Kıskançlığın Gölgesi Masalı: Bir varmış, bir yokmuş .Ali, ailesinin ilk ve uzun süre tek çocuğuymuş. Evde herkesin ilgisi, sevgisi ve dikkati onun üzerinde toplanmış. Anne ve babası, onun her isteğini yerine getirir, birlikte geçirdikleri zamanı en değerli anlar olarak kabul ederlermiş. Ali, evin göz bebeği olarak büyümüş ve bu durumun değişmeyeceğini düşünüyormuş.
Ancak bir gün, annesi ona bir kardeşi olacağını söylediğinde, Ali’nin içini tuhaf bir his kaplamış. Kardeşi doğduğunda, hayatının değişeceğini sezmiş ama bunun tam olarak ne anlama geldiğini anlayamamış.
Aylar geçmiş ve küçük kardeşi Mehmet dünyaya gelmiş. Mehmet’in gelişiyle birlikte evdeki her şey değişmiş. Evdeki tüm düzen, Mehmet’in etrafında dönmeye başlamış. Annesi sürekli Mehmet’le ilgileniyor, babası ise her fırsatta onunla vakit geçiriyormuş.
Mehmet’in ağlaması, gülüşü, hatta uyuması bile evin en önemli olayları haline gelmiş. Ali, kendisini birdenbire evdeki ilgi odağı olmaktan çıkmış gibi hissetmiş. Bu durum, Ali’nin içinde bir kıskançlık ateşini yakmış.
Ali, kardeşi doğmadan önce annesiyle her gün oyunlar oynar, babası ise her akşam ona hikayeler anlatırmış. Ancak artık annesi Mehmet’in bakımıyla meşgul olduğu için Ali’ye yeterince vakit ayıramıyormuş. Babası da Mehmet’i uyutmakla o kadar çok vakit geçiriyormuş ki, Ali ile geçirdiği akşam hikaye saatleri azalmış.
Ali, kendisini dışlanmış ve yalnız hissetmeye başlamış. İçinde büyüyen kıskançlık, kardeşi Mehmet’e karşı hissettiği sevgiyle çelişiyormuş. Bir yandan Mehmet’i korumak istiyor, diğer yandan ise onun varlığından rahatsız oluyormuş.
Bir gün, babası eve büyük bir oyuncak araba getirmiş. Ali, bu arabanın kendisi için olduğunu düşünmüş. Ancak babası, oyuncağı Mehmet’in beşiğine bırakınca Ali’nin kalbinde bir sızı hissetmiş. Ali, bu durum karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşamış.
Eskiden sadece kendisine getirilen hediyeler şimdi Mehmet’e veriliyormuş gibi geliyormuş. Ali’nin içindeki kıskançlık duygusu daha da güçlenmiş. Mehmet’i sürekli kıskanır hale gelmiş, onunla oyun oynamaktan kaçınmış ve ailesinin sevgisini geri kazanmak için türlü yollar denemeye başlamış.
Günler geçtikçe Ali, Mehmet’in sürekli ilgi görmesine ve ona daha fazla sevgi gösterilmesine katlanamaz hale gelmiş. Bir gün, annesi Ali’yi parka götürmüş. Ali, parkta oyun oynarken annesi Mehmet’i bebek arabasında sallıyormuş.
Ali, annesinin sürekli Mehmet’le ilgilenmesinden rahatsız olmuş. Kendi çocuk kalbinde, Mehmet’in onun yerini aldığına inanmış. Ancak o sırada, Mehmet’in bebek arabasında tehlikeli bir şekilde eğildiğini ve düşmek üzere olduğunu fark etmiş.
Ali, bir an duraksamış; içindeki kıskançlık, onu yardım etmekten alıkoymak istemiş. Ama bu düşünce sadece birkaç saniye sürmüş, hemen ardından kardeşine zarar gelmemesi için koşarak annesine haber vermiş.
Annesi hızla yerinden fırlamış ve Mehmet’i kucağına alarak onu düşmekten kurtarmış. Ali, annesinin gözlerindeki korkuyu ve ardından gelen şükran dolu bakışı görmüş.
O an, içindeki kıskançlığın ne kadar anlamsız olduğunu fark etmiş. Mehmet’e bir şey olsaydı, bu onu sonsuza kadar üzecekti. Ali, aslında kardeşini ne kadar sevdiğini ve onu koruma isteğini derinlerde hissetmiş. Bu olaydan sonra, Ali’nin içinde bir şeyler değişmeye başlamış.
Ali, kardeşini kıskanmak yerine onunla ilgilenmeye ve onu daha yakından tanımaya başlamış. Mehmet’in küçük sevinçleri, Ali’nin içindeki kıskançlık duvarını yavaş yavaş yıkmış.
Ali, kardeşinin sadece bir rakip değil, aynı zamanda bir dost ve oyun arkadaşı olduğunu fark etmiş. Birlikte geçirdikleri zaman, Ali’nin kalbindeki sevgiyi artırmış. Artık Mehmet’in gülüşü, Ali’yi rahatsız etmiyor; aksine, onunla paylaştığı anlar, Ali’ye mutluluk veriyormuş.
Ali, zamanla ailesinin onu hala çok sevdiğini, ancak bu sevgiyi artık Mehmet’le paylaşması gerektiğini anlamış. Bu paylaşım, onun ailesiyle olan bağlarını daha da güçlendirmiş
. Mehmet’in varlığı, Ali’ye paylaşmanın, sevginin ve kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu öğretmiş. Kardeşinin onun hayatına kattığı mutluluğu ve sevgiyi gördükçe, kıskançlığın yerini sıcak bir sevgi almış.
Sonunda, Ali kardeşi Mehmet’le geçirdiği her anın değerini bilmiş. Artık evde bir kardeşi olduğu için şanslı hissediyormuş, çünkü kardeşlik bağı onun için en değerli şey haline gelmiş.
Ali, kıskançlık duygusunu geride bırakıp, kardeşiyle birlikte mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmeye başlamış. Böylece Ali, kardeşini kıskanmaması gerektiğini, aksine onunla hayatın daha güzel olduğunu öğrenmiş.
Kıskançlığın Gölgesi masalına benzeyen “masalları” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.