Hırsız Tavşan Masalı: Bir varmış bir yokmuş, Bir zamanlar, yemyeşil ormanların ortasında güzel mi güzel bir köy varmış. Bu köyde, hayvanlar barış içinde yaşarmış. Herkes birbirine yardım eder, dostluklarını pekiştirirmiş.
Ancak bir gün, köyde garip olaylar yaşanmaya başlamış. Hayvanların yiyecekleri kayboluyormuş. Kimse ne olduğunu anlayamıyormuş. Bu olaylar başladığında, köyün yaşlı bilgesi olan Baykuş Dede durumu incelemeye karar vermiş. Gece boyunca ormanda uçmuş ve iz sürmüş.
Öncelikle, köyün kenarındaki büyük ceviz ağacının altına gitmiş. Orada kırık ceviz kabukları bulmuş. Baykuş Dede, dikkatlice kabukları incelemiş ve küçük, keskin diş izleri fark etmiş.
“Bu diş izleri bir tavşana ait olmalı,” demiş kendi kendine. Ardından, ormanın derinliklerine doğru kanat çırpmış. Ay ışığı, ağaçların arasından süzülürken, Baykuş Dede’nin gözleri her detayı yakalıyormuş. Bir süre sonra, taze kazılmış toprak yığınları görmüş. Toprağın kokusunu almış ve taze otlar ile sebzeler arasındaki küçük yolları fark etmiş.
Baykuş Dede, izleri takip ederek ormanın daha da derinlerine inmiş. Karanlık ve sessiz olan bu bölgede, dikkatle hareket etmiş. Yumuşak toprağa basan küçük ayak izlerini görmüş. İzler, büyük bir ağacın kovuğuna doğru gidiyormuş. Baykuş Dede, yavaşça ağacın kovuğuna yaklaşmış ve içeriden gelen hafif sesleri duymuş.
Ağacın kovuğunda Minik Tavşan oturuyormuş. Minik Tavşan, köyde yaşayan diğer hayvanlardan farklı olarak, gece karanlığında yiyecek aramaya çıkarmış. Ancak yiyecek bulamayınca, başkalarının yiyeceklerini çalmaya başlamış. Baykuş Dede, Minik Tavşan’ın bu kötü alışkanlığını fark edince, ona yardım etmeye karar vermiş.
Baykuş Dede, Minik Tavşan’ı yanına çağırarak konuşmuş. “Sevgili Minik Tavşan,” demiş. “Neden başkalarının yiyeceklerini çalıyorsun? Bu, köyümüzde dostluk ve barışa zarar veriyor.”
Minik Tavşan, başını öne eğmiş ve utanmış. “Özür dilerim Baykuş Dede,” demiş. “Ama yiyecek bulamıyordum ve açlıktan ne yapacağımı bilemedim.”
Baykuş Dede, Minik Tavşan’a yardımcı olmayı teklif etmiş. “Sana yiyecek bulmanın daha dürüst ve dostça yollarını öğretebilirim,” demiş. “Böylece hem karnın doyar hem de dostlarını kaybetmezsin.”
Minik Tavşan, Baykuş Dede’nin teklifini kabul etmiş ve ondan öğrenmeye başlamış. İlk olarak, Baykuş Dede Minik Tavşan’a ormanda hangi bitkilerin yenilebilir olduğunu öğretmiş. “Bak Minik Tavşan,” demiş. “Bu yonca yaprakları ve hindiba bitkisi çok lezzetlidir ve tavşanlar için besleyicidir.”
Minik Tavşan, yonca yapraklarını ve hindiba bitkisini koklamış ve tadına bakmış. “Gerçekten çok lezzetliymiş,” demiş.
Baykuş Dede, sonra Minik Tavşan’a tohum ekmeyi öğretmiş. “Toprağı böyle güzelce kazmalısın,” demiş ve pençesiyle toprağı nazikçe kazmış.
“Sonra, bu küçük tohumları toprağın içine yerleştir ve üzerini hafifçe ört. İşte bu kadar! Bir süre sonra bu tohumlar filizlenecek ve sana taze yiyecekler sağlayacak.”
Minik Tavşan, Baykuş Dede’nin gösterdiği gibi toprağı kazmış ve tohumları ekmiş. “Bu çok eğlenceliymiş,” demiş. “Artık kendi yiyeceğimi yetiştirebilirim.”
Son olarak, Baykuş Dede Minik Tavşan’a yiyecekleri nasıl saklayacağını öğretmiş. “Topladığın yiyecekleri böyle küçük yığınlar halinde saklayabilirsin,” demiş. “Onları serin ve gölge bir yerde sakla ki bozulmasınlar. Ayrıca, yiyeceklerini saklarken üzerlerini yapraklarla örtmeyi unutma, böylece diğer hayvanlar onları bulamaz.”
Minik Tavşan, Baykuş Dede’nin tüm öğrettiklerini dikkatlice dinlemiş ve uygulamış. Artık hem kendi yiyeceğini bulabiliyor hem de arkadaşlarına yardım edebiliyormuş.
Bir gün, köyde büyük bir festival düzenlenmiş. Tüm hayvanlar bir araya gelerek yiyeceklerini paylaşmış ve keyifli bir gün geçirmişler. Minik Tavşan da kendi topladığı yiyeceklerle katılmış festivale. O günden sonra, Minik Tavşan köyün en sevilen ve güvenilen üyelerinden biri olmuş. Artık kimse ondan şüphelenmez, tam tersine ona yardımcı olurmuş.
Baykuş Dede, Minik Tavşan’ın değişimini gördükçe gururlanmış. “Herkes hata yapabilir,” demiş. “Önemli olan hatalarımızdan ders çıkarmak ve daha iyi bir insan, ya da bu durumda daha iyi bir tavşan olabilmek.”
Minik Tavşan, hayatında yaptığı bu büyük değişiklikten çok mutluymuş. Artık kimseye zarar vermeden, dostlarıyla birlikte huzur içinde yaşıyormuş. Ve köyde herkes, Baykuş Dede’nin bilge sözlerini hiç unutmamış: “Dostluk ve dürüstlük, hayatımızı güzelleştirir.”
Böylece, ormanın derinliklerindeki bu küçük köyde, barış ve dostluk içinde yaşamaya devam etmişler. Ve Minik Tavşan, her zaman için arkadaşlarına iyi bir örnek olmuş ve Hırsız Tavşan Masalı da burada bitmiş.
Hırsız Tavşan Masalına benzeyen “Masallar” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. Masal dinlemek için ise Youtube veya İnstagram hesaplarımızı takip edebilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.