Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar Lina adında tatlı mı tatlı, meraklı bir kız varmış. Lina’nın bir de küçük, sevimli bir kız kardeşi varmış. Kardeşinin adı Dila’ymış ve ikisi her zaman beraber oynar, keşifler yaparlarmış.
Bir yaz günü, Lina ve Dila, aileleriyle birlikte tatilden dönerken arabanın arka koltuğunda oturuyorlarmış. Dila, uyuklarken Lina camdan dışarı bakıyormuş. Yol kenarındaki manzara hızla akıp geçerken, birdenbire büyük, sarı çiçekler dikkatini çekmiş. “Anneee! Şu çiçeklere bak! Hepsi güneşe dönmüş! Ne kadar da büyükler!” diye heyecanla bağırmış.
Dila, ablasının sesine uyanmış ve gözlerini ovuşturarak, “Neler oluyor Lina?” demiş merakla.
Lina heyecanla Dila’ya pencereden göstererek, “Bak Dila, şu kocaman sarı çiçeklere bak! Onlar hep güneşe doğru dönmüş. Neden böyle acaba?” diye sormuş.
Annesi arka koltuğa doğru dönüp gülümsemiş: “Bunlar ayçiçekleri tatlım. Hep güneşe bakarlar, çünkü güneşi çok severler.”
Lina, bu durumu çok ilginç bulmuş. “Ama neden? Güneşi takip etmek zorunda mı kalıyorlar?” diye sormuş. Dila da ablasının sorusunu ilgiyle dinlemiş.
Annesi sabırla anlatmaya başlamış: “Ayçiçekleri, güneşi takip eden özel bir çiçekmiş. Güneş doğarken başlarını doğuya çevirirler, güneş batarken ise batıya dönerlermiş. Bu onların büyümeleri için gerekliymiş.”
Lina, şaşkınlıkla ayçiçeklerini izlemeye devam etmiş. Hepsi sanki güneşe aşıkmış gibi, başlarını ona çevirmiş. “Çok akıllılar!” demiş kendi kendine. Dila da heyecanla bakıyormuş. “Ayçiçekleri çok güzel görünüyor! Onlara yakından bakabilir miyiz anne?”
Annesi gülümseyerek, “Belki bir gün sizi bir ayçiçeği tarlasına götürebilirim,” demiş. “Orada onları daha yakından görebilirsiniz.”
Bu fikir hem Lina’yı hem de Dila’yı çok heyecanlandırmış. “Gerçekten mi? Ne zaman gidebiliriz?” diye sormuşlar sabırsızlıkla.
Annesi gülerek, “Belki yarın,” demiş. “Bugün zaten yorgunuz, ama yarın güzel bir hava olursa ayçiçeği tarlasını ziyaret ederiz.”
Ertesi gün hava pırıl pırılmış. Lina ve Dila sabah erkenden uyanmışlar ve heyecanla annelerine koşmuşlar: “Anne! Bugün ayçiçeği tarlasına gidebilir miyiz?” Annesi sözünü tutmuş ve Lina’yı ve Dila’yı ayçiçeği tarlasına götürmek için hazırlıklara başlamış.
Yolda giderken Lina heyecanla, “Anne, ayçiçeklerine dokunabilir miyiz? Tohumlarını görebilir miyiz?” diye sormuş. Dila ise merakla, “Ayçiçeklerinin kokusu var mı acaba?” diye düşünüyormuş.
Sonunda büyük bir ayçiçeği tarlasına varmışlar. Sarı yapraklı çiçekler, tarlanın her köşesinde ışıl ışıl parlıyormuş. Lina ve Dila hayranlıkla etrafa bakmış. “Ne kadar da çoklar! Hepsi güneşe doğru dönmüş!” demişler şaşkınlıkla.
Annesi onları tarlanın içine doğru yönlendirmiş. “Hadi, biraz daha yakından bakalım,” demiş. Lina ve Dila ayçiçeklerinin yanına gitmiş ve dikkatle incelemeye başlamışlar. Lina büyük bir çiçeğin yapraklarına dokunmuş ve “Anne, bu yapraklar ne kadar büyük! Tohumları da var mı?” diye sormuş.
Annesi gülümseyerek cevap vermiş: “Evet tatlım, tohumları var. Bu tohumlar, ayçiçeklerinin çoğalmasını sağlar. Aynı zamanda insanlar bu tohumları yer ve yağını çıkarıp yemeklerde kullanırlar.”
Dila, ablasının ayçiçeğini incelediğini görünce o da bir çiçeğin yapraklarını nazikçe okşamış. “Anne, bu çiçekler sadece yazın mı açar?” diye sormuş.
Annesi, “Evet, ayçiçekleri sadece yazın açar. Onlar sıcak havayı ve güneşi çok severler,” demiş.
Lina ve Dila, ayçiçeklerinin ne kadar büyüleyici olduğunu keşfettikçe daha da meraklanmışlar. Tohumlarını incelemişler, yapraklarına dokunmuşlar ve her bir ayçiçeğinin güneşi takip etmesini hayranlıkla izlemişler.
Annesi, “Bu çiçekler sadece güzel değil, aynı zamanda çok faydalı. Güneşi izleyerek büyüyorlar ve tohumları sayesinde hem yeni çiçekler oluşuyor hem de insanlar için besleyici oluyorlar,” diye eklemiş.
O gün tarlada geçirdikleri zaman, Lina ve Dila için unutulmaz olmuş. Lina eve dönerken, “Biliyor musun Dila, belki de bir gün ayçiçekleri hakkında bir kitap yazmalıyız. Güneşi nasıl takip ettiklerini ve ne kadar faydalı olduklarını herkes öğrenmeli!” demiş.
Dila da heyecanla, “Evet! Hem de çok güzel bir kitap olur!” diye eklemiş.
O gün Lina ve Dila, sadece ayçiçeklerini keşfetmekle kalmamış, doğanın ne kadar büyüleyici olduğunu da öğrenmişler. Ayçiçekleri ve güneş, sonsuza kadar dost kalmışlar, tıpkı Lina ve Dila’nın her zaman birlikte öğrenip büyüdüğü gibi ve Lina ve Dila’nın Ay Çiçeği Masalıda bizlerle burada veda etmiş.
Lina ve Dila’nın Ay Çiçeği Masalına benzeyen çocuk masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.