Bir varmış bir yokmuş, ortaokula yeni başlamış tatlı mı tatlı bir kız varmış. Adı Gizem’miş. Gizem, çok meraklı ve öğrenmeyi seven bir çocukmuş. Ailesi onu her zaman destekler, okulda başarılı olması için her türlü imkânı sağlarmış. Bu yıl Gizem’in hayatında çok önemli bir değişiklik olmuş: İlk defa kendi telefonu olmuş!
O sabah Gizem’in gözleri heyecandan parlıyormuş. Annesi kahvaltı masasında otururken, babası büyük bir kutuyla içeri girmiş. Kutunun üzerindeki logoyu görünce Gizem’in kalbi yerinden çıkacak gibi olmuş. “Bu benim mi?” diye sormuş şaşkınlıkla.
Babası gülümseyerek başını sallamış. “Evet, canım. Ortaokula başladın, sorumluluklarını yerine getiriyorsun. Artık bir telefona sahip olmanın zamanı geldi,” demiş.
Gizem kutuyu açarken elleri titriyormuş. Kutunun içinden parlak, yeni bir telefon çıkmış. Gizem heyecanla telefonu eline almış, ama aynı zamanda içinde hafif bir korku da varmış. Telefon ona çok yeni ve karmaşık görünüyormuş. Bu kadar büyük bir sorumluluğu taşımak onun için biraz ürkütücüymüş.

Annesi bu durumu fark etmiş ve yumuşak bir sesle, “Merak etme, Gizem. Telefonu doğru kullanmayı öğreneceksin. Ama unutma, bu sadece bir eğlence aracı değil. Aynı zamanda seni tehlikelerden koruyabilen bir araç. Sorumlu bir şekilde kullanırsan, her şey yolunda gider,” demiş.
Gizem başını sallamış, ama aklında birçok soru varmış. Acaba arkadaşları gibi sosyal medyaya mı katılmalı? Oyunlar mı indirmeli? Yoksa sadece ailesiyle konuşup, dersleri için mi kullanmalı? Bu sorular kafasında dönüp dururken, okul zamanı gelmiş.
Okulda, Gizem yeni telefonunu sınıf arkadaşlarına göstermek istemiş, ama aynı zamanda telefonun nasıl çalıştığını tam bilmediği için biraz utangaç davranmış. Öğle arası geldiğinde, en yakın arkadaşı Ayşe yanına gelmiş ve “Vay, yeni telefon mu aldın?” diye sormuş. Gizem başını sallamış, telefonu çantasından çıkarmış.
Ayşe telefonun özelliklerine bakarken, “Hadi bir oyun indirip oynayalım!” demiş. Gizem ne yapacağını bilememiş, çünkü ailesi telefonda oyun oynama konusunda dikkatli olmasını söylemişti. Ayşe’nin ısrarlarına rağmen, “Belki daha sonra,” demiş nazikçe.
O gün okuldan eve döndüğünde, Gizem telefonu nasıl kullanacağı konusunda kararsızmış. Babası işten gelince ona bir sorusu olup olmadığını sormuş. Gizem biraz utangaç bir şekilde, “Babacım, arkadaşlarım telefonlarında hep oyun oynuyor. Ben de oynayabilir miyim?” diye sormuş.
Babası derin bir nefes alarak, “Gizem, telefonunda oyun oynayabilirsin, ama bunu dengeli bir şekilde yapmalısın. Telefonunu sadece oyun oynamak için kullanırsan, zamanını boşa harcarsın. Onu sana faydalı olacak şeyler için de kullanabilirsin. Mesela derslerin, araştırmaların ve ailemizle iletişim kurmak için. Oyunlar eğlenceli olabilir, ama senin sorumlulukların daha önemli,” demiş.
Gizem babasının söylediklerini dikkatle dinlemiş. “Haklısın babacım,” demiş ve telefonu kullanma konusunda daha dikkatli olmaya karar vermiş. O gece telefonu nasıl ayarlayacağını öğrenmek için internette araştırma yapmış. Ayrıca telefonun alarmını kurmayı ve uygulamaları nasıl kullanacağını öğrenmiş. Ancak, sosyal medyayı ve oyunları sınırlı bir şekilde kullanma kararı almış. Onun için öncelik, derslerine ve ailesiyle olan iletişime önem vermekmiş.
Ertesi gün okulda arkadaşları ona tekrar oyunlar indirmesi için baskı yapmışlar. Ancak Gizem, “Oyunlar eğlenceli ama telefonumla daha faydalı şeyler yapabilirim,” diyerek kendine güvenle cevap vermiş. Arkadaşları şaşırmış ama aynı zamanda onu takdir etmişler. Çünkü o, telefonunu bilinçli bir şekilde kullanmayı başarmış.
Zaman geçtikçe, Gizem telefonunu sorumluluklarını yönetmek için kullanmaya başlamış. Telefonun takvimine sınav tarihlerini ve ödevlerini kaydediyor, ailesiyle haberleşiyor ve derslerine yardımcı olacak uygulamalar indiriyormuş. Annesi ve babası, onun bu kadar olgun bir şekilde telefonunu kullanmasından çok memnunmuş.
Bir gün okulda öğretmeni, sınıfa teknoloji hakkında bir ödev vermiş. Herkesin teknolojinin faydaları ve zararları üzerine bir araştırma yapmasını istemiş. Gizem hemen heyecanlanmış. Telefonunu bu ödev için nasıl kullanacağını düşünmüş. İlk defa bir ödevi için telefonundan faydalanacakmış.
Evde oturup telefonunu açmış ve internetten teknolojinin faydaları ve zararları üzerine makaleler bulmaya başlamış. Annesi ona mutfaktan seslenmiş: “Gizem, bakıyorum ki telefonunu gerçekten faydalı işler için kullanıyorsun!”
Gizem, annesine gülümseyerek cevap vermiş: “Evet anne, telefon sadece oyun oynamak için değil. Ödevlerimde de çok işe yarıyor.”
Ödev günü geldiğinde, Gizem sınıfta araştırmalarını paylaştığında öğretmeni onu tebrik etmiş. “Harika bir iş çıkarmışsın, Gizem. Teknolojiyi doğru kullanmanın önemini çok iyi anlamışsın,” demiş.
Gizem o gün eve dönerken kendini çok mutlu hissetmiş. Telefonun sadece bir eğlence aracı olmadığını, onu sorumlu bir şekilde kullanarak ne kadar fayda sağlayabileceğini öğrenmiş. Hem ailesi, hem öğretmenleri, hem de arkadaşları ona çok güvendiği için kendisiyle gurur duyuyormuş.
Böylece Gizem, hayatında önemli bir adım atarak, telefonunu hem eğlenmek, hem de öğrenmek için dengeli bir şekilde kullanmayı başarmış. Gizem’in İlk Telefonu Masalı da, Gizem’in sorumluluğu ve bilinçli kullanımı herkes için güzel bir örnek olmuş.
Gizem’in İlk Telefonu Masalına benzeyen uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.