Şahine Benzemek İsteyen Kartal Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, yüksek dağların zirvelerinde, bulutların hemen altında güçlü ve cesur bir kartal yaşarmış. Bu kartalın adı Kaan’mış. Kaan, her sabah kanatlarını açıp gökyüzünde süzülmeyi çok severmiş. Yükseklerden aşağıya bakarak vadilerin ve ormanların üzerinden geçermiş. Rüzgarın serinliğini hisseder, güneşin ışıkları altında özgürlüğün tadını çıkarırmış.
Bir gün, Kaan gökyüzünde süzülürken, uzaklardan gelen hızlı ve çevik bir kuş fark etmiş. Bu kuş, diğerlerinden çok farklıymış; küçük ama son derece hızlı ve kıvrakmış. Kaan, bu kuşun kim olduğunu merak edip ona doğru uçmuş.
Yaklaştığında, bu kuşun bir şahin olduğunu anlamış. Şahin, ani dönüşler yaparak hızla süzülüyormuş. Kaan, bu şahin gibi uçmayı çok istemiş. “Ah,” demiş kendi kendine, “Keşke ben de şahin gibi hızlı olabilsem.”
Günler boyunca bu düşünceyle uçmuş. Şahin gibi olmayı o kadar çok istemiş ki, sonunda cesaretini toplayıp şahine yaklaşmış. “Merhaba Şahin kardeş,” demiş, “Senin gibi hızlı uçmayı çok istiyorum. Bana yardım eder misin?”
Şahin, Kaan’a dönüp gülümsemiş. “Sevgili Kartal Kaan,” demiş, “Senin güçlü kanatların var. Gökyüzünün kralısın. Neden benim gibi olmak istersin?”
Kaan, “Senin uçuş tarzına hayran kaldım,” diye cevap vermiş. “Farklı bir deneyim yaşamak istiyorum.”
Şahin, Kaan’a ilk derslerinde nasıl hızlı kanat çırpabileceğini göstermiş. Kaan, büyük kanatlarına rağmen hızlanmanın zor olduğunu fark etmiş. Ancak azimle çalışmaya devam etmiş. Günler geçtikçe, Kaan hız kazanmış ve şahin gibi çevik uçmayı öğrenmiş.
Bir gün, Kaan gökyüzünde yalnız başına uçarken, eskiden olduğu gibi rüzgarın serinliğini ve yavaşça süzülmenin verdiği huzuru özlediğini fark etmiş. Hızlı uçmak başlarda heyecan vericiymiş, ama artık içindeki mutluluğun eksildiğini hissetmeye başlamış. Kaan, düşüncelerine dalmışken, gökyüzünde farklı yönlerden uçan birkaç kuş görmüş.
İlk olarak, zarifçe süzülen bir turna görmüş. Turna, geniş kanatlarıyla yavaşça ve dingin bir şekilde gökyüzünde süzülüyormuş. Kaan, turnaya yaklaşıp selam vermiş. “Merhaba Turna kardeş,” demiş Kaan, “Senin gibi sakin ve huzurlu uçmayı özlediğimi fark ettim.”
Turna, Kaan’a gülümsemiş. “Merhaba Kaan,” demiş, “Benim uçuş tarzım yavaş ve sakin olabilir, ama bu benim doğamın bir parçası. Rüzgarın beni taşımasına izin vermek, huzuru bulmamı sağlıyor. Her kuşun uçuşu farklıdır ve bu farklılık bizi biz yapar.”
Kaan, turnanın söylediklerini düşünmüş ve ona hak vermiş. Turna ile vedalaşıp yoluna devam ederken, çevik hareketlerle uçan bir serçe görmüş. Serçe, küçük ama enerjik kanat çırpışlarıyla çevik bir şekilde manevralar yapıyormuş. Kaan, serçeye yaklaşıp selam vermiş. “Merhaba Serçe kardeş,” demiş, “Senin gibi çevik ve enerjik uçmanın çok eğlenceli olduğunu düşünüyorum.”
Serçe, neşeyle gülümsemiş. “Merhaba Kaan,” demiş, “Benim uçuşum hızlı ve kıvrak, çünkü küçük kanatlarım bu şekilde en iyi performansı gösteriyor. Hızlı uçmak bana enerji verir, ama bu herkes için uygun olmayabilir. Her kuş, kendi yeteneklerine ve doğasına göre uçmalı. Bu, bizi özel kılar.”
Kaan, serçenin de haklı olduğunu düşünmüş. Onunla vedalaşıp gökyüzünde süzülmeye devam ederken, görkemli bir martı ile karşılaşmış. Martı, denizler üzerinde geniş yaylar çizerek uçuyormuş. Kaan, ona da selam vermiş. “Merhaba Martı kardeş,” demiş, “Senin geniş kanatlarınla denizlerin üstünde süzülmeni izlemek çok etkileyici.”
Martı, Kaan’a dönüp sıcak bir şekilde gülümsemiş. “Merhaba Kaan,” demiş, “Ben denizlerin çocuğuyum. Rüzgarın üzerinde süzülmek, denizle dans etmek benim için mutluluğun ta kendisi. Her kuşun kendine has bir güzelliği ve uçuş tarzı vardır. Önemli olan, kendi özelliklerimizi sevmek ve onları en iyi şekilde kullanmaktır.”
Kaan, martının bu bilgece sözlerini duyunca, kendini daha da derin düşünceler içinde bulmuş. Uçuşuna devam ederken, içinden şunu geçirmiş: “Hızlı uçmak gerçekten heyecan verici olabilir, ama benim asıl mutluluğum, rüzgarın serinliğinde, sakin ve huzurlu bir şekilde süzülmekmiş.”
Bu düşüncelerle, Kaan kendi güçlü ve geniş kanatlarıyla süzülmeye başlamış. Rüzgarın tenini okşamasına izin vermiş, güneşin sıcaklığını yeniden hissetmiş. Artık anlamış ki, her kuşun kendine özgü bir tarzı ve güzelliği varmış. Kendi tarzı da en az diğer kuşlarınki kadar özel ve değerliymiş.
Ertesi sabah, Kaan şahine dönüp teşekkür etmiş. “Bana öğrettiklerin için çok teşekkür ederim,” demiş. “Ama anladım ki, kendi tarzımla uçmak beni daha mutlu ediyor.”
Şahin, anlayışla gülümsemiş. “Kaan, her kuşun kendine özgü bir güzelliği vardır. Senin güçlü kanatların, gökyüzünde süzülmek için mükemmel. Kendi olmanın değerini anladığın için çok mutluyum.”
Böylece, Kaan yeniden kendi tarzıyla uçmaya başlamış. Gökyüzünde süzülürken, rüzgarın şarkısını dinler, güneşin sıcaklığını hissedermiş. Her uçuşunda, kendi olmanın verdiği mutluluğu yaşarmış.
Ve Şahine Benzemek İsteyen Kartal Masalı burada bitmiş ancak Kaan, hayatının geri kalanında mutlu ve özgür bir şekilde gökyüzünde süzülmeye devam etmiş.
Şahine Benzemek İsteyen Kartal Masalına benzeyen “Uyku masalları” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.