Esra’nın Tiyatro Macerası Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, güzel ve mutlu bir evde yaşayan Esra adında tatlı bir kız çocuğu varmış. Esra, büyük kocaman gözleri, sevimli yüzü ve güler yüzlülüğüyle herkesin sevdiği, güzel bir kızmış. Anne ve babası da Esra’yı çok severmiş, onun mutluluğu için ellerinden geleni yaparlarmış.
Bir gün, Esra’nın anne ve babası ona büyük bir sürpriz yapmaya karar vermişler. “Esra, seni çocuk tiyatrosuna götüreceğiz!” demişler. Esra, tiyatro kelimesini duyar duymaz heyecandan yerinde duramaz olmuş. Daha önce hiç tiyatro izlememiş olan Esra, tiyatronun nasıl bir şey olduğunu çok merak ediyormuş.
Akşam olduğunda, ailece tiyatroya gitmişler. Tiyatro binası, dışarıdan bakıldığında devasa ve büyüleyici görünüyormuş. Kapıda renkli ışıklar yanıp sönüyor, içeriden neşeli müzikler duyuluyormuş. Esra, elini annesinin avucunda sıkıca tutarak içeri girmiş. İçeri girdiklerinde, rengarenk ışıklar ve gösterişli dekorlarla karşılaşmışlar. Salonun içi, büyük bir peri masalını andırıyormuş. Esra’nın gözleri parlamış, kalbi heyecandan hızlı hızlı çarpmış.
Gösteri başladığında, sahneye çıkan oyuncular birbirinden güzel kostümler giymişler ve harika bir oyun sergilemişler. Esra, sahnede olan biten her şeyi dikkatle izlemiş. Oyuncuların hareketleri, konuşmaları ve duyguları Esra’yı derinden etkilemiş. Tiyatro perdesi kapandığında, Esra’nın içinde bir ateş yanmış. Kendisi de sahnede olmak, insanları mutlu etmek ve onları başka dünyalara götürmek istemiş.
Eve döndüklerinde, Esra anne ve babasına tiyatrocu olmak istediğini söylemiş. Anne ve babası, Esra’nın bu isteğine çok şaşırmışlar ama onu desteklemişler. “Tabii ki, Esracığım. Eğer tiyatrocu olmak istiyorsan, elimizden geleni yaparız,” demişler.
Ertesi gün, Esra’nın anne ve babası onu tiyatro kursuna yazdırmışlar. Esra, kursa gitmeye başladığında tiyatronun sadece sahnede olmak olmadığını, aynı zamanda çok çalışmak ve emek vermek gerektiğini öğrenmiş. Kurs hocası, Esra’ya tiyatro yapmanın inceliklerini öğretmiş. Esra, her derste yeni bir şeyler öğrenmiş ve her geçen gün daha da iyi olmuş.
Esra’nın kurs günleri çok eğlenceli geçiyormuş. Sabahları erkenden kalkıp annesiyle kahvaltı yaptıktan sonra kursa gidiyormuş. Orada diğer çocuklarla birlikte oyunlar oynuyor, yeni arkadaşlıklar kuruyormuş. Hocaları, Esra’nın yetenekli olduğunu düşünüyor ve ona özel ilgi gösteriyorlarmış. Esra, sahneye çıkarken nasıl durması gerektiğini, mimiklerini nasıl kullanacağını ve repliklerini nasıl ezberlemesi gerektiğini öğrenmiş.
Bir gün, kurs hocası Esra’ya bir sürpriz yapmış. “Esra, seni bir oyun için seçtik. Yakında büyük bir sahnede performans sergileyeceksin!” demiş. Esra, bu habere çok sevinmiş ama aynı zamanda biraz da korkmuş. Büyük bir sahnede oynamak, çok büyük bir sorumlulukmuş. Ama Esra, çalışarak ve azmederek bu sorumluluğun üstesinden geleceğine inanıyormuş.
Gösteri günü geldiğinde, Esra sahneye çıkmadan önce çok heyecanlanmış. Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi hissediyormuş. Anne ve babası onu cesaretlendirmek için kuliste ona sarılmışlar. “Sen bizim küçük yıldızımızsın, harika olacaksın!” demişler. Esra, bu sözlerle biraz rahatlamış ve sahneye çıkmaya hazır hissetmiş.
Sahneye adım attığında, her şey değişmiş. Işıklar, seyircilerin bakışları ve sahnedeki diğer oyuncular, Esra’yı cesaretlendirmiş. Esra, oyunun her anında kendini göstermiş ve büyük bir başarıyla performansını sergilemiş. Seyirciler, oyunun sonunda onu ayakta alkışlamışlar.
Esra sahneden indiğinde, mutluluğu tarif edilemezmiş. Anne ve babası ona sarılmış ve “Bizim küçük tiyatrocu kızımız, harikaydın!” demişler. Esra, bu sözleri duyduğunda mutluluktan uçuyormuş. O an, hayatının geri kalanını tiyatro yaparak geçirmek istediğine emin olmuş.
O günden sonra Esra, tiyatro çalışmalarına daha da azimle devam etmiş. Her geçen gün kendini daha da geliştirmiş ve büyük oyunlarda yer almış. Esra, hayallerinin peşinden giderek, hem kendi mutluluğunu hem de seyircilerin mutluluğunu sağlamış.
Bir gün, Esra’nın oynadığı oyunlardan birine ünlü bir tiyatro yönetmeni gelmiş. Esra’nın performansını izleyen yönetmen, onun yeteneğine hayran kalmış ve onu büyük bir tiyatro topluluğuna davet etmiş. Esra, bu teklifi büyük bir sevinçle kabul etmiş ve daha büyük sahnelerde oynamaya başlamış.
Esra, büyük sahnelerde oynadıkça daha da ünlü olmuş. Artık herkes onun adını biliyormuş ve oyunlarını izlemek için sabırsızlanıyormuş. Esra, sahnede parladıkça hayallerine ulaşmanın mutluluğunu yaşıyormuş. Ama Esra, hiçbir zaman başladığı yeri unutmamış. Küçük tiyatro kursuna zaman zaman giderek, yeni başlayan çocuklara yardım etmiş ve onlara ilham vermiş.
Ve böylece, Esra’nın Tiyatro Macerası Masalı, hayallerine inanan tüm çocuklara ilham kaynağı olmuş. Esra, sahnelerde parlamaya ve insanlara mutluluk dağıtmaya devam etmiş.
Esra’nın Tiyatro Macerası Masalına benzeyen “Çocuk Masalları” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.