Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda, her zaman kurnazlıklarıyla tanınan ve macera dolu bir yaşam süren bir tilki yaşarmış. Bu tilki, ormanda yaşayan diğer hayvanların dikkatini çeker, zekası ve hazırcevaplığı ile hep kendinden söz ettirirmiş. Ancak bir gün, karnının gurultusu onu yeni bir maceraya sürüklemiş. O sabah, güneş ağaçların arasından ışıldarken, tilki kahvaltısını bulma telaşına düşmüş.
Ormanın derinliklerinde dolaşırken, dalları meyveyle dolu bir asma görmüş. Üzümler, güneşte parlayan birer mücevher gibi göz kamaştırıyormuş. Tilki, üzümlere bakarak şöyle demiş:
“Bugüne kadar böyle güzel bir şey görmedim! İşte aradığım kahvaltı burada!”
Tilkinin ağzı sulanmış, midesi daha da guruldamış. Fakat bir sorun varmış: Üzümler çok yüksek bir dalda asılıymış. Tilki başını yukarı kaldırmış ve düşünmeye başlamış. “Bu üzümler benim olmalı. Onlara ulaşmanın bir yolunu bulurum,” demiş kendi kendine.
Tilkinin Üzümleri Elde Etmek İçin İlk Denemeleri
Tilki önce hafif bir zıplamayla başlamış. “Belki bir iki sıçrayışla bu işi başarırım,” diye düşünmüş. Fakat üzümlere elbette ulaşamamış. Tilki bu kez daha yüksekten sıçramak için tüm gücünü toplamış. Arka ayaklarını yere sağlam basmış, derin bir nefes almış ve sıçramış. Ancak yine olmamış. Üzümler, onun yetişemeyeceği kadar uzaktaymış.
Tilki biraz sinirlenmiş, biraz da inatçı bir tavırla konuşmuş:
“Ben bu kadar kurnaz bir tilkiyken, birkaç üzüm parçasına mı yenileceğim? Hadi bakalım, bu iş daha bitmedi!”
Tilkinin Üzümleri Yakalamak İçin Yeni Planı
Tilki, bu kez hızını artırmaya karar vermiş. Kendi kendine, “Eğer biraz geriden koşar ve hızlanırsam, çok daha yükseğe sıçrayabilirim,” demiş. Ormandaki taşlardan ve dallardan kaçınarak büyük bir hızla koşmaya başlamış. Tam üzüm salkımının altına geldiğinde zıplamış, ama yine ulaşamamış.
Tilkinin morali biraz bozulmuş, ama pes etmek istememiş. “Belki bir sopa bulup üzümleri düşürebilirim,” diye düşünmüş. Etrafında ince uzun bir dal aramış, ama bulduğu dallar ya çok kısa ya da çok kırılganmış. Üzümleri düşürme planı da işe yaramamış.
Pes Eden Tilki ve Bahaneleri
Saatler geçmiş, güneş tepeye yükselmiş. Tilki iyice yorulmuş ve enerjisi tükenmiş. Karnı hala açmış, ama artık üzümlere ulaşmak için gücü kalmamış. Yorgun bir şekilde yere oturmuş ve üzümlere bakarak şöyle demiş:
“Zaten bu üzümler kesin ekşidir. O kadar çaba sarf etmeme değmezmiş. Hem karnımı doyuracak başka şeyler de bulabilirim.”
Böylece tilki, üzümlerden vazgeçmiş ve ormandaki başka yiyecekler aramak üzere uzaklaşmış. Üzümler olduğu yerde kalmış, güneş ışığında parlamaya devam etmiş.
Azim ve Kararlılık: Tilki ile Üzümler Masalından Dersler
Evet çocuklar, bu masal bize önemli bir ders veriyor: Hedeflerimize ulaşmak her zaman kolay olmayabilir. Ancak, yılmadan çaba göstermeli ve bahaneler üretmek yerine daha çok çalışmalıyız. Eğer bir şeyi gerçekten istiyorsak, sabır ve kararlılıkla denemeye devam edersek başarıya ulaşabiliriz. Tilki gibi hemen pes etmeyelim, ne dersiniz? 😊
Not: Çocuklarınızın İlgisini Çekebilir – Mars’a Taşınan İlk Aile Masalı
Yeni masallardan haberdar olmak ve keyifli içeriklerimizi keşfetmek için Instagram’da bizi takip etmeyi unutmayın: @masal.okuyoruz