Uykucu Panda ve Arkadaşları Masalı: Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzaklarda, yemyeşil ağaçların ve çiçeklerle bezeli rengarenk ormanın derinliklerinde bir panda yaşarmış.
Bu panda, herkesin “Uykucu Panda” dediği çok tatlı bir pandaymış. Uykucu Panda, günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir, nadiren de olsa uyanık kaldığında arkadaşlarıyla oynarmış.
Ormandaki diğer hayvanlar, Uykucu Panda’nın bu sürekli uyku halinde olmasına hem şaşırır hem de bazen ona şaka yaparlarmış. Özellikle zeki maymun Miko, cesur tavşan Tino ve neşeli sincap Fiko, Uykucu Panda’ya türlü oyunlar oynarlarmış.
Bir gün, Miko, Tino ve Fiko, Uykucu Panda’nın yine mışıl mışıl uyuduğu bir anı fırsat bilerek ona bir şaka yapmaya karar vermişler. Miko, Tino ve Fiko bir araya gelmiş ve Uykucu Panda’nın etrafına çeşitli renklerde çiçekler toplamışlar. Bu çiçeklerle Uykucu Panda’yı süslemişler, hatta onun karnına kocaman bir “Günaydın” yazısı yazmışlar.
Uykucu Panda, güneşin ağaçların arasından süzülüp yüzüne vurmasıyla uyanmış. Uyandığında etrafında rengarenk çiçekler ve karnında “Günaydın” yazısını görmüş. İlk başta çok şaşırmış ve biraz da kızmış. Ancak, kısa süre sonra arkadaşlarının kahkahalarını duyunca durumun bir şaka olduğunu anlamış.
Arkadaşları, Uykucu Panda’nın yanına gelip onunla dalga geçmeye başlamışlar: “Hey Uykucu Panda, artık bir çiçek bahçesi gibisin!” “Belki de bir daha uyumamalısın, kim bilir, üzerine daha neler yazarız!”
Uykucu Panda, arkadaşlarının bu tavrına çok üzülmüş. Kalbi kırılmış, içi burkulmuş ve gözleri dolmuş. Onlara hiçbir şey dememiş ama içten içe çok kırılmış. Ancak, Uykucu Panda her zaman olduğu gibi sabırlı ve anlayışlı bir panda olduğundan, arkadaşlarına ders vermek yerine, bir süre onların şakalarını izlemeye karar vermiş.
Uykucu Panda’nın ise bu kadar çok uyumasının bir nedeni varmış. Küçükken, Uykucu Panda sık sık hasta olurmuş ve annesi ona bol bol dinlenmesi gerektiğini öğretmiş. Ayrıca, Uykucu Panda’nın uykusunda gördüğü rüyalar onun hayal gücünü geliştirmesine ve sakin kalmasına yardımcı olurmuş. Bu yüzden, Uykucu Panda uykuya çok önem verirmiş.
Ertesi gün ormanda büyük bir fırtına kopmuş. Ağaçlar sallanmış, dallar kırılmış ve yağmur seller gibi yağmış. Gök gürültüsü öylesine güçlüymüş ki, bütün orman hayvanları korkuyla saklanacak yer aramış.
Uykucu Panda, güvenli bir mağarada saklanmış ve arkadaşlarının da aynı mağaraya sığınmasını beklemiş. Ancak, Miko, Tino ve Fiko, fırtınanın şiddetini fark edememişler ve ormanda kaybolmuşlar.
Fırtına sırasında ağaçlar devrilmiş, dereler taşmış ve her yer suyla kaplanmış. Rüzgar öyle şiddetli esmiş ki, hayvanlar adeta savrulmuş. Miko, bir ağacın tepesine tırmanmış ama rüzgar onu sarsmış; Tino, bir çalılığa saklanmış ama su ona doğru akmaya başlamış; Fiko ise bir kayanın arkasına gizlenmiş ama orada da güvende hissetmemiş.
Uykucu Panda, arkadaşlarının kaybolduğunu ve tehlikede olduklarını anlamış. Derin bir nefes almış ve cesaretini toplayarak fırtınaya rağmen mağaradan çıkmış. Kalbi korkuyla çarparken, ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başlamış.
Önce Miko’yu bir ağacın tepesinde titrerken bulmuş. “Miko, gel buraya! Güvenli bir yere gitmemiz lazım!” diye seslenmiş. Miko, Uykucu Panda’nın yardımına çok sevinmiş ve hemen onun yanına inmiş.
Sonra, Tino’yu çalılıklar arasında suyun yükseldiği bir yerde bulmuş. “Tino, buradan çıkmamız lazım! Sana yardım edeceğim!” demiş. Tino, Uykucu Panda’nın elini tutmuş ve onun rehberliğinde güvenli bir yere geçmiş.
Son olarak, Fiko’yu kayanın arkasında bulmuş. “Fiko, korkma! Seni buradan çıkaracağım,” demiş Uykucu Panda. Fiko, Uykucu Panda’nın sakin ve güven verici sesini duyunca rahatlamış ve onunla birlikte mağaraya dönmüş.
Fırtına dinince, Uykucu Panda, Miko, Tino ve Fiko’yu mağaraya götürmüş ve güvenli bir yerde olduklarından emin olmuş. Miko’nun elleri titriyormuş, Tino’nun gözleri yaşlıymış ve Fiko, bir köşeye sinmiş, titriyormuş. Uykucu Panda onları sarılmış ve sakinleştirmiş.
Miko, Tino ve Fiko, Uykucu Panda’nın kendilerini kurtardığını anladıklarında çok utanmışlar. Uykucu Panda’ya teşekkür etmişler ve yaptıkları şakalardan dolayı özür dilemişler. Uykucu Panda, onları affetmiş ve şöyle demiş: “Gerçek arkadaşlık, birbirimize zor zamanlarımızda yardım etmeyi gerektirir.
” Bazen şakalar eğlenceli olabilir ama kalp kırar. Bu yüzden birbirimize karşı daha nazik ve anlayışlı olmalıyız.”
Bu olaydan sonra, Miko, Tino ve Fiko, Uykucu Panda’ya daha saygılı davranmışlar ve ona şaka yapmadan önce iki kez düşünmüşler. Uykucu Panda ise her zamanki gibi sabırlı ve sevecen bir panda olarak ormanda huzur içinde yaşamış.
Ve böylece, Uykucu Panda ve arkadaşları, birbirlerine olan sevgi ve saygı ile ormanda mutlu mesut yaşamışlar. Onların Uykucu Panda ve Arkadaşları Masalı, ormandaki diğer hayvanlara da örnek olmuş ve herkes, gerçek dostluğun ve anlayışın ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş.
Gökten üç elma düşmüş, biri Uykucu Panda’ya, biri arkadaşlarına ve biri de bu masalı dinleyen çocuklara.
Uykucu Panda ve Arkadaşları Masalına benzeyen “masalları” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. En yeni masallarımızı dinlemek için ise Youtube kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.