Oyuncak Araba Macerası Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, uzak bir ülkede, mutlu ve neşeli bir Efe adında bir bebek yaşarmış. Efe, yumuşacık sarı saçları ve iri mavi gözleriyle herkesin sevgisini kazanmışmış. Ama Efe’nin en sevdiği şeylerden biri oyuncak arabaymış.
Efe’nin oyuncak arabası, parlak kırmızı renkteymiş ve tekerlekleri altın rengindeymiş. Her gün, Efe sabırsızlıkla uyanır uyanmaz, ilk işi oyuncak arabasıyla oynamak olurmuş. Oyuncak arabasıyla odasının etrafında hızla dolaşırken, mutluluktan kıkırdarmış.
Bir gün, Efe’nin annesi ona yeni bir oyuncak arabası almış. Bu seferki arabası, gök mavisiymiş ve tekerlekleri gümüşten yapılmışmış. Efe, bu yeni oyuncak arabasını gördüğünde ne kadar sevindiğini anlatamamış. İki arabasıyla birlikte oynamak, ona çifte eğlence getirmiş.
Bir gece, Efe uyumadan önce, odasındaki oyuncak arabalarıyla vedalaşmış ve onlara “İyi geceler” demiş. Sabah olunca, Efe odasına koşarak gitmiş, ama oyuncak arabaları yerinde yokmuş. Panikle etrafa bakınmış, ama onları bulamamış.
Efe, ağlamaya başlamış. Annesi ve babası onun üzüntüsünü görmüşler ve onu teselli etmeye çalışmışlar. “Onları nereye koyduğunu hatırlıyor musun?” diye sormuş annesi.
Efe, gözlerini ovuşturmuş ve hatırlamaya çalışmış. “Hayır, hatırlamıyorum. Belki de bir yere kayboldular.” diye cevaplamış hüzünle.
Annesi, “Endişelenme Efe, onları bulacağız. Belki de bir maceraya çıkmışlardır.” demiş gülümseyerek.
Efe, annesinin sözleriyle biraz olsun rahatlamış. Birlikte odanın etrafında aramaya başlamışlar. Birkaç dakika sonra, Efe’nin annesi, pencerenin dışındaki bahçede bir şeyin parladığını fark etmiş.
Bahçeye gittiklerinde, gök mavisi oyuncak arabasının altın tekerleklerinin parıldadığını görmüşler. Annesi, “Bak Efe, oyuncak arabaların bahçede!” diye seslenmiş.
Efe, sevinçle koşarak bahçeye gitmiş. Oyuncak arabaları, bahçenin ortasında duruyormuş. Ama etrafında, rengarenk kelebekler uçuşuyormuş. Efe ve annesi, şaşkınlıkla bu güzel manzarayı izlemişler.
Annesi, “Sanırım oyuncak arabaların, bahçede kelebeklerle oynamak için bir partiye gitmişler.” demiş gülerek.
Efe, bu fikri sevmiş. Onun oyuncak arabaları, kelebeklerle oynamak için bahçede parti vermişler! Efe ve annesi, bahçede birlikte eğlenceli bir gün geçirmişler. Kelebeklerin dansını izlemişler, çiçeklerle oynamışlar ve en güzel anılarını birlikte oluşturmuşlar.
Akşam olduğunda, Efe ve annesi, oyuncak arabalarıyla eve dönmüşler. Efe, artık oyuncak arabalarının nereye gittiklerini ve ne yaptıklarını bildiği için çok mutluymuş.
Ertesi sabah, Efe heyecanla gözlerini açmış. Bugün annesi ona sürpriz bir gezinti planlamış. Kahvaltısını hızlıca bitiren Efe, annesiyle birlikte parka gitmek için hazırlanmaya başlamış.
Parkta, Efe’nin en sevdiği kaydırak, salıncak ve dönme dolap varmış. Ama Efe’nin asıl ilgisini çeken şey, parkın ortasındaki büyük kum havuzuymuş. Efe kum havuzunda oyun oynamayı çok severmiş. Bu sefer kum havuzunda yeni bir sürpriz bekliyormuş.
Efe ve annesi parka vardıklarında, kum havuzunun kenarında küçük bir tahta köprü görmüşler. Köprünün diğer tarafında, kumdan yapılmış harika bir kale varmış. Kale, kuleleri, surları ve küçük bayraklarıyla Efe’yi büyülemiş. Efe, hemen köprüyü geçip kaleyi incelemeye başlamış.
Tam o sırada, kumdan kalenin içinden minik bir fare çıkmış. Bu fare, Efe’ye gülümseyerek selam vermiş ve kendini tanıtmış. “Merhaba, ben Maviş! Bu kalenin bekçisiyim. Sen de kim olduğunu söyleyebilir misin?” demiş fare.
Efe, şaşkınlıkla cevap vermiş. “Merhaba Maviş! Benim adım Efe. Bu güzel kaleyi kim yaptı?” diye sormuş.
Maviş gülümseyerek cevap vermiş. “Bu kaleyi ben ve arkadaşlarım yaptık. Her gün buraya gelip kumdan yeni şeyler yaparız. Bugün de seni aramızda görmek çok güzel!” demiş.
Efe, Maviş’in bu davetinden çok mutlu olmuş ve hemen kalenin etrafında oynamaya başlamış. Maviş, Efe’yi diğer arkadaşlarıyla tanıştırmış. Orada, Maviş’in arkadaşı olan bir kuş, bir kaplumbağa ve bir tavşan varmış. Hepsi birlikte kalede oyunlar oynamışlar, yeni kuleler yapmışlar ve kumdan heykeller oluşturmuşlar.
Gün boyunca, Efe ve yeni arkadaşları parktaki diğer çocuklarla da tanışmış ve onlarla birlikte oyunlar oynamışlar. Hep birlikte kumdan köprüler, tüneller ve yollar yapmışlar. Parkta geçirdikleri bu eğlenceli gün, Efe için unutulmaz olmuş.
Akşam olup da güneş batmaya başladığında, Efe’nin annesi ona seslenmiş. “Efe, artık eve dönme vakti geldi. Yarın yine buraya gelebiliriz.” demiş.
Efe, yeni arkadaşlarına veda etmiş ve annesiyle birlikte eve dönmüş. O gece, Efe uyumadan önce yine oyuncak arabalarına “İyi geceler” demiş. Ama bu sefer, onlara parkta tanıştığı arkadaşlarını ve kumdan kale macerasını anlatmış.
Efe, yatağında mutlu bir şekilde uykuya dalarken, ertesi gün için yeni maceraların hayalini kurmuş. Ve Efe’nin oyuncak arabaları da onunla birlikte yeni maceralara atılmak için sabırsızlanıyormuş.
İşte böylece, Efe ve oyuncak arabaları her gün yeni ve eğlenceli maceralar yaşamaya devam etmişler. Onların neşesi ve mutluluğu, her zaman etraflarındaki herkese yayılmış. Ve bu Oyuncak Araba Macerası masalı da burada sona ermiş.
Oyuncak Araba Macerası Masalı gibi 1 yaş masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.