İyilik Perilerinin Dünyası Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Bir zaman uzak diyarlarda, bulutların üstünde saklı kalmış, gözlerden uzak bir yer varmış. Bu yer, İyilik Perilerinin Dünyası’ymış. Burada yaşayan periler, yeryüzündeki insanlara yardım etmek, onların mutlu olmasını sağlamak ve kötülükleri uzak tutmak için varlıklarını sürdürürmüş.
Bu dünya, rengârenk çiçekler, altın gibi parlayan ırmaklar ve gökkuşağının her rengine bürünmüş ağaçlarla doluymuş. Güneş her zaman parlak, hava hep ılık ve yumuşak bir esintiyle doluymuş. Periler, buranın doğal güzellikleri arasında mutlu bir hayat sürermiş. Ancak onların tek görevi, bu güzel dünyada yaşamaktan ibaret değilmiş.
Bir gün, İyilik Perileri’nin en cesuru olan Peri Dudu, yeryüzündeki çocuklara yardım etmek için hazırlanıyormuş. Dudu, uzun sarı saçları, inci gibi parlayan mavi gözleri ve her adımında ışıldayan kanatlarıyla perilerin en sevilenlerinden biriymiş. Ne zaman bir çocuk üzülse veya zor bir durumda kalsa, Dudu hemen o çocuğun yanına gidip ona yardım edermiş.
O sabah, Dudu çok özel bir görev için yola çıkmaya hazırlanıyormuş. Yeryüzünde, küçük bir kasabada, Ada adında bir kız çocuğu varmış. Ada, oldukça meraklı ve iyi kalpli bir çocukmuş, ama son zamanlarda çevresindeki insanların bazen ona haksızlık ettiğini düşünüyormuş. Ada, arkadaşları tarafından anlaşılmadığı hissine kapılmış ve bu yüzden içine kapanmış.
Dudu, Ada’nın üzüntüsünü hissetmiş ve ona yardım etmeye karar vermiş. Periler diyarından yeryüzüne inmek, kolay bir iş değilmiş; Dudu, pırıltılı kanatlarını çırparken, gökkuşağından bir yolculuğa çıkmış. Gökkuşağının renkleri arasında süzülerek Ada’nın yaşadığı kasabaya doğru ilerlemiş.
Ada, evinin bahçesinde sessizce otururken, birden karşısında parıldayan bir ışık görmüş. Bu ışık, Dudu’nun sihirli ışığıymış. Dudu, usulca Ada’nın yanına yaklaşmış ve tatlı bir sesle “Merhaba, Ada” demiş. Ada, şaşkınlıkla başını kaldırmış ve karşısında duran güzeller güzeli periyi görünce gözlerine inanamamış.
“Sen kimsin?” diye sormuş Ada, gözleri kocaman açılmış bir halde.
“Ben Peri Dudu’yum,” demiş Dudu, nazik bir gülümsemeyle. “Senin ne kadar üzgün olduğunu hissettim ve sana yardım etmek için geldim.”
Ada, Dudu’nun yumuşak ve güven verici sesine karşılık vermiş. “Bana gerçekten yardım edebilir misin? Kendimi çok yalnız ve anlaşılmamış hissediyorum.”
Dudu, Ada’nın elini nazikçe tutarak, “Tabii ki, Ada,” demiş. “Ama unutma, bazen insanlar duygularını anlamakta zorlanabilirler. Senin güçlü bir kalbin var ve bu kalp, herkesin görmesi gereken bir güzellik taşıyor.”
Ada, Dudu’nun söylediklerini düşünmüş ve birazcık rahatlamış. “Peki, ne yapmalıyım?” diye sormuş.
Dudu, kanatlarını hafifçe çırparak, etrafa sihirli tozlar saçmış. “Öncelikle, kendine inanmalısın. Senin iyiliğin, etrafındaki herkese ışık olacaktır. Belki hemen değil, ama zamanla arkadaşların da bu ışığı görecekler.”
Ada, Dudu’nun sözlerini dinlerken, içinde bir sıcaklık hissetmiş. Belki de gerçekten de doğruymuş; belki de onun iyiliği, bir gün diğerlerine de yansıyacakmış.
Dudu, Ada’ya iyilik perilerinin küçük sırlarını anlatmış. “Her sabah, güne mutlu bir kalple başla. En sevdiğin şarkıyı söyle ve çevrendeki insanlara güler yüz göster. Küçük iyilikler yap ve bu iyiliklerin nasıl büyük bir fark yaratacağını izle.”
Ada, Dudu’nun söylediklerini yapmaya karar vermiş. Ertesi sabah uyandığında, güne gülümseyerek başlamış. Okula giderken, arkadaşlarına tatlı sözler söylemiş, öğretmenine yardım etmiş ve annesi için küçük sürprizler hazırlamış. Zamanla, Ada’nın çevresindeki insanlar onun bu güzel değişimini fark etmeye başlamış. Onlar da Ada’nın iyiliğinden etkilenmiş ve daha nazik davranmaya başlamışlar.
Bir süre sonra, Ada artık kendini yalnız hissetmemiş. Arkadaşlarıyla daha iyi anlaşmaya başlamış, çünkü Ada onlara kendi içindeki iyiliği göstermiş. Peri Dudu, Ada’nın bu değişimini gökyüzünden izlerken, mutlu bir gülümsemeyle kanatlarını çırpmış. Görevinin başarıyla sonuçlandığını bilmek, onu çok mutlu etmiş.
Ve böylece, İyilik Perilerinin Dünyası’nda bir başka güzel hikâye daha sona ermiş. Periler, yeryüzündeki insanların mutluluğunu izlemeye ve onlara yardım etmeye devam etmişler. Dudu da her zaman olduğu gibi, insanların iyilik dolu kalplerine dokunarak, onların hayatlarını aydınlatmış.
Ada ise, artık ne zaman zor bir durumla karşılaşsa, Peri Dudu’nun ona öğrettiği gibi kendi iyiliğini hatırlamış ve bunu çevresindeki insanlarla paylaşmaktan çekinmemiş.
Gökkuşağının altında, yıldızların parladığı bir gecede, perilerin dünyasında yeni bir masalın başlangıcı beklenirmiş. Çünkü İyilik Perileri, her zaman yeni maceralara ve yeni dostluklara hazırmış.
Ve İyilik Perilerinin Dünyası Masalı burada sona ermiş, ama iyilikle dolu dünyada her zaman yeni başlangıçlar varmış.
İyilik Perilerinin Dünyası Masalına benzeyen “Peri masalları” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.