Kedi Ve Fare Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, huzurlu küçük bir köyde Luna adında bir kedi ve Moon adında bir fare yaşarmış. Luna zarif hareketleri ve dolgun kürküyle tanınırken, Moon kıvrak zekası ve küçük boyutuyla ünlüymüş. Ancak köydeki herkesin bildiği bir şey vardı: Luna ve Moon birbirlerinden kesinlikle nefret ederlerdi.
Bahçelerde birbirlerini kovalar, çiçek saksılarını devirir ve gittikleri her yerde kaos yaratırlardı. Köylüler onların sürekli didişmelerinden bıkmışlardı ve ikisi arasında barış ve uyum olmasını diliyorlardı.
Güneşli bir sabah, Luna köy parkının yakınlarında dolaşırken, bir ağacın yanında duran güzelce süslenmiş bir kutuya rastladı. Meraklanan Luna kutuyu dikkatle açmış ve pırıl pırıl mücevherlerle süslenmiş parlak bir altın kolye bulmuş. Güzelliği karşısında büyülenen Luna, onu kendine saklamaya karar verdi.
Bu sırada Moon parkta koşuşturarak yiyecek arıyordu. Kafasını kaldırıp baktığında Luna’nın göz alıcı kolyeyi taktığını fark etti. Kıskançlıktan deliye dönen Moon, kolyeyi ondan almak için aceleyle bir plan yaptı.
Moon masum bir edayla Luna’ya yaklaştı ve şöyle dedi: -Luna, bu kolyenin sana çok yakıştığını söylemeliyim. Ancak, onun güzelliğini bile aşan gizli bir hazinem var. Görmek ister misin?
Daha da güzel bir hazine vaadiyle baştan çıkarılan Luna, Moon’u takip etmeyi kabul etti. Gizli bir açıklığa rastlayana kadar ormanın derinliklerine doğru ilerlediler. Moon parıldayan bir şelaleyi işaret ederek Luna’yı yakından bakmaya çağırdı.
Şaşkınlık içinde, çağlayan ılık güneş ışığı altında görkemli bir gökkuşağına dönüştü. Sayısız canlı rengi yansıtarak gözlerini ve kalplerini büyüledi. Luna bu muhteşem manzara karşısında huşu içindeydi.
Onlar orada dururken Luna bir şeyin farkına vardı – bulduğu kolyenin güzelliği, önündeki gökkuşağının yanında soluk kalıyordu. Kolyeyi çıkarıp Moon’a uzattı ve şöyle dedi: -Ay, asıl hazine bu gökkuşağı. Lütfen bu kolyeyi dostluğumun ve geçmişteki anlaşmazlıklarımız için özrümün bir simgesi olarak kabul et.
Luna’nın nezaketinden ve alçakgönüllülüğünden etkilenen Moon, kızgınlığını daha fazla tutamayacağını anladı. -Luna, haklısın. Bu gökkuşağı şimdiye kadar gördüğüm her şeyden daha güzel. Cömertliğin için teşekkür ederim, -diye cevap verdi Moon, kolyeyi kabul ederek.
O andan itibaren Luna ve Moon farklılıklarını bir kenara bırakıp gerçek birer arkadaş oldular. Günlerini birlikte köyü keşfederek, gittikleri her yere mutluluk ve kahkaha saçarak geçirdiler.
Köylüler bu dönüşüm karşısında hayrete düştüler. Nezaket ve paylaşımın Luna ve Ay arasında güzel bir dostluk yarattığını fark ettiler. Yeni buldukları uyumdan ilham alan köylüler de birbirleriyle paylaşmaya ve yardımlaşmaya başlayarak daha güçlü ve daha şefkatli bir topluluk oluşturdular.
Böylece Luna ve Moon ‘un hikayesi tüm köye yayıldı ve herkese nezaket ve paylaşmanın gerçekten de her şeyden daha güzel olduğunu hatırlattı. Kedi ve fare köye, hayatlarını sonsuza dek değiştiren değerli bir ders verdi.
Kedi Luna ve Fare Moon, köydeki herkesin sevgisini kazanmışlar. Artık en iyi arkadaş olduklarından, birlikte pek çok macera yaşıyorlarmış. Bir gün, yine güneşli bir sabah, Luna ve Moon köy meydanında buluşmuşlar.
O gün, köyde büyük bir festival varmış. Her yıl düzenlenen bu festivalde, köylüler en güzel yiyeceklerini, el yapımı ürünlerini ve eğlenceli oyunlarını sergilerlermiş. Luna ve Moon da festivale katılmak için sabırsızlanıyorlarmış.
Luna, Moon’a dönüp demiş ki: “Moon, bugün festivalde birlikte eğlenelim! Belki yeni arkadaşlar da edinebiliriz.” Moon ise heyecanla başını sallamış: “Harika olur Luna! Hem de birlikte en güzel oyunları oynarız.”
Festival alanına vardıklarında, renkli balonlar, müzikler ve kahkahalarla dolu bir manzara onları karşılamış. Her yerde çeşit çeşit yiyecekler ve oyunlar varmış. Luna ve Moon önce lezzetli peynirlerle dolu stantta durmuşlar. Moon peyniri çok seviyormuş ve Luna da onun bu sevincine katılmış.
Sonra, iki arkadaş halat çekme yarışını izlemeye gitmişler. Luna güçlü pençeleriyle halatı tutmuş, Moon ise küçük ama hızlı hareketleriyle halatı çekmeye yardım etmiş. Yarışta birinci olamamışlar ama birlikte çok eğlenmişler.
Yarıştan sonra, Luna ve Moon bir ağacın gölgesinde dinlenirken, yanlarına küçük bir kuş gelmiş. Kuşun adı Pipermiş ve üzgün görünüyormuş. Moon kuşa yaklaşıp sormuş: “Merhaba Piper, neden üzgünsün?” Piper cevap vermiş: “Kanadım incindi ve uçamıyorum. Festivaldeki şarkı yarışmasına katılamayacağım.”
Luna ve Moon hemen bir plan yapmışlar. Luna Piperi sırtına almış, Moon ise onları cesaretlendirmiş. Festivaldeki şarkı yarışmasına gitmişler ve Piper, Luna’nın sırtında durarak şarkısını söylemiş. Piper’in güzel sesi, tüm köylüleri büyülemiş ve herkes onu alkışlamış.
Piper yarışmada birinci olmuş ve çok mutluymuş. Piperi neşelendirdikleri için Luna ve Moon da çok sevinmişler. Piper onlara dönüp teşekkür etmiş: “Siz olmasaydınız, asla yarışmaya katılamazdım. Teşekkür ederim arkadaşlar!”
Luna gülümseyerek demiş ki: “Asıl biz teşekkür ederiz Piper. Seninle tanışmak ve sana yardım etmek çok güzeldi.” Moon ise eklemiş: “Evet, her zaman birbirimize destek olmalıyız.”
O günden sonra, Luna, Moon ve Piper çok iyi arkadaş olmuşlar. Her festivalde birlikte eğlenmişler, birbirlerine yardım etmişler ve köydeki herkesin kalbini kazanmışlar.
Köylüler, Luna ve Moon’un hikayesini duymuş ve onların ne kadar iyi arkadaş olduklarını görmüşler. Nezaket, yardımlaşma ve dostluk sayesinde köyde herkes daha mutlu ve huzurlu olmuş.
Böylece, Luna, Moon ve Piper’ın maceraları devam etmiş ve onlar her gün yeni bir serüvene atılarak köyde mutluluğu yaymaya devam etmişler.
Gökten üç elma düşmüş: biri Luna’ya, biri Moon’a, biri de Piper’a. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
Ve gökkuşağının altında, dostluk dolu köyde, herkes mutlu mesut yaşamış.
Kedi ve fare masalı burada sona ermiş. 7-8 yaş masalı oku masalına benzeyen ve okumak istediğiniz masal başlıklarını yorumlar kısmında belirtebilirsiniz.
Kedi ve fare masalı gibi çocuk masalları okumak için kategorimize üstüne tıklayarak kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.