Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Aren adında sevimli bir çocuk yaşarmış. Aren sabahları artık pencereye düşen yağmur damlaları yerine sisli ve soğuk havayı görmeye başlamış. Bir gece, Aren yatağına yattığında gökyüzünde küçük beyaz tanelerin dans ettiğini fark etmiş. Kar yağıyormuş! Heyecandan yerinde duramayan Aren, annesi ve babasına seslenmiş:
“Anne! Baba! Kar yağıyor, baksana ne güzel görünüyor!”
Anne ve babası gülümseyerek Aren’i pencerenin önüne almışlar ve “Evet, Aren, mevsimin ilk karı bu. Yarın sabah her yer bembeyaz olacak!” demişler. Aren, bu sözleri duyunca daha da heyecanlanmış, hemen uyuyup sabahın bir an önce gelmesini istemiş.
Sabah olduğunda Aren gözlerini açar açmaz pencereden dışarı bakmış. Gördüklerine inanamamış! Bahçe, ağaçlar, çatılar… Her şey bembeyaz bir örtüyle kaplanmış. Hemen koşarak anne ve babasının odasına gitmiş. “Anne! Baba! Hadi kalkın, her yer karla kaplanmış!” diye bağırmış.
Anne ve babası gülümseyerek uyanmış ve Aren’e sarılmışlar. Babası, “Aren, güzel bir haberim var. Bugün okullar tatil edildi. Ayrıca kar yolları kapattığı için bizim işlerimiz de tatil oldu!” demiş. Aren sevinçten havalara uçmuş. “Harika! Bugün birlikte kar oynayabiliriz, değil mi?” diye sormuş.
Kahvaltıdan sonra Aren, annesi ve babası kalın giysiler giyip bahçeye çıkmışlar. Aren, “Önce kartopu oynayalım!” demiş. Hep birlikte kahkahalar içinde kartopu savaşı yapmışlar. Aren bazen kaçmış, bazen de en büyük kartopunu yapıp babasına doğru fırlatmış.
Bir süre sonra annesi, “Hadi şimdi bir kardan adam yapalım,” demiş. Hep birlikte işe koyulmuşlar. Büyük bir kar yığını yapıp yuvarlayarak kardan adamın gövdesini hazırlamışlar. Babası, eski bir atkıyı ve şapkayı getirmiş, annesi havuçtan bir burun yapmış. Aren de düğmelerden gözler ve kömürden bir ağız eklemiş. Kardan adam tam bir şaheser olmuş!
“Adını ne koyalım?” diye sormuş Aren. Babası, “Ne dersin, Karbey mi olsun?” demiş. Aren bu isme bayılmış ve ellerini çırparak, “Evet, Karbey! Harika oldu!” demiş.
Dışarıda yeterince vakit geçirdikten sonra hep birlikte eve dönmüşler. Üstlerindeki karları temizleyip ısınmak için şöminenin başına oturmuşlar. Anne, “Aren, bu güzel günü biraz daha keyifli hale getirmek için birlikte bir kitap okuyalım mı?” diye sormuş. Aren hemen kütüphaneye koşup en sevdiği hikaye kitabını getirmiş.
Anne kitabı okurken Aren ve babası hikayenin içindeki karakterler gibi davranmışlar. Hikaye bitince Aren, “Biliyor musun baba, bu çok eğlenceliydi. Keşke her gün böyle vakit geçirebilsek,” demiş. Babası gülümsemiş ve başını sallayarak, “Haklısın, Aren. Birlikte zaman geçirmek gerçekten çok değerli,” diye cevap vermiş.
Sonrasında hep birlikte eğitici bir masa oyunu oynamışlar. Aren oyunda bazı kelimeleri yanlış söylediğinde anne ve babası ona yardım etmiş, böylece yeni şeyler öğrenmiş.
Gün sona ererken anne sıcak çikolata hazırlamış. Hep birlikte şöminenin başına oturmuşlar. Karların usulca yere düşüşünü izlerken babası, “Bugün çok güzel bir gün oldu. Uzun zamandır böyle keyifli vakit geçirmemiştik,” demiş.
Anne de başını sallayıp, “Evet, birbirimize daha çok vakit ayırmalıyız. İşler ve okul ne kadar önemli olsa da, böyle anılar biriktirmek her şeyden değerli,” diye eklemiş. Aren onları dinlerken gözleri parlamış. “O zaman söz verelim, bundan sonra daha sık birlikte olalım,” demiş.
Anne ve babası aynı anda, “Söz!” diyerek Aren’e sarılmışlar. O gece Aren yatağına yattığında yüzünde kocaman bir gülümseme varmış. Karın beyazlığı kadar saf ve güzel bir gün yaşamışlardı.
Ve böylece Mevsimin İlk Karı Masalı burada sona ermiş, Aren karın güzelliğini düşleyerek derin bir uykuya dalmış…
Mevsimin İlk Karı Masalına benzeyen uyku masalları okumak için instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.