Patates Kızartması Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, çok uzaklarda, Patates Kraliçesi’nin krallığında, mutlu ve neşeli bir kasaba varmış. Bu kasabanın en neşeli ve en sevimli çocuğu ise Ali’ymiş. Ali, Patates Kasabası’nın sokaklarında sevinçle dolaşırmış, herkesle dost olurmuş. Ama Ali’nin en büyük tutkusu patates kızartmasıymış.
Ali, her gün annesinin mutfağında harika patates kızartmaları yapmasını izlermiş. Patatesler, altın renginde kızarıp çıtır çıtır olana kadar kızartılırmış, mis gibi kokular tüm evi sararmış. Ali’nin gözleri buharlaşmış patates kızartmalarına takılırmış ve midesinin guruldaması başlarmış.
Bir gün, Patates Kasabası’nın dışında, büyük bir ormanın içinde, Ali’nin macera dolu hikayesi başlamış. Ali, ormanda dolaşırken, aniden karşısına çıkan büyülü bir hayvanla karşılaşmış. Bu hayvan, minik, kocaman gözlü ve yumuşacık tüylüymüş. Adı Tufty imiş ve hiçbir zaman yüzünde gülümsemesini eksik etmezmiş.
“Merhaba Ali! Ben Tufty. Ormanda kayboldum ve yolumu bulamıyorum.” demiş hayvan sevimli sesiyle.
Ali, merhamet dolu kalbiyle hemen Tufty’ye yardım etmeye karar vermiş. “Merak etme Tufty, seni evime götüreceğim. Annem sıcak bir yemek yapacak ve seni bu soğuk gecede misafir edeceğiz.” demiş Ali.
Birlikte Patates Kasabası’na doğru yola çıkmışlar. Yolda, Ali Tufty’ye Patates Kasabası’nı anlatmış. Onun en sevdiği yerleri, en iyi arkadaşlarını ve tabii ki en lezzetli patates kızartmalarını.
Patates Kasabası’na vardıklarında, Ali’nin annesi, Tufty’yi sıcak bir gülümsemeyle karşılamış. Ona evlerinde konuk olmasını teklif etmiş ve misafirperverliğiyle Tufty’nin yüzünde bir gülümseme yaratmış.
O gece, Ali’nin annesi, Tufty’ye muhteşem bir akşam yemeği hazırlamış. Sofrada, herkesin favorisi olan çıtır çıtır patates kızartmaları da varmış. Tufty, ilk kez patates kızartması yediğinde, gözleri parlamış ve “Bu en lezzetli şeydi!” diye haykırmış.
Ali ve Tufty, o gecenin sonuna kadar sohbet etmişler, gülmüşler ve eğlenmişler. Tufty, Patates Kasabası’nın ne kadar sıcak ve dostane bir yer olduğunu fark etmiş ve bu küçük kasabanın kalbini kazanmış.
Ertesi sabah, Tufty, Patates Kasabası’ndan ayrılmak istememiş. “Burada kalmak istiyorum, Ali. Burada sevdiklerimle, yeni arkadaşlarımla olmak istiyorum.” demiş.
Ali’nin annesi sevinçle gülümsemiş. “Elbette kalabilirsin, Tufty. Sen de bizimle yaşayabilirsin. Her zaman hoş geldin.”
Böylece, Tufty, Patates Kasabası’nın yeni sakinlerinden biri olmuş. Her gün Ali, Tufty ve kasabanın diğer sakinleri birlikte vakit geçirmişler, mutlu anılar biriktirmişler. Ve her öğle ve akşam yemeği zamanı, herkesin en sevdiği lezzet, çıtır çıtır patates kızartmalarıymış.
Bir sabah, Ali ve Tufty, birlikte kahvaltı yaparken, dışarıdan gelen heyecanlı bir ses duymuşlar. Kapıya doğru koşmuşlar ve kapıda kasabanın postacısı Bay Kaplan’ı görmüşler. Bay Kaplan, elinde parlak, altın renkli bir davetiye tutuyormuş.
“Merhaba çocuklar!” demiş Bay Kaplan. “Patates Kraliçesi’nin sarayından size özel bir davetiye getirdim. Kraliçe, sizi büyük bir patates festivali için sarayına davet ediyor!”
Ali ve Tufty, bu haberi duyunca çok sevinmişler. Hemen hazırlık yapıp yola koyulmuşlar. Yolda, patates tarlalarının ve çiçek açmış ağaçların yanından geçmişler. Yolculuk boyunca Ali, Tufty’ye Patates Kraliçesi’nin sarayını ve festivalin ne kadar eğlenceli olacağını anlatmış.
Sarayın kapısına geldiklerinde, büyük ve ihtişamlı bir kapı onları karşılamış. Kapıda, altın zırhlar içinde muhafızlar durmuş ve davetiyelerini kontrol ettikten sonra içeriye buyur etmişler. İçeri girdiklerinde, her yerin patateslerle süslenmiş olduğunu görmüşler. Patates şeklinde balonlar, patates motifli masa örtüleri ve hatta patates şeklinde pastalar varmış.
Kraliçe, Ali ve Tufty’yi sıcak bir gülümsemeyle karşılamış. “Hoş geldiniz Ali ve Tufty! Bu festivalde sizleri ağırlamaktan mutluluk duyuyorum.” demiş.
Festival boyunca Ali ve Tufty, patatesle ilgili oyunlar oynamışlar, patates heykel yarışmasına katılmışlar ve patatesle yapılmış lezzetleri tatmışlar. En büyük heyecan ise, Patates Kraliçesi’nin özel patates kızartması tarifini öğrenmek olmuş. Kraliçe, Ali’ye ve Tufty’ye tarifin sırlarını anlatmış ve onlara nasıl yapıldığını göstermiş.
Akşam olduğunda, festivalin büyük kapanış partisi başlamış. Herkes toplanmış ve müzik eşliğinde dans etmişler. Ali ve Tufty, yeni arkadaşlarıyla tanışmışlar ve çok eğlenmişler. Kraliçe, Ali’ye bir patates madalyası hediye etmiş ve Tufty’ye de kraliyet sarayında her zaman hoş geldiklerini söylemiş.
Gece bittiğinde, Ali ve Tufty, mutlu ve dolu dolu anılarla Patates Kasabası’na geri dönmüşler. Patates Kraliçesi’nin festivalinde yaşadıkları bu macera, onların hafızalarında unutulmaz bir yer edinmiş.
Ve böylece, Ali ve Tufty, yeni maceralara atılmak için her zaman hazır olduklarını bilerek, Patates Kasabası’nda mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam etmişler.
Gökten üç patates kızartması düşmüş, biri Ali’nin biri Tufty’nin, biri de masalı dinleyenlerin başına. Ve onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Ve Patates Kızartması masalımız burada bitmiş.
Patates Kızartması Masalına benzer masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.