Dede Korkut Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan bir çoban varmış. Bu çobanın adı Ali Bey’di. Günlerini dağlarda koyunları otlatarak geçiren Ali Bey, halk arasında “Dede Korkut” diye anılırdı. Çünkü her akşam ateşin başına geçer ve insanlara efsanevi hikayeler anlatırdı.
Bir gün, köyün küçük bir çocuğu olan Mehmet, Dede Korkut’un yanına gelerek ondan bir masal istedi. Dede Korkut tebessüm ederek Mehmet’e, çok özel bir masal anlatacağını söyledi. Masal, köylerine hiç gitmeyen, farklı ülkelerde yaşayan insanlar hakkındaydı.
Dede Korkut, başladığı masalında, “Uzaklarda, büyük bir ormanda yaşayan bir aile varmış.” dedi. Bu aile, topraktan yapılmış mütevazı bir kulübede yaşıyormuş. Babaları, ormanda avlanırken anneleri evde yemek yaparmış. İki küçük kardeşleri ise etraftaki doğayı keşfetmekle meşgul olurmuş.
Bir gün, ormana giden babaları beklenmedik bir şekilde kaybolmuş. Aile perişan olmuş, ancak umutsuzluğa kapılmamış. Küçük kardeşler, babalarının izini sürmek için ormana gitmeye karar vermişler. Yolda birçok zorlukla karşılaşsalar da, kardeşler hedeflerinden vazgeçmemişler.
Sonunda, babalarının izini bulmuşlar. Fakat büyük bir sürprizle karşılaşmışlar: Babaları, yaralı bir hayvanın yanında oturuyormuş. Hayvan, ormanda yaşayan nadir türlerden biriydi ve kurtarmaları gerekiyordu.
Kardeşler, babalarına yardım ederek hayvanı tedavi etmişler. Birlikte uğraşarak hayvana iyileşme sürecinde destek olmuşlar. Uzun çabalar sonucunda, hayvan sağlığına kavuşmuş ve ormana geri dönmüş.
Dede Korkut, masalını bitirirken, “Bu öykü, dayanışma, cesaret ve doğaya önem verme üzerine bir ders taşıyor. İnsanlar arasındaki farklılıkları anlamak ve birlikte çalışmak, büyük başarılar elde etmek için önemlidir.” dedi.
Mehmet, hikayeyi dikkatle dinledikten sonra Dede Korkut’a teşekkür etti ve hikayenin içerisindeki değerleri anladığını söyledi. O günün ardından Mehmet, köydeki diğer çocuklara masalı anlatarak Dede Korkut’un mesajını yaydı.
Birlikte hareket etmenin gücünü kavrayan köy halkı, doğaya olan sorumluluklarını daha da artırdı. Onlar, ağaçları korumak ve çevreyi temiz tutmak için bir araya geldi. Bu sayede, köyleri daha yaşanabilir bir yer haline geldi.
Dede Korkut, masal anlatmaya devam ederek küçük Mehmet’in hayatında bir dönüm noktası olmuştu. Kendi değerlerini paylaşarak, çocuklara önemli bir mesaj vermişti: Herkes, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için elinden geleni yapmalı ve birbirine destek olmalıydı. Ve Dede Korkut masalı burada bitivermiş.
Dede Korkut Masalına Devam Ediyor
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Dede Korkut’un köyünde yeni bir gün doğmuş. Güneş yavaş yavaş yükselirken, köyün çocukları da birbirleriyle oynamaya başlamışlar.
O gün, Dede Korkut’un yanına gelen Mehmet, “Dede, dün anlattığın masal çok güzeldi. Bugün de bize farklı bir macera anlatır mısın?” demiş. Dede Korkut, gözlerini parlatarak, “Tabii ki, Mehmet’ciğim. Bugün sana ve arkadaşlarına, cesaret ve dostluk hakkında bir masal anlatacağım.” demiş.
Masal şöyle başlamış: Uzak bir köyde, birbirine çok bağlı iki kardeş varmış. Büyük kardeşin adı Ahmet, küçük kardeşin adı ise Ayşe’miş. Ahmet ve Ayşe, her gün köylerinin etrafındaki ormanı keşfetmeye bayılırlarmış.
Bir sabah, Ahmet ve Ayşe, ormanda yürürken gizemli bir mağara keşfetmişler. Mağaranın içi karanlık ve gizemliymiş. İçlerinden bir ses, “Bu mağarada saklı bir hazine var.” demiş. Kardeşler, cesaretlerini toplayıp mağaranın içine girmeye karar vermişler.
Mağarada ilerledikçe, duvarlarda eski zamanlardan kalma resimler görmüşler. Resimler, mağarada yaşayan bir ejderhanın hikayesini anlatıyormuş. Ejderha, köyü koruyan ve hazineyi saklayan bir bekçiymiş.
Derinlere indikçe, kardeşler ejderhayla karşılaşmışlar. Ejderha, onlara zarar vermek yerine, onlarla konuşmayı tercih etmiş. “Benim adım Efsun. Yıllardır bu hazineyi koruyorum, ama artık bir dostum olsun istiyorum.” demiş.
Ahmet ve Ayşe, Efsun’a dost olmayı kabul etmişler. Kardeşler, ejderhanın yalnızlığını dindirmek için ona şarkılar söylemiş, hikayeler anlatmışlar. Günler geçtikçe, Efsun ve kardeşler arasında sıkı bir dostluk kurulmuş.
Bir gün, köyde bir sorun çıkmış ve köylülerin yardıma ihtiyacı olmuş. Efsun, kardeşlerle birlikte köye gelmiş ve köylülere yardım etmiş. Köylüler, ejderhanın aslında ne kadar iyi bir varlık olduğunu anlamışlar.
Dede Korkut, masalını bitirirken, “Görüyorsunuz çocuklar, bazen en korkutucu görünen şeyler, en iyi dostlarımız olabilir. Yüreğimizde cesaret ve dostlukla, dünyayı daha güzel bir yer yapabiliriz.” demiş.
Mehmet ve diğer çocuklar, masalı büyük bir hayranlıkla dinlemişler. O günden sonra, köydeki herkes, birbirine daha sıkı sarılmış ve dostluklarını pekiştirmişler. Ve böylece, Dede Korkut’un masalı, yine mutlu bir sonla bitivermiş. Ve masal burada bitermiş.
Dede Korkut masalı gibi Çocuk masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Daha fazla masal okumak için masal okuyoruz sayfamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.