Ormanın Dostları ve Gizemli Yolculuk Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, minik bir ormanda, Zeytin adında bir zürafa, Mavi adında bir fil ve Kıvırcık adında bir maymun yaşarmış. Onlar, ormanın en iyi arkadaşlarıymış ve her zaman birbirlerine yardım ederlermiş.
Bir gün, ormanın kenarında parlayan bir şey görmüşler. Merakla yaklaştıklarında, karşılarında küçük, ışıl ışıl parlayan bir kristal bulmuşlar. Kristal o kadar güzelmiş ki, ona dokunmamak elde değilmiş. Kıvırcık, heyecanla kristale dokunduğunda, birdenbire kristal parlamaya başlamış ve onları ormanın hiç bilmedikleri bir bölümüne götürmüş.
Bu yeni yer, rengarenk çiçeklerle ve meyve ağaçlarıyla dolu bir vadiymiş. Hayvanlar, bu güzellik karşısında büyülenmişler. Zeytin, “Bu vadiyi keşfedelim ve buradaki sırları öğrenelim,” demiş. Diğerleri de bu fikre bayılmış ve hemen keşfe çıkmışlar.
Vadide dolaşırken, birbirinden ilginç bitkiler ve hayvanlarla karşılaşmışlar. Mavi, suyun altında yaşayan renkli balıkları izlemiş. Zeytin, yüksek tepelerden vadideki harikaları seyretmiş. Kıvırcık ise, ağaçların arasında uçuşan kelebekleri takip etmiş.
Her yeni keşifte, hayvanlar birbirlerine yardım etmişler ve birlikte çalışmanın ne kadar eğlenceli olduğunu anlamışlar. Akşam olunca, kristal yine parlamaya başlamış ve onları evlerine, ormanlarına geri götürmüş.
Ormana döndüklerinde, hayvanlar vadideki maceralarını ormanın diğer sakinleriyle paylaşmışlar. Herkes, onların anlattıkları hikayelerle heyecanlanmış ve orman daha da mutlu bir yer haline gelmiş.
Güzel bir bahar sabahında, ormanın dostları Zeytin, Mavi ve Kıvırcık yeni bir maceraya hazırmış. O gün, ormanın en yaşlı ve bilge ağacı olan Çınar Dede, arkadaşlarımızı yanına çağırmış. Çınar Dede, “Sevgili dostlarım, bugün ormanın uzak bir köşesinde gizli bir göl keşfettim. O gölde sihirli bir nilüfer çiçeği varmış. Bu çiçeği bulup, ormanın girişine getirebilirseniz, ormanımıza sihirli bir güzellik katacakmış,” demiş.
Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, bu yeni görev için çok heyecanlanmış. Hemen yola koyulmuşlar. Yolda, birbirinden ilginç hayvanlarla karşılaşmışlar. Birincisi, yollarını kaybetmiş küçük bir tavşanmış. Tavşancık, “Yolu bulamıyorum, annemi kaybettim,” diyerek ağlamış. Mavi, büyük hortumunu kullanarak tavşanın annesini bulmasına yardım etmiş. Tavşan ve annesi, Mavi’ye teşekkür ederek mutlu bir şekilde ormanın derinliklerine gitmişler.
Yollarına devam ederlerken, bir su birikintisi önlerine çıkmış. Su birikintisi o kadar genişmiş ki, geçmek neredeyse imkansızmış. Zeytin, “Arkadaşlar, benim uzun boynumla sizi karşıya geçirebilirim,” demiş. Mavi ve Kıvırcık, Zeytin’in sırtına binmiş ve Zeytin, uzun boynu sayesinde suyun üzerinden geçerek arkadaşlarını karşıya güvenle taşımış.
Nihayet, uzaklardaki gizli göle ulaşmışlar. Göl, masmavi ve berrakmış. Gölde yüzen sihirli nilüfer çiçeği, altın gibi parlıyormuş. Kıvırcık, “Ben yüzerek nilüferi alırım,” demiş ve hızlıca göle atlamış. Nilüferi alıp geri dönerken, gölde yaşayan sevimli kurbağalarla tanışmış ve onlarla arkadaş olmuş.
Kıvırcık, sihirli nilüfer çiçeğini arkadaşlarına getirmiş. Zeytin, Mavi ve Kıvırcık birlikte çalışarak çiçeği dikkatlice ormanın girişine taşımışlar. Çınar Dede, “Harika bir iş başardınız, dostlarım. Bu nilüfer çiçeği ormanımıza sihirli bir güzellik katacak,” demiş.
Ormanın tüm hayvanları, yeni çiçeği görmek için toplanmış. Nilüfer çiçeği, ormanın girişine konulduğunda, etrafa harika bir ışık yaymış ve tüm ormanı büyüleyici bir hale getirmiş. Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, bir kez daha birlikte çalışmanın ve dostluğun gücünü anlamışlar.
Bu maceradan sonra, ormanın hayvanları her gün bu sihirli nilüfer çiçeğini görmeye gelmiş ve ormanın dostları Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, yeni maceralar için hazır bir şekilde yaşamışlar.
Bir gün, ormanın derinliklerinde eski bir mağaranın varlığını duymuşlar. Bu mağarada, ormanın en nadir ve güzel çiçeği olan Altın Çiçek’in saklı olduğunu öğrenmişler. Bu çiçeği bulup ormana getirmek istiyorlarmış.
Yola çıkmadan önce, Çınar Dede onlara seslenmiş, “Bu mağara zorluklarla dolu olabilir, ama siz birlikte her zorluğu aşabilirsiniz. Dikkatli olun ve birbirinize yardım edin,” demiş.
Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, Çınar Dede’nin sözlerini akıllarına kazıyarak yola koyulmuşlar. Ormanın derinliklerine ilerlerken, karşılarına dik ve kayalık bir tepe çıkmış. Tepeyi aşmak zorundaymışlar. Zeytin, “Benim uzun bacaklarımla bu tepeden geçebiliriz,” demiş. Zeytin, uzun bacaklarıyla tepeleri kolayca aşmış ve Mavi ile Kıvırcık’ı da güvenle tepenin diğer tarafına geçirmiş.
Biraz daha ilerledikten sonra, karanlık ve dar bir geçide ulaşmışlar. Geçit o kadar dar ve karanlıkmış ki, ilerlemek zor olmuş. Mavi, “Benim güçlü hortumumla yolu aydınlatabiliriz,” demiş ve hortumunu kullanarak karanlık geçidi temizlemiş. Kıvırcık ise çevikliğiyle dar geçitte kolayca ilerlemiş ve arkadaşlarına yol göstermiş.
Geçidi geçtiklerinde, nihayet eski mağaranın girişine ulaşmışlar. Mağaranın içinde ilerlerken, aniden bir su birikintisiyle karşılaşmışlar. Su birikintisi, mağaranın dibine kadar uzanıyormuş ve geçmek imkansız gibi görünüyormuş. Kıvırcık, “Ben bu su birikintisinin altındaki gizli yolu biliyorum,” demiş ve suyun altına dalarak arkadaşlarına yolu göstermiş.
Mağaranın derinliklerinde, sonunda Altın Çiçek’i bulmuşlar. Çiçek, parlak altın renginde ve etrafına güzel bir ışık saçıyormuş. Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, büyük bir heyecanla çiçeği dikkatlice almışlar ve ormana geri dönmek için yola koyulmuşlar. Dönüş yolunda, birbirlerine yardım ederek tüm engelleri kolayca aşmışlar.
Ormana geri döndüklerinde, Altın Çiçek’i Çınar Dede’ye göstermişler. Çınar Dede, “Bu çiçek ormanımıza büyük bir güzellik katacak. Harika bir iş başardınız, dostlarım,” demiş. Ormanın diğer hayvanları da Altın Çiçek’i görmek için toplanmış ve çiçeğin etrafında büyük bir mutlulukla dans etmişler.
Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, bu maceradan da büyük bir ders çıkarmışlar: Birlikte çalışmak ve birbirine yardım etmek her zaman en büyük güçtür.
Ve böylece, ormanın dostları Zeytin, Mavi ve Kıvırcık, yeni maceralara atılmak için hep hazır olmuşlar. Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı anlatan Çınar Dede’ye, biri bu masalı dinleyen siz çocuklara, diğeri de bu masalı yazan bana.
Ve Ormanın Dostları ve Gizemli Yolculuk masalı burada sona ermiş.
Ormanın Dostları ve Gizemli Yolculuk Masalımızın kahramanlarının diğer hikayesi olan “Ormanın Dostları Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
[…] Dostları Masalımızın kahramanlarının diğer masalı olan “Ormanın Dostları ve Gizemli Yolculuk Masalını” okumak için bağlantıya […]
[…] Orman’ın Gizemi Masalına benzeyen “Ormanın Dostları ve Gizemli Yolculuk Masalını” okumak için bağlantıya […]