Uykusu Gelen Kuş Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, çok uzak bir ormanda, tüyleri gökkuşağının tüm renklerini yansıtan küçük bir kuş yaşarmış. Adı Lina’mış ve o, ormanın en neşeli kuşuymuş. Ancak Lina’nın bir sorunu varmış: ne zaman uykusu gelse, uyuyamıyormuş. Gözlerini kapatsa bile, aklına bin bir düşünce doluşurmuş ve uykusu kaçarmış.
Bir gün, Lina bu sorununa bir çözüm bulmaya karar vermiş. Ormanın bilge baykuşu Ulu’ya gitmiş ve ondan yardım istemiş. Ulu, Lina’ya derin bir sesle, “Uykunun sırrı, huzurda gizli,” demiş. “Ormanın en yüksek tepesine çık, orada bir ağaç var. O ağacın en tepesinde, uykunun melodisini çalacak bir rüzgar çırpını var. Onu bul ve dinle,” demiş.
Lina, Ulu’nun sözlerini dinleyip, ormanın en yüksek tepesine doğru yola çıkmış. Yol boyunca, ormanın diğer hayvanlarıyla karşılaşmış ve onlara da uykunun melodisini bulacağını anlatmış. Herkes, Lina’nın bu macerasını merakla dinlemiş ve ona başarılar dilemiş.
Uzun bir yolculuktan sonra, Lina nihayet ormanın en yüksek tepesine ulaşmış. Burada, göğe uzanan devasa bir ağaç bulmuş. Ağacın en tepesine tırmanmış ve rüzgarın tatlı melodiğini dinlemeye başlamış. Melodi o kadar güzelmiş ki, Lina’nın tüm endişeleri uçup gitmiş ve gözleri yavaşça kapanmış.
O günden sonra, Lina her gece ormanın en yüksek tepesine çıkıp, rüzgarın melodisini dinleyerek uykuya dalarmış. Ormanın diğer hayvanları da onun bu sırrını öğrenmiş ve hepsi huzurlu uykular uyumaya başlamış.
Lina, uykusunu düzenlediği için çok mutluymuş. Artık her gece huzurlu bir uykuya dalıyormuş ve sabahları taptaze uyanıyormuş. Bu neşeyle dolu sabahlarda, Lina ormanın derinliklerindeki arkadaşlarıyla oynamayı çok seviyormuş.
Bir sabah, Lina gözlerini açar açmaz, arkadaşları Zippy tavşan, Milo sincap ve Tiko kaplumbağayı yanına çağırmış. Hep birlikte ormanın en güzel oyununu oynamaya karar vermişler: Gizli Hazine Avı.
Lina, “Arkadaşlar, bugün ormanın gizli hazinesini bulacağız!” demiş neşeyle. Zippy, Milo ve Tiko da bu maceraya atılmak için can atıyormuş. Lina’nın rehberliğinde, dört arkadaş ormanın içindeki gizemli yollara dalıp, ipuçlarını takip etmeye başlamışlar.
İlk ipucu, Zippy’nin keskin gözleri sayesinde bulunmuş. Bir ağacın kabuğuna kazınmış eski bir harita parçasıymış. Haritayı takip ederek, bir sonraki ipucu için Milo’nun tırmanma yeteneğine ihtiyaçları olmuş. Milo, en yüksek dallara tırmanıp, oradan gördüğü manzarayı arkadaşlarına anlatmış.
Sonra sıra Tiko’ya gelmiş. Tiko, yavaş ama emin adımlarla, haritanın gösterdiği yönü takip etmiş ve onları ormanın kalbine, bir şelalenin yanına götürmüş. Burada, suyun altında parlayan bir şey fark etmişler. Lina hızla uçmuş ve suyun içinden çıkan parlak bir taşı gagasıyla çıkarmış.
Bu parlak taş, ormanın gizli hazinesiymiş. Taşın içinde, ormanın tüm canlılarının mutluluğunu ve huzurunu artıran büyülü bir güç varmış. Dört arkadaş, bu güzel hazineyi buldukları için çok mutlu olmuşlar ve ormanın her köşesine neşe saçmışlar.
Gün boyunca oynadıktan sonra, Lina ve arkadaşları yorgun düşmüş ama kalpleri mutlulukla dolmuş. Akşam olunca, Lina, Zippy, Milo ve Tiko, ormanın gizli hazinesinin yanında, huzurlu bir uykuya dalmışlar.
Lina ve arkadaşları, sabah uyandıklarında ormanda bir müzik festivali düzenlemeye karar vermişler. Her hayvanın bir enstrüman çalacağı bu festivalde, ormanın her köşesinden melodiler yükselmiş.
Lina, kuşların şefi olarak, tüylerinin renkleriyle uyumlu bir flüt seçmiş. Zippy tavşan, hızlı parmaklarıyla bir tamburin çalmış. Milo sincap, minik elleriyle bir ukulele tutmuş ve Tiko kaplumbağa, sırtındaki kabuğu bir davul gibi kullanmış.
Festival günü gelip çattığında, ormanın her yerinden hayvanlar toplanmış. Herkes en güzel kıyafetlerini giymiş ve festival için sabırsızlanıyormuş. Lina ve arkadaşları, büyük bir ağacın altında sahneye çıkmışlar ve müziklerini çalmaya başlamışlar.
Lina’nın flütünden çıkan melodiler, ormanın derinliklerine kadar yayılmış. Zippy’nin tamburini ritmik sesleri, Milo’nun ukulelesinin tatlı akorları ve Tiko’nun davulunun gümbürtüsüyle birleşince, tüm orman adeta dans etmeye başlamış.
Kuşlar gökyüzünde şarkı söylemiş, kelebekler renkli kanatlarıyla havada süzülmüş ve hatta ağaçlar bile yapraklarını sallayarak müziğe eşlik etmiş. Ormanın her köşesi neşeyle dolmuş ve herkes müziğin büyüsüne kapılmış.
Festival sona erdiğinde, tüm hayvanlar Lina ve arkadaşlarına teşekkür etmiş. Onların müziği sayesinde, ormanın her köşesi bir gün boyunca mutlulukla dolmuş. O gece, herkes tatlı bir melodiyle uykuya dalmış ve rüyalarında festivalin eğlencesini yaşamaya devam etmiş. Ve Uykusu Gelen Kuş masalı burada bizlere veda etmiş.
Uykusu Gelen Kuş masalına benzer diğer uyku masalımız “Çiftlikteki Kuzu Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.