Bir varmış, bir yokmuş. Yemyeşil ağaçların ve renk renk çiçeklerin süslediği şirin bir köyde, “Tatlı Dostlar Lokantası” adında küçük bir lokanta varmış. Bu lokantayı, herkesin çok sevdiği sevimli aşçı Meliha Teyze işletirmiş. Meliha Teyze, köydeki çocukların en sevdikleri yiyecekleri pişirir, onları mutlu etmek için her gün yeni lezzetler denermiş.
Bir gün köyde büyük bir tartışma başlamış. Köyün çocukları, “Hangisi daha güzel? Hamburger mi yoksa patates mi?” diye bir türlü anlaşamıyorlarmış.
Çocukların bir kısmı hamburgerin lezzetini, kocaman ekmeğin arasındaki etin tadını çok seviyormuş. Diğer çocuklar ise patatesin çıtırlığını ve tuzlu lezzetini savunuyormuş.
Her gün okul çıkışında lokantanın önünde toplanan çocuklar, bu tartışmayı yaparmış. Kimisi hamburgerin daha doyurucu olduğunu, kimisi de patateslerin her şeyden daha lezzetli olduğunu söylüyormuş. Tartışma büyüdükçe büyümüş!
Bir gün Meliha Teyze bu tartışmayı duyunca gözlerini kısarak gülümsemiş. “Ah çocuklar, hiç tartışmaya gerek yok. Gelin bakalım, ben size güzel bir sürpriz hazırlayacağım,” demiş.
Çocuklar heyecanla birbirlerine bakarak lokantanın önünde beklemişler. “Acaba ne hazırlayacak?” diye merak içinde fısıldaşıyorlarmış.
Meliha Teyze, mutfağa girmiş ve düşünmeye başlamış. “Acaba hamburger ve patatesi birleştirsem nasıl olur?” diye kendi kendine sormuş. Bir yandan hamburger köftelerini kızartmış, diğer yandan çıtır çıtır patatesleri hazırlamış.
Sonra kocaman bir hamburger ekmeğinin içine bu iki lezzeti bir araya getirmiş. İçine biraz marul, biraz domates ve özel sos eklemiş. Ortaya öyle lezzetli bir şey çıkmış ki, Meliha Teyze bile tadına baktığında kendini tutamayıp gülümsemiş.
Hazırladığı bu büyük hamburgeri, kocaman bir tepsiye koyarak çocukların yanına götürmüş. Çocuklar, ellerini çırparak heyecanla beklemişler.

Tepside duran bu kocaman hamburgeri görünce hepsinin gözleri parlamış. Meliha Teyze, “Hadi bakalım çocuklar, şimdi birlikte tadına bakın. Bu hem hamburger hem de patates sevenler için,” demiş.
Çocuklar sırayla büyük hamburgerin tadına bakmaya başlamışlar. İlk ısırığı alan Zeynep, şaşkınlıkla yüzünü ekşitmiş ama ardından gülümsemiş.
“Hamburgerin tadını alıyorum ama patatesin çıtırlığını da hissediyorum! Harika olmuş!” demiş. Yanındaki Arda, “Gerçekten inanılmaz! İkisini bir arada hiç böyle düşünmemiştim,” diyerek şaşkınlığını paylaşmış.
Diğer çocuklar da sırayla tadına bakmış ve hepsi mutlulukla gülümsemiş. Artık hamburger ve patates tartışması sona ermiş!
Artık hepsi bu özel yiyecekte hem hamburgeri hem de patatesi tadabiliyormuş. Herkes birbirine dönüp, “En iyisi dostluk ve paylaşmak. Farklı lezzetler bir araya geldiğinde daha da güzelleşiyor,” demişler.
O günden sonra, Tatlı Dostlar Lokantası köyde daha da popüler hale gelmiş. Çocuklar tartışmak yerine birlikte yemek yemeyi ve yeni lezzetleri denemeyi öğrenmişler.
Hamburger ve patates sevenler yan yana oturup, her gün farklı bir yiyecek denemekten büyük keyif almışlar. Köydeki herkes, dostluk ve paylaşmanın değerini bir kez daha anlamış ve Meliha Teyze’ye teşekkür etmiş.
Tatlı Dostlar Lokantası, köyde dostluğun sembolü olmuş. Çocuklar her akşam okuldan çıkar çıkmaz lokantanın önüne koşar, birlikte güler, konuşur, en sevdikleri yiyecekleri paylaşarak yerlermiş.
Ve Tatlı Dostlar Lokantası masalı burada biterken, köyde hamburger ve patates tartışması son bulmuş, yerini dostça paylaşılan güzel yemekler almış. Çocuklar bu anıları yıllar boyu unutmayacaklarını birbirlerine söz vermişler. Çünkü dostlukla paylaşılan lezzetler, dünyadaki en güzel şeymiş.
Tatlı Dostlar Lokantası Masalına benzeyen çocuk masalları okumak için bağlantıya tıklayabilir, masalları instagram sayfamızdan okumak için ise sayfamızı takip edebilirsiniz.