Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, uzak diyarlarda yüksek dağların eteklerinde kurulmuş, minik bir köy varmış. Bu köyde, Elif adında meraklı ve hayal gücü geniş bir kız yaşarmış.
Elif, köydeki herkes tarafından sevilirmiş çünkü hem yardımsever hem de çok cesurmuş. Ancak Elif’in en büyük hayali, doğum gününde sürpriz bir hediye almakmış. Bu hayali her gece düşlerinde görür, sabahları heyecanla uyanırmış.
Elif’in doğum günü sabahı, güneş ışıklarıyla uyanmış. Kalbi, o günün özel olduğunu hissettiği için hızlı hızlı atıyormuş. Elif, yataktan fırlamış, penceresinden dışarı bakmış ve kendi kendine, “Bugün o büyük sürpriz günü olabilir mi?” diye düşünmüş. Hemen annesinin yanına gitmiş ve “Anne, bugün benim doğum günüm! Sence bana bir sürpriz var mı?” diye sormuş.
Annesi, ona gizemli bir şekilde gülümsemiş ve “Sürprizler sabırlı olanları sever, Elif. Kim bilir, belki de seni bekliyordur,” demiş.
Elif bu sözleri duyunca daha da meraklanmış. Kahvaltısını hızla yapıp köyde gezintiye çıkmış. İlk olarak en sevdiği yer olan köy meydanına gitmiş. Orada, köyün yaşlı bilgesi Hasan Dede oturuyormuş. Elif hemen yanına koşmuş ve “Hasan Dede , bugün özel bir gün, bana bir sürpriz var mı acaba?” diye sormuş.
Hasan Dede, sakalını sıvazlayıp gülümsemiş. “Elif, sürprizler beklemediğin anda gelir. Belki de seni köyün dışında bir yerde bekliyordur,” demiş.
Elif, bu sözlerden sonra iyice heyecanlanmış ve köyün dışına çıkmaya karar vermiş. Önce köyün kenarındaki ormana gitmiş. Orada, her zamanki gibi cıvıldayan kuşlarla dolu ağaçlar ve hışırtılarla dans eden yapraklar varmış. Elif, “Acaba buradaki ağaçların arasında bir sürpriz saklı mı?” diye düşünmüş. Ama ne kadar dolaştıysa da bir şey bulamamış.
Ormandan çıktıktan sonra, köyün diğer ucundaki dere kenarına gitmiş. Bu dere, Elif’in en sevdiği yerlerden biriymiş çünkü suyun sesi onu her zaman rahatlatırmış. Suyun kıyısında dolaşırken bir anda bir şey parlamış. Elif, parlayan şeye doğru yaklaşmış ve kumların arasında bir anahtar bulmuş. “Bu neyin anahtarı olabilir ki?” diye meraklanmış. Anahtarı cebine koymuş ve köye geri dönmüş.
Elif, köye döndüğünde bu anahtarın neye ait olduğunu çözmek için kiminle konuşacağını düşünmüş. Önce köyün en akıllı kişisi olarak bilinen Fatma Nene’ye gitmiş. Fatma Nene, Elif’in getirdiği anahtarı dikkatle incelemiş ve “Bu anahtarın neye ait olduğunu bulmak için köyde bir şeyler saklı olabilir, Elif. Ama nereye ait olduğunu bulmak senin işin,” demiş.
Elif, biraz hayal kırıklığına uğramış ama umudunu kaybetmemiş. Köydeki her yeri dolaşmış, anahtara uyan bir kapı ya da sandık aramış. Ancak ne kadar aradıysa da bir şey bulamamış. Tam umudunu kaybedecekken, köyün en eski evinin bahçesindeki eski kuyu dikkatini çekmiş. Bu kuyu, yıllardır kullanılmıyormuş ama Elif, belki de burada bir şeyler olabilir diye düşünmüş.
Kuyunun yanına gittiğinde, kuyu kapağının üzerinde paslanmış bir kilit olduğunu görmüş. Heyecanla cebindeki anahtarı çıkarmış ve kilidi denemiş. Anahtar tam uyuyormuş! Kilidi açtığında kuyu kapağı gıcırdayarak açılmış ve içeride küçük, tozlu bir sandık belirmiş. Elif, sandığı açtığında içinden parlak renklerde bir kutu çıkmış.
Kutu, Elif’in hayatında gördüğü en güzel şeymiş. Kutuyu açtığında, içinde bir mektup bulmuş. Mektupta şu yazıyormuş: “Sevgili Elif, bu kutu senin en büyük hayalini gerçekleştirecek. Hayal gücünü kullanarak içindeki sürprizi keşfet. Sevgiler, köyün gizemli dostu.”
Elif, kutunun içinde gizemli bir parıltı gördüğünde gözleri parlamış. Parıltı, Elif’in hayal gücüyle birleşmiş ve etrafındaki dünya bir anda değişmeye başlamış. Elif kendini, rengarenk çiçeklerle dolu, kelebeklerin uçuştuğu, kuşların şarkılar söylediği büyülü bir bahçede bulmuş.
Bu bahçe, Elif’in hayal ettiği her şeyi içeriyormuş. Orada her şey mümkünmüş, en sevdiği kitaplar hayata geliyor, en çok sevdiği oyuncaklar canlanıyormuş. Elif, bu sürpriz bahçede saatlerce dolaşmış, oynamış ve hayal gücünün ne kadar güçlü olduğunu keşfetmiş.
Elif, bu büyülü bahçede geçirdiği zamanı unutamamış ve sonunda geri döndüğünde, kalbinde hiç unutamayacağı bir hatıra taşıyormuş. Annesine sarıldığında, “Anne, en büyük sürpriz hayal gücümde saklıymış. Bu hediye benim en değerli hazinem,” demiş.
Ve Elif, Sürpriz Hediye masalından sonra her gün hayal gücünü kullanarak dünyayı daha da güzelleştirmiş. Köydeki herkes, Elif’in maceralarını dinlemek için sabırsızlanırmış. Elif de her gün yeni maceralara atılmaya devam etmiş.
Sürpriz Hediye masalına benzeyen uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.