Renkli Bahçe ve Dostluk Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzaklarda, yemyeşil bir vadinin içinde gizlenmiş, renklerle dolu, büyülü bir bahçe varmış. Bu bahçede her çeşit çiçek, böcek, kuş ve kelebek yaşarmış. Ancak bu bahçede yaşayan iki özel arkadaş varmış ki onlar olmadan bahçenin neşesi yarım kalırmış: Minik kelebek Lila ve tatlı arı Bal.
Lila, parlak mavi kanatlarıyla bahçede dans eden, her çiçeği ziyaret eden, etrafa neşe saçan bir kelebekmiş. Bal ise çalışkan mı çalışkan, minik sarı siyah çizgileri olan, her gün çiçeklerden nektar toplayan bir arıymış. Lila ile Bal, her gün bahçenin dört bir yanında oyunlar oynar, yeni maceralar keşfederlermiş.
Bir gün, güneş batmaya yakınken Lila, Bal’a seslenmiş: “Bal, hadi bugün de yeni bir macera keşfedelim! Güneş batmadan önce bahçenin en uzak köşesine gidelim.”
Bal, biraz endişeli bir şekilde Lila’ya bakmış: “Lila, güneş batıyor. Geceleri yolumuzu kaybedebiliriz. Belki yarın sabah gitsek daha iyi olur?”
Lila, Bal’ın endişelerini anlamış ama onun cesaretini toplamaya karar vermiş: “Merak etme Bal! Kanatlarımın parıltısı bizi aydınlatır, kaybolmayız. Ayrıca birlikte olduğumuz sürece hiçbir şeyden korkmamıza gerek yok.”
Bal, Lila’ya güvenmiş ve onunla birlikte yola çıkmış. Bahçenin en uzak köşesine doğru uçarken, birbirinden güzel çiçeklerin arasından geçmişler. Çiçeklerin renkleri ve kokuları onları büyülemiş. Lila, her çiçeğin üzerinde kısa bir dans yaparken, Bal da çiçeklerin nektarını toplamış.
Sonunda, bahçenin en uzak köşesine ulaştıklarında, karşılarına kocaman bir çınar ağacı çıkmış. Ağacın dalları gökyüzüne uzanmış ve dallar arasında minik yıldızlar gibi parlayan ateşböcekleri uçuşuyormuş. Lila, bu manzaraya hayran kalmış ve kanatlarını çırparak sevinçle: “Bal, bak! Ne kadar güzel bir yer bulduk!” demiş.
Bal da etrafına bakmış ve başıyla onaylamış. Bu güzel manzara karşısında ikisi de büyülenmiş ve yorgunluktan uykuları gelmiş. Lila, çınar ağacının geniş yaprakları arasına konmuş ve Bal da yanındaki bir çiçeğin üzerine yerleşmiş.
Tam uykuya dalacakken, Lila bir ses duymuş. Küçük bir kurbağa, ağacın dibinde oturmuş ve hüzünlü hüzünlü şarkı söylüyormuş. Lila, kurbağanın yanına gitmiş ve: “Merhaba kurbağa dostum, neden bu kadar üzgünsün?” diye sormuş.
Kurbağa derin bir nefes almış ve anlatmaya başlamış: “Benim adım Çıtır. Bu bahçede yalnız başıma yaşıyorum ve gece olduğunda çok korkuyorum. Ateşböcekleri parıldıyor ama ben yine de yalnız hissediyorum.”
Lila, kurbağanın yalnızlığına üzülmüş. Bal da yanlarına gelmiş ve Çıtır’ın yanına oturmuş: “Endişelenme Çıtır. Artık biz de buradayız. Seni yalnız bırakmayacağız. Her gece buraya gelir, seninle vakit geçiririz.”
Çıtır, bu sözler karşısında biraz rahatlamış ama yine de biraz endişeliymiş: “Peki ya siz de kaybolursanız? O zaman ne yaparım?”
Lila ve Bal, birbirlerine bakmışlar ve Lila şefkatle: “Merak etme Çıtır. Biz kaybolmayız. Çünkü dostluk, en karanlık yollarda bile bize ışık olur. Biz hep birlikte oluruz.”
Çıtır, bu sözlerden sonra biraz daha rahatlamış ve geceyi daha neşeli geçirmişler. Ateşböceklerinin ışığında, Lila’nın şarkıları ve Bal’ın tatlı hikayeleriyle dolu bir gece olmuş. Hep birlikte uykuya dalmışlar.
Sabah olduğunda, Lila ve Bal, Çıtır’a veda etmiş ve bahçelerine geri dönmek için yola çıkmışlar. Ancak bu sefer, her zamankinden daha dikkatli uçuyorlarmış. Çünkü artık yeni bir arkadaşları varmış ve ona verdikleri sözü tutmaları gerekiyormuş.
Bahçelerine geri döndüklerinde, Lila ve Bal, Çıtır’ın yalnız olmadığını ve artık geceleri de mutlu olduğunu bilmenin huzuruyla, kendi yuvalarına dönmüşler. Her gün güneş batarken Çıtır’ı ziyaret etmeye devam etmişler ve birlikte nice güzel maceralar yaşamışlar.
Ve böylece, Lila ve Bal, dostluğun ve birlikte olmanın ne kadar değerli olduğunu anlamışlar. Çünkü en karanlık gecede bile dostluk, onlara yol göstermiş ve yalnız hissettirmemiş. İşte bu yüzden, dostluk masalları anlatılırken hep neşe ve umutla biter.
Gökyüzünde yıldızlar parladıkça, Lila ve Bal’ın dostluğu da ışık saçmaya devam etmiş. Onlar, bahçedeki herkes için bir umut kaynağı olmuşlar.
Ve Renkli Bahçe ve Dostluk Masalı burada bitmiş ancak bu güzel bahçede, her gece dostluk masalları anlatılmaya devam etmiş, her sabah yeni maceralarla başlamış. Herkes mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamış. Masal bu ya, belki de bizim de hayal bahçemize ışık tutar.
Renkli Bahçe ve Dostluk Masalına benzeyen “Ormanın Kahramanları Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
1 Yorum
Pingback: Sevimli Çiçekler ve Uyku Bahçesi Masalı - Masal Oku