Dinozor Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar renklerle ve seslerle dolu güzel bir ormanda yaşayan Dom adında küçük bir dinozor varmış. Dom biraz huysuz bir dinozormuş, her zaman her şeyden şikayet eder ve hiçbir şeyden mutlu olmazmış.
Bir gün Dom, güneşin çok parlak olduğundan, nehirdeki suyun çok soğuk olduğundan ve kuşların çok yüksek sesle şarkı söylediğinden şikayet ederek kötü bir ruh hali içinde uyandı. Arkadaşları onu neşelendirmeye çalışmış ama Dom dinlememiş.
Dom yavaş yavaş arkadaşlarından uzaklaştı, günlerini mağarasında tek başına, her şeyden şikayet ederek geçirdi. Ta ki bir gün ormanda yürürken tökezleyip bir tepeden aşağı düşene kadar. Arkadaşları ona yardım etmek için koştular ve Dom’u buldular ancak Dom’un ayağı burkulmuştu.
Ormandaki herkes Dom’un canının yanmasının üzüntüsünü yaşadı, kötü davranışlarına ve huysuzluğuna rağmen Dom onların topluluğunun bir parçasıydı. Huysuz ve homurdanan biri olmasının onu mutlu etmediğini fark ettiler ve onu daha iyi biri yapmaya karar verdiler.
Günler geçtikçe arkadaşları sayesinde Dom daha mutlu ve neşeli birisi haline geldi ve böylece Dom ormanda arkadaşlarıyla birlikte çok daha güzel vakitler geçirdi. Dom, olaylara iyi tarafından bakmanın, hayattan zevk almanın ve çevrelerindekileri takdir etmenin ne kadar önemli olduğunu asla unutmayacağına dair arkadaşlarına söz verdi.
Dom artık sürekli onlarla birlikteydi, onlara her gün daha nazik, daha mutlu ve daha minnettar olarak davrandı. Ve böylece orman bir kez daha kahkahalar, oyunlar ve güzel zamanlarla dolu, neşenin yeniden hüküm sürdüğü bir yer oldu.
Bir gün, Dom ve arkadaşları ormanın derinliklerine doğru bir maceraya çıkmaya karar vermişler. Ormanın derinliklerinde keşfedilecek yeni yerler ve yeni arkadaşlar olduğunu duymuşlar. Dom, artık eski huysuzluğunu geride bırakmış, heyecanla bu yeni maceraya atılmak istemiş.
Dom, sevimli triceratops arkadaşları Teri, uzun boyunlu sevimli brontozor Bobo ve küçük ama cesur pterodaktil Piti ile birlikte yola koyulmuş. Yolculukları neşe içinde başlamış, şarkılar söyleyip, oyunlar oynayarak ilerlemişler. Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe etraflarında daha önce hiç görmedikleri çiçekler ve ağaçlar belirmiş.
Bir süre sonra arkadaşları bir derenin kenarına ulaşmış. Derenin suyu berrakmış ve balıklar neşe içinde yüzüyormuş. Dom, derenin üzerinden nasıl geçeceklerini düşünmüş. Teri hemen bir çözüm bulmuş:
“Dom, Piti uçabilir ve ipi derenin karşısına taşıyabilir. Biz de ipten tutunarak geçebiliriz!” demiş.
Piti, Teri’nin bu fikrini çok beğenmiş ve hemen havalanmış. Bir süre sonra ipin ucunu derenin karşısına taşıyarak arkadaşlarına yardımcı olmuş. Herkes sırayla ipten tutunarak derenin karşısına geçmiş. Dom, Piti’ye teşekkür etmiş:
“Teşekkür ederim, Piti! Sayende derenin karşısına kolayca geçebildik,” demiş.
Yolculuklarına devam eden arkadaşlar, bir süre sonra ormanın en yaşlı ağacı olan Bilge Meşe’nin yanına gelmişler. Bilge Meşe, ormandaki tüm dinozorların danıştığı bilgili bir ağaçmış. Dom ve arkadaşları Bilge Meşe’ye selam vermiş ve ona merhaba demişler. Bilge Meşe, yavaşça dallarını sallayarak:
“Hoş geldiniz, genç dinozorlar. Buraya kadar gelmeniz beni çok mutlu etti. Hangi amaçla buraya geldiniz?” demiş.
Dom, Bilge Meşe’ye ne kadar değiştiğini ve artık daha mutlu bir dinozor olduğunu anlatmış. Ayrıca, yeni yerler keşfetmek ve yeni arkadaşlar edinmek istediklerini söylemiş. Bilge Meşe, Dom’un anlattıklarını dikkatle dinlemiş ve:
“Çok güzel! Mutluluğunuzu paylaşmanız ve yeni dostluklar kurmanız harika. Ormanın derinliklerinde yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. Yolculuğunuza devam edin, ama her zaman birbirinize yardımcı olun ve dostluğunuzu koruyun,” demiş.
Dom ve arkadaşları, Bilge Meşe’nin öğütlerini dinleyerek yolculuklarına devam etmişler. Bir süre sonra karşılarına kocaman bir mağara çıkmış. Mağaranın içinde parlayan kristaller varmış. Merakla mağaraya girmişler ve kristallerin arasında yaşayan küçük bir dinozorla tanışmışlar. Bu dinozorun adı Mimi’ymiş ve yalnız yaşamaktan sıkılmış. Dom ve arkadaşları, Mimi’ye kendileriyle gelmesini teklif etmişler. Mimi çok mutlu olmuş ve onlara katılmış.
Dom ve arkadaşları, yeni arkadaşları Mimi ile birlikte ormanda daha pek çok macera yaşamışlar. Her yeni gün, yeni bir keşif, yeni bir oyun ve yeni bir dostluk getirmiş. Dom, artık her günün bir hediye olduğunu ve arkadaşlarının yanında olmanın ne kadar değerli olduğunu biliyormuş.
Ve böylece, ormanda kahkahalar ve neşe içinde yaşayan dinozorlar, dostluk ve mutlulukla dolu yeni maceralara yelken açmışlar. Her gün, birbirlerine daha da bağlanarak, ormanın huzur ve mutluluk içinde kalmasını sağlamışlar. Masal bu ya, Dom ve arkadaşları sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
Dinozor masalı burada sona ermiş. Dinozor masalı hakkındaki fikirlerinizi, yorumlar kısmında bize belirtmeyi unutmayın 🙂
Dinozor masalı gibi en güzel masallarımızı okumak için çocuk masalları kategorimize üstüne tıklayarak kolaylıkla ulaşabilirsiniz. tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.