Sude ile Yıldız’ın Macerası Masalı: Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, minik bir köyde Sude adında tatlı bir kız yaşarmış. Sude’nin en yakın arkadaşı, tüyleri gecenin karanlığında bile parlayan Yıldız adında ki kedisiymiş. Sude ve Yıldız, her gün birlikte oynar, birlikte güler ve sırlarını birbirleriyle paylaşırlarmış.
Bir gün, köylerinin yanı başındaki ormanda, Gökkuşağı Nehri’nin ötesinde, Dostluk Ağacı adında büyülü bir ağaç bulmuşlar. Bu ağaç, etrafına sevgi ve mutluluk saçarmış. Ama Dostluk Ağacı’nın sihri, ancak gerçek dostluklar arasında paylaşıldığında can bulurmuş.
Sude ve Yıldız, Dostluk Ağacı’nın yanına vardıklarında, ağacın yapraklarının solgun olduğunu görmüşler. Ağacın dibinde, Umut Kelebeği adında minik bir kelebek, onlardan yardım istemiş. Umut Kelebeği, ağacın sihrini geri getirebilmek için gerçek dostlukların gücüne ihtiyaç duyduğunu anlatmış.
Sude, Yıldız ve Umut Kelebeği, köydeki diğer hayvanları da yanlarına alarak, Dostluk Ağacı’nı kurtarmak için bir plan yapmışlar. Herkes, ağacın etrafında el ele tutuşup, dostluk şarkıları söylemeye başlamış. Şarkıları duyan ağaç, yavaş yavaş renklerini geri kazanmaya ve canlanmaya başlamış.
Sude ile Yıldız’ın Macerasının sonunda, Dostluk Ağacı eski canlılığına kavuşmuş ve köye yeniden mutluluk getirmiş. Sude ve Yıldız, gerçek dostluğun ve birlikte çalışmanın gücünü anlamışlar. Ve köydeki herkes, birbirlerine daha sıkı sarılmış.
Bir sabah, Sude ve kedisi Yıldız, pencerelerinin önünde duran parlak bir mektup bulmuşlar. Mektubu açtıklarında, içeride parıldayan bir yazı görmüşler: “Sevgili Sude ve Yıldız, bugün Gökkuşağı Nehri’nin ötesinde, Macera Ormanı’nda sizleri yeni bir macera bekliyor. Cesur olun ve kalplerinizi açık tutun. – Umut Kelebeği”
Sude ve Yıldız, heyecanla yola koyulmuşlar. Gökkuşağı Nehri’ni geçtikten sonra, Macera Ormanı’na varmışlar. Ormanda yürürken, karşılarına parlak gözleri olan bir sincap çıkmış. Sincap, Sude ve Yıldız’a doğru yaklaşıp şöyle demiş: “Merhaba, ben Zıpzıp. Ormanın derinliklerinde kaybolan müzik kutusunu bulmam gerekiyor. Yardım eder misiniz?”
Sude ve Yıldız, Zıpzıp’a yardım etmeyi hemen kabul etmişler. Hep birlikte ormanın içine doğru yürümeye başlamışlar. Yolda, tatlı bir şarkı söyleyen kuşlarla karşılaşmışlar ve onlardan müzik kutusunun nereye gittiğini sormuşlar. Kuşlar, müzik kutusunun Peri Çiçekleri Vadisi’nde olduğunu söylemişler.
Peri Çiçekleri Vadisi’ne vardıklarında, her yerin renkli çiçeklerle dolu olduğunu görmüşler. Vadinin ortasında ise parlayan bir müzik kutusu duruyormuş. Ama müzik kutusunun etrafında dikenli bir çalı varmış. Sude, Yıldız ve Zıpzıp, birlikte çalışarak dikenleri dikkatlice temizlemişler ve müzik kutusunu güvenli bir şekilde almışlar.
Müzik kutusunu açtıklarında, kutudan çıkan melodiler etrafa mutluluk saçmış. Ormandaki tüm hayvanlar bir araya gelmiş ve hep birlikte şarkılar söylemişler. Zıpzıp, Sude ve Yıldız’a teşekkür etmiş ve müzik kutusunun ormandaki tüm canlılara neşe getireceğini söylemiş.
O akşam, Sude ve Yıldız köylerine döndüklerinde, gökyüzünde parlak bir yıldızın onların macerasını izlediğini fark etmişler. Umut Kelebeği’nin onlara yeni bir macera için rehberlik ettiğini anlamışlar.
Ve böylece, Sude ve Yıldız, her yeni günün yeni bir macera getirebileceğini bilerek, dostluklarını ve cesaretlerini her zaman korumuşlar. Ve köydeki herkes, Sude ve Yıldız’ın maceralarını dinleyerek, dostluk ve yardımlaşmanın önemini bir kez daha anlamış.
Bir başka gün, Sude ve kedisi Yıldız, ormanın derinliklerine doğru yürüyüş yapmaya karar vermişler. Hava güneşliymiş ve kuşlar neşeyle şarkı söylüyormuş. Bir süre yürüdükten sonra, ormanın içinde parıldayan gizemli bir kapı görmüşler.
Bu kapı, altın rengi işlemelerle süslenmiş ve üzerinde “Gizemli Bahçe” yazılı bir tabela asılıymış. Sude, kapıyı açmış ve Yıldız ile birlikte içeri girmiş. Kapıdan geçtiklerinde, kendilerini rengarenk çiçeklerle dolu, büyülü bir bahçede bulmuşlar.
Bahçenin ortasında, gözleri büyük ve sevimli bir tavşan duruyormuş. Tavşan, Sude ve Yıldız’a doğru yaklaşıp, “Merhaba, ben Pofuduk. Bu bahçede, kaybolan Zaman Çiçeği’ni arıyorum. Zaman Çiçeği, her gün güneş batmadan önce bulunmalı, yoksa bahçe sonsuza kadar karanlığa bürünecek. Bana yardım eder misiniz?” demiş.
Sude ve Yıldız, Pofuduk’a yardım etmeyi hemen kabul etmişler. Hep birlikte bahçeyi dolaşmaya başlamışlar. Her köşede farklı bir çiçek türü varmış ve her biri başka bir renkte parlıyormuş. Ancak Zaman Çiçeği, diğer çiçeklerden daha özelmiş ve bulunması zor bir çiçekmiş.
Bir süre aradıktan sonra, bahçenin en derin köşesinde, büyük bir çınar ağacının altında, soluk mavi bir ışık görmüşler. Sude, Yıldız ve Pofuduk, ışığa doğru yaklaşmış ve orada Zaman Çiçeği’ni bulmuşlar. Ancak çiçeğin etrafı kalın sarmaşıklarla kaplıymış.
Sude, Yıldız ve Pofuduk, el ele verip sarmaşıkları dikkatlice kesmişler ve Zaman Çiçeği’ni kurtarmışlar. Çiçeği tam güneş batmadan önce bahçenin ortasındaki özel yerine yerleştirmişler. Çiçek, yerine yerleşir yerleşmez, bahçeye tekrar parlak bir ışık yayılmaya başlamış ve tüm çiçekler yeniden canlanmış.
Bahçenin güzellikleri geri dönmüş ve Pofuduk, Sude ve Yıldız’a teşekkür etmiş. “Siz olmasaydınız, bu bahçe karanlığa gömülecekti. Artık burası hep ışıl ışıl olacak, teşekkür ederim dostlarım” demiş.
Sude ve Yıldız, Pofuduk’a veda edip, köylerine geri dönmüşler. Eve vardıklarında, bahçede yaşadıkları macerayı düşündükçe gülümsemişler. O günden sonra, her zaman yardımlaşmanın ve dostluğun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamışlar. Ve Sude ile Yıldız’ın Macerası Masalımız burada bitmiş ancak onların dostlukları hiçbir zaman bitmemiş.
Sude ile Yıldız’ın Macerası Masalına benzer dostluk masalı okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.