Çöp Krallığı Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, yeşil tepelerin ardında, büyük ağaçların gölgesinde saklanan, kimsenin bilmediği gizemli bir krallık varmış. Bu krallığın adı “Çöp Krallığı”ymış. Ama bu krallık, adından da anlaşılacağı gibi kirli ya da kötü bir yer değilmiş.
Aksine, burası doğanın en temiz, en düzenli yerlerinden biriymiş. Sadece adı “Çöp Krallığı”ymış çünkü burada yaşayan herkesin görevi çöpleri toplamak ve geri dönüştürmekmiş.
Bu krallıkta yaşayan herkes çöplerini dikkatlice ayırır, geri dönüştürülebilecek olanları özel kutulara koyar ve geri dönüştürülemeyenleri yakarak gübre yaparlarmış. Bu sayede krallıkta hiç çöp birikmezmiş ve her şey yeniden kullanılabilirmiş.
Çöp Krallığı’nın Kral ve Kraliçesi, Kral Atık ve Kraliçe Doğa’ymış. Kral Atık, her sabah erkenden kalkar, devasa krallığını dolaşır ve halkının çöpleri nasıl düzenlediğini kontrol edermiş. Kraliçe Doğa ise çiçeklerle, ağaçlarla ve tüm canlılarla ilgilenir, krallığın her zaman yeşil ve sağlıklı kalmasını sağlarmış.
Krallığın en sevilen kişisi ise Küçük Prens Temiz’miş. Küçük Prens, her gün arkadaşlarıyla birlikte köyleri dolaşır, çöpleri toplar ve geri dönüşüm kutularına atarmış. Onun en yakın arkadaşları, küçük sincap Fındık ve akıllı baykuş Bilgeymiş.
Fındık, çok hızlı ve enerjik bir sincapmış, bu yüzden ormanın her yerinde koşarak çöpleri toplar, Küçük Prens’e yardım edermiş. Bilge ise krallığın en bilge kuşuymuş ve geri dönüşüm konusunda herkesin ona danıştığı biriymiş.
Bir gün, Küçük Prens Temiz ve arkadaşları, krallığın en uzak köşesindeki ormana gitmişler. Orada, devasa bir çöp yığını bulmuşlar. Bu, daha önce hiç görmedikleri bir manzaraymış. Küçük Prens, “Bunu kim yapmış olabilir?” diye sormuş.
Fındık, “Belki de başka bir krallıktan gelmiştir,” demiş. Bilge ise durumu dikkatlice incelemiş ve “Bu çöpler bizim krallığımızdan değil. Bu kadar çöp, buraya nasıl gelmiş olabilir?” diye düşünmüş.
Küçük Prens Temiz, arkadaşlarıyla birlikte bu büyük problemi çözmeye karar vermiş. İlk olarak, bütün çöpleri toplamaya başlamışlar. Fındık hızlıca dallar arasında koşmuş, Bilge ise yukarıdan nereye gidilmesi gerektiğini göstermiş. Prens Temiz ise elleriyle çöpleri toplarken, geri dönüşüm kutularını da yanına almış. Çalışmaları saatlerce sürmüş ama bir türlü bitmemiş.
Üç arkadaş, krallıklarına geri dönüp Kral Atık ve Kraliçe Doğa’ya durumu anlatmışlar. Kral ve Kraliçe, büyük bir toplantı düzenlemiş ve krallığın en bilge kişilerinden bu durumu nasıl çözebilecekleri konusunda tavsiye istemişler.
Toplantıda Bilge Baykuş söz almış: “Bu çöpler başka bir krallıktan gelmiş olmalı. Belki de o krallıkta geri dönüşüm bilinmiyordur ve bize ihtiyaçları vardır.”
Kral Atık, “Eğer onlara yardım edersek, hem kendi krallığımızı korumuş oluruz hem de diğer krallığı çöplerden kurtarabiliriz,” demiş.
Bu karar üzerine, Kral Atık, Kraliçe Doğa, Küçük Prens Temiz ve arkadaşları, uzaklardaki o bilinmeyen krallığa doğru yola çıkmışlar. Uzun bir yolculuktan sonra, başka bir krallığın sınırlarına varmışlar. Bu krallığın adı “Kayıp Krallık”mış. Kayıp Krallık öyle bir yermiş ki, insanlar çöpü nereye atacaklarını bilmiyor, sokaklar ve meydanlar çöplerle doluyormuş.
Küçük Prens Temiz, Kayıp Krallık’a baktığında gözleri dolmuş. Çöpler, ağaçların dibine kadar yayılmış, sokakların her köşesini kaplamış. Prens, derin bir nefes alarak arkadaşlarına dönmüş ve “Bu krallık gerçekten zor durumda. Onlara yardım etmemiz gerekiyor,” demiş.
Kral Atık, Prens Temiz’in kararlılığını görünce başını sallamış. “Hadi, Kral ile konuşalım,” demiş.
Kral Atık, Prens Temiz ve arkadaşları, Kayıp Krallık’ın sarayına gitmişler. Sarayın kapıları açıldığında, karşılarında üzgün ve endişeli bir Kral duruyormuş. Kral, hüzünlü bir sesle, “Hoş geldiniz. Benim adım Kral Kayıp, çöpler her yeri sardı, nereye atacağımızı bilemiyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz ve yardıma çok ihtiyacımız var,” demiş.
Bu sözler, Küçük Prens Temiz ve arkadaşlarını daha da duygulandırmış. “Merak etme Kral Kayıp,” demiş Prens Temiz, “Biz buradayız ve birlikte bu sorunu çözeceğiz!”
Kraliçe Doğa, Kral Kayıp’a öncelikle, çöplerin nasıl ayrılacağını anlatmış. Kağıt, plastik, cam ve metal gibi geri dönüştürülebilecek malzemelerin ayrı kutulara konulması gerektiğini söylemiş. Ayrıca, yemek artıkları ve bitki atıklarının da kompost yapılarak toprağa kazandırılabileceğini göstermiş.
Küçük Prens Temiz ise Kayıp Krallık’ın çocuklarına çöpleri nasıl toplayacaklarını öğretmiş. Önce, ellerine büyük torbalar ve eldivenler vermiş. Çocuklar, sokakları, parkları ve bahçeleri gezerek yerdeki çöpleri toplamaya başlamışlar. Her çöp parçasını dikkatlice topluyor ve hangi kutuya atılacağını öğreniyorlarmış.
Fındık, hızlıca etrafta dolaşarak çocuklara hangi çöpleri nereye atacaklarını gösteriyormuş. Örneğin, plastik şişeleri mavi kutuya, kağıtları sarı kutuya atmaları gerektiğini anlatıyormuş. Bilge Baykuş ise yukarıdan çocukları izliyor ve onlara çöpleri ayrıştırmada yardım ediyormuş.
Zamanla, çocuklar geri dönüşüm konusunda uzmanlaşmışlar. Artık hangi atığın hangi kutuya gideceğini çok iyi biliyorlarmış. Çöpler azalmış, geri dönüşüm kutuları her köşeye yerleştirilmiş ve krallık yavaş yavaş tertemiz olmuş.
Kayıp Krallık’taki bu büyük değişim, sadece krallıkta değil, çevredeki diğer krallıklarda da konuşulmaya başlamış. Herkes, Kayıp Krallık’ın nasıl temizlendiğini ve geri dönüşümün ne kadar önemli olduğunu duymuş. Küçük Prens Temiz ve arkadaşları, Kral Kayıp’tan çok güzel bir teşekkür mektubu almışlar. Bu mektupta, Kral Kayıp onlara minnettar olduğunu ve artık krallıklarının tertemiz olduğunu yazmış.
Çöp Krallığı’na geri döndüklerinde, büyük bir kutlama yapılmış. İnsanlar, doğanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamışlar ve çöplerin doğru bir şekilde ayrılıp geri dönüştürülmesi gerektiğini iyice öğrenmişler. İki krallık, bu deneyim sayesinde daha da yakınlaşmış ve birbirlerine destek olarak daha güçlü hale gelmişler.
Küçük Prens Temiz ve arkadaşları, doğayı koruma görevlerine devam etmişler. Onlar, sadece kendi krallıkları için değil, bütün dünyayı temiz ve yaşanabilir bir yer yapmak için çalışmayı sürdürmüşler. Çünkü biliyorlarmış ki, doğa ve temiz bir çevre, sadece bir krallığın değil, tüm dünyanın en değerli hazinesiymiş.
Ve Çöp Krallığı Masalı, çocuklara doğayı sevmenin, onu korumanın ve geri dönüşüm yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmış. Herkes, doğaya daha iyi bakmayı öğrenmiş ve bu ders, nesiller boyu aktarılmaya devam etmiş.
Çöp Krallığı Masalına benzeyen “Masallar” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.