika işler çıkarıyor ama biraz yardıma ihtiyaçları var. Sana gözlük takmanı önereceğim,” demiş doktor.
Can, gözlük kelimesini duyunca kalbi biraz hızlı atmaya başlamış. “Ama ben gözlük takmak istemiyorum,” demiş üzgün bir şekilde. Doktor ise Can’a nazikçe gülümsemiş ve “Bunu anlıyorum, Can. Ama gözlükler gözlerinin daha iyi görmesine yardımcı olacak. Seni daha net görmen için bir süper kahraman gibi düşünebiliriz,” demiş.
Can, eve döndüğünde bu durumu ailesiyle paylaşmış. Annesi ve babası ona gözlük takmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmışlar. “Gözlükler, senin dünyayı daha net görmeni sağlayacak Can. Hem bak, gözlüğü olan çok insan var. Bu seni farklı yapmaz, aksine sağlığın için en doğru kararı vermiş olursun,” demiş annesi.
Birkaç gün sonra, Can ve annesi gözlükçüye gitmişler. Can, raflarda dizili yüzlerce gözlüğü görünce biraz şaşırmış. “Bu kadar çok gözlük var mıymış?” diye düşünmüş. Gözlükçü, Can’a uygun olan birkaç çerçeve göstermiş. Can, istemeye istemeye birini seçmiş.
Gözlüğünü ilk taktığında kendini çok tuhaf hissetmiş. Ama annesi ona ne kadar yakıştığını söylemiş ve “Can, bu gözlük seni çok şık gösterdi,” demiş. Can, aynada kendine bakmış ve annesinin dediği kadar kötü durmadığını fark etmiş.
İlk başlarda, Can gözlük takmaya çok alışamamış. Okulda da gözlüğünü takarken biraz utanmış. Arkadaşlarının onunla dalga geçeceğinden korkmuş. Ancak günler geçtikçe, arkadaşları Can’a gözlüğünün ona ne kadar yakıştığını söylemeye başlamışlar.
Arkadaşı Ali, “Can, gözlüğün seni çok havalı gösteriyor!” demiş. Diğer bir arkadaşı ise “Artık tahtayı daha iyi görebiliyor musun?” diye sormuş. Can, şaşkınlıkla “Evet, her şey daha net görünüyor. Artık başım da ağrımıyor,” diye cevap vermiş.
Günler geçtikçe, Can gözlüğüne daha çok alışmış ve onu takmayı sevmiş. Artık o da gözlüğün kendisine yakıştığını düşünmeye başlamış. Hatta bir gün, gözlüğünü evde unuttuğunu fark edince kendini eksik hissetmiş. “Gözlüğüm olmadan nasıl görebilirim ki?” diye düşünmüş ve hemen eve gidip gözlüğünü almış.
Can’ın gözlüğe alışmasıyla birlikte, hayatı da eskisinden daha güzel hale gelmiş. Artık tahtadaki yazıları net görebiliyor, kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor ve arkadaşlarıyla oyunlar oynarken hiçbir sorun yaşamıyormuş. Gözlüğü sayesinde dünya yeniden netleşmiş ve Can bunun ne kadar önemli olduğunu anlamış.
Bir gün, Can’ın en yakın arkadaşı Ela, Can’a gözlüğü hakkında bir şey sormuş. “Can, sen başta gözlük takmayı istememiştin, değil mi? Şimdi nasıl hissediyorsun?” diye merak etmiş. Can, gülümseyerek cevap vermiş, “Evet, başta gözlük takmak istememiştim. Ama şimdi gözlüklerimi seviyorum. Onlar sayesinde her şeyi daha net görüyorum ve artık gözlerim yorulmuyor. Hem bak, gözlüğüm bana çok yakışıyor!”
Ela, Can’ın sözlerini duyunca ona hak vermiş. “Evet, çok yakışıyor. Bence herkesin gözlük takmakla ilgili ön yargıları olabilir ama önemli olan sağlık. Senin bu kadar çabuk alışmana ve gözlüğünü sevmene sevindim,” demiş.
Can, gözlüğünü takarak ne kadar doğru bir karar verdiğini anlamış. Artık o da gözlük takan diğer insanları daha iyi anlıyormuş ve gözlüğüyle gurur duyuyormuş. Can’ın Gözlükle Tanışma Masalı, ona hayatında önemli bir ders öğretmiş: Bazen, başta istemediğimiz şeyler bile bizim için en iyisi olabilir. Önemli olan, doğru olanı yaparak sağlığımıza dikkat etmekmiş.
Ve Can, gözlüğüyle birlikte mutlu mesut yaşamış. Gözlüğü ona dünyayı net bir şekilde göstermiş ve o da her günün tadını çıkarmış.
Can’ın Gözlükle Tanışma Masalına benzeyen “Çocuk Masalları” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.