Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanda dostluklarıyla herkese örnek olan üç sevimli arkadaş yaşarmış: çalışkan Salyangoz, zeki Çekirge ve neşeli Uğur Böceği. Her biri farklı yeteneklere sahip bu üç dost, ormandaki diğer hayvanlarla birlikte mutlu bir hayat sürermiş. Ancak, farklılıklarını anlamayı ve uyum içinde çalışmayı öğrendiklerinde, dostluklarının gücüyle büyük işler başarabileceklerini fark etmişler. Bu masal, üç arkadaşın dayanışma ve dostluğun gücünü anlatıyor.
Salyangoz, parlak ve sarmal kabuğuyla dikkat çekerdi. Yavaş hareket ederdi ama işini titizlikle yapar, asla pes etmezdi. Gün boyu yaprakları kemirip uzun yürüyüşlere çıkmayı severdi. Çekirge ise güçlü arka bacakları sayesinde uzaklara sıçrayabilir, neredeyse uçarcasına hareket ederdi. Çok zeki olmasına rağmen çalışmayı pek sevmez, genellikle oyun oynayıp güneşin tadını çıkarmayı tercih ederdi. Uğur Böceği ise kırmızı, siyah benekli kabuğuyla her zaman neşeliydi. Çiçeklerin üzerinde uçmaktan, tatlı kokuları takip etmekten keyif alırdı. Aynı zamanda her iki arkadaşının da en iyi dostuydu; onları bir arada tutar ve huzurlu bir ekip olmalarını sağlardı.
Bu üç arkadaş her gün birlikte oyun oynar, çimenlerin üzerinde yuvarlanır ve ormanın her köşesini keşfederlermiş. Ama bir gün aralarında küçük bir sorun çıkmış. Bay Baykuş, ormandaki hayvanları bir araya topladığı bir toplantıda şöyle demiş:
“Orman Festivali için bir hazırlık yapıyoruz. Herkes kendine özel bir görev üstlenmeli. Salyangoz, Çekirge ve Uğur Böceği, sizin göreviniz festival için en güzel köprüyü inşa etmek!”
Bu duyuru üzerine üç arkadaş heyecanlanmış ama ne yapacaklarını bilememişler.
Görevi üstlenip köprüyü inşa etmeye başladıklarında, her biri kendi yöntemince işe koyulmuş. Salyangoz, sabırla küçük dalları ve yaprakları taşımış, ama işi çok yavaş ilerlemiş. Çekirge, güçlü bacaklarıyla büyük bir dalı tek bir sıçrayışta köprü yerine taşımış, ancak birkaç kez çalıştıktan sonra yorulmuş ve kenara çekilip dinlenmeye başlamış. Uğur Böceği ise uçup yukarıdan her şeyi kontrol etmiş, ancak arkadaşlarının birbirleriyle uyum içinde çalışmadığını fark etmiş.
Bir süre sonra köprü inşası ilerlemek yerine daha da karışık hale gelmiş. Arkadaşlar arasındaki uyumsuzluk, işlerin durmasına neden olmuş.
“Çok yavaşsın, Salyangoz!” diye bağırmış Çekirge, sabırsızlıkla.
“Ama sen de hiç çalışmıyorsun ki, Çekirge!” diye karşılık vermiş Salyangoz, biraz üzülerek.
Uğur Böceği durumu sakinleştirmek için hemen araya girmiş:
“Dostlar, birbirimizi suçlamak yerine birlikte çalışmalıyız. Ancak o zaman bu köprüyü bitirebiliriz!” demiş ve arkadaşlarını yeniden bir araya toplamış.
Tam o sırada Uğur Böceği araya girmiş. Neşeli ama kararlı bir sesle arkadaşlarını sakinleştirmiş:
“Arkadaşlar, hepimizin güçlü yanları ve zorlandığımız noktalar var. Eğer birbirimize destek olmazsak, bu köprüyü tamamlamak imkansız. Hadi, bir plan yapalım ve birlikte çalışalım!”
Bu sözler, Çekirge ve Salyangoz’un durup düşünmelerini sağlamış. Uğur Böceği’nin haklı olduğunu kabul etmişler ve yeni bir plan yapmaya karar vermişler.
Plan şu şekildeymiş:
Salyangoz, sabrıyla küçük dalları ve yaprakları tek tek taşıyarak köprünün temelini oluşturacak.
Çekirge, güçlü sıçrama yeteneğini kullanarak büyük dalları uzaktan getirip yerleştirecek.
Uğur Böceği, yukarıdan uçarak köprünün düzenini kontrol edecek ve gerektiğinde arkadaşlarına rehberlik edecek.
Bu plan sayesinde herkes kendi güçlü yanını kullanabilecek ve eksik olduğu yerlerde birbirinden destek alacakmış. Üç arkadaş heyecanla işe koyulmuş ve aralarındaki uyum sayesinde köprüyü hızla tamamlamışlar.
Dostluğun Gücü: Farklılıklarla Birlikte Başarmak
Çalışma sırasında, üç arkadaş birbirlerinden öğrenebilecekleri çok şey olduğunu keşfetmişler:
Çekirge, sabırsızca hareket etmek yerine Salyangoz’un sabrını örnek almış. “Yavaş ama kararlı olmak da önemliymiş,” diye düşünmüş.
Salyangoz, Çekirge’nin zekasına hayran kalmış. “Bazen işler hızlı düşünmeyi gerektiriyor,” demiş.
Uğur Böceği ise iki arkadaşının güçlü yanlarını birleştirerek onlara yardımcı olmanın ne kadar keyifli olduğunu fark etmiş.
Köprü tamamlandığında, hepsi büyük bir mutluluk yaşamış. Ancak bu başarıdan daha önemlisi, aralarındaki dostluğun gücüydü. Artık birbirlerinin eksik yönlerini tamamlamayı ve birbirlerine destek olmayı öğrenmişlerdi.
Festival günü gelip çatmış. Tüm orman halkı, Salyangoz, Çekirge ve Uğur Böceği’nin inşa ettiği köprüyü hayranlıkla izlemiş. Bay Baykuş, kürsüye çıkarak hayranlıkla şunları söylemiş:
“Bu köprü, yalnızca dallardan ve yapraklardan yapılmış bir köprü değil. Aynı zamanda dostluğun gücü. Hepinize büyük bir ders verdiniz. Güçlü olduğumuz yönlerimizi paylaşarak, eksiklerimizi tamamlayarak büyük işler başarabiliriz!”
O günden sonra Salyangoz, Çekirge ve Uğur Böceği, karşılaştıkları her zorlukta birbirlerine destek olmuşlar. Birbirlerini dinlemeyi ve anlamayı öğrenmişler. Çünkü en güzel dostluk, farklılıkların bir araya gelip harika bir uyum yaratmasıymış.
Dostluğun gücü temalı diğer masallarımız için tıklayınız.