Uykusu Gelen Sevimli Ayıcık Masalı: Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar dağların derinliklerinde, ormanın koyu yeşilliğinin arasında, sevimli bir ayı yaşarmış. Bu ayının adı Pıtırcık’mış. Pıtırcık, ormanda herkes tarafından sevilen, neşeli ve sevimli bir ayıymış. Ancak, Pıtırcık’ın bir sorunu varmış. Ne zaman gece olup yıldızlar gökyüzünde dans etmeye başlasa, Pıtırcık’ın gözleri ağırlaşıp uykusu gelirmiş. Diğer hayvanlar eğlenirken, o yorgunluktan uyuyakalmış.
Pıtırcık, gece uykusuna yenik düşmekten çok üzgünmüş. Geceleri ormanda başına neler gelebileceğini düşündüğünde endişelenirmiş. Ama en çok da yıldızları izleyememekten üzülürmüş. Onlar, gökyüzündeki en parlak, en güzel ışıklarmış ve Pıtırcık onları izleyememenin üzüntüsünü içinde taşıyormuş.
Bir gün, Pıtırcık düşünmüş ki, belki de uykusu gelmemesi için bir çözüm bulabilirmiş. Etrafında dolaşırken, yaşlı bir tavşanla karşılaşmış. Tavşan, bilge ve yaşlıymış. Pıtırcık, sorununu tavşana anlatmış.
Tavşan, düşünceli bir şekilde kulağını kaşıyıp sonra gülümsemiş. “Küçük Pıtırcık,” demiş, “senin sorununu çözmek için bir fikrim var. Eğer istersen, sana yardım edebilirim.”
Pıtırcık sevinçle kuyruğunu sallamış. “Gerçekten mi?” diye heyecanla sormuş. “Nasıl yardım edebilirsin?”
Tavşan, Pıtırcık’ı bir mağaraya götürmüş. Mağara, gizemli ve büyüleyiciymiş. İçerisi, yumuşak bir ışıkla aydınlanmış. Tavşan, Pıtırcık’ı mağaranın ortasına götürüp elinde bir avuç dolusu tohumla dönerek demiş ki, “Bunlar uyumaya yardımcı olan özel tohumlar. Her gece bunlardan birini yersen, böylece gözlerini kapamadan önce gökyüzündeki yıldızları izleyebilirmişsin.”
Pıtırcık mutluluktan havalara uçmuş. “Teşekkür ederim, Tavşan Amca!” diye haykırmış. “Şimdi artık yıldızları kaçırmayacağım!”
Ertesi gece, Pıtırcık yine uykusu gelmeye başladığında, Tavşan Amca’nın verdiği tohumlardan birini yemiş. Birdenbire, uykusu gitmiş gibi hissetmiş. Gözleri açık kalmış ve gökyüzündeki yıldızları izlemiş. Onlar, ne kadar da büyüleyiciymiş! Parıldayan, dans eden küçük ışıklar… Pıtırcık, o gece gökyüzündeki yıldızların altında uzun uzun kalıp, onları izlemiş. Artık onları kaçırmayacakmış.
Ancak, günler geçtikçe, Pıtırcık bir sorunla karşılaşmış. Tavşan Amca’nın verdiği tohumlar tükeniyormuş. Her gece birini yese de, tohumlar bir süre sonra bitiverirmiş. Pıtırcık endişelenmeye başlamış.
Bir gün, çaresizlik içinde dolaşırken, karşısına bir kuş çıkmış. Kuş, rengarenk tüyleriyle göze çarpıyormuş. Pıtırcık, üzgün bir şekilde Kuş’a durumunu anlatmış.
Kuş, düşünceli bir şekilde kafasını sallamış. “Pıtırcık, senin sorununu çözebileceğim bir fikrim var,” demiş. “Ben, bu ormanın en hızlı ve en cesur kuşuyum. Eğer istersen, sana yardım edebilirim.”
Pıtırcık sevinçle kuyruğunu sallamış. “Gerçekten mi?” diye sormuş. “Nasıl yardım edebilirsin?”
Kuş, Pıtırcık’ı uçurduğu bir yolculuğa çıkarmış. İkisi, ormanın yüksek tepelerinden, derin vadilerinden ve akarsularından geçerek uçmuşlar. Sonunda, eski bir ağacın tepesinde durmuşlar. Ağaç, yıldızların en yakından izlendiği yermiş.
Kuş, Pıtırcık’a bir hediye uzatmış. “Bu, yıldızları daha yakından görebileceğin bir dürbün” demiş. “Artık her gece onları izleyebilirmişsin.”
Pıtırcık minnetle kuşa bakmış. “Teşekkür ederim!” diye sevinçle haykırmış. “Artık yıldızları hiç kaçırmayacağım!”
Geceler geçip gitmiş, Pıtırcık artık yıldızları izlemekten ve ormanda uykusuzca dolaşmaktan keyif alıyormuş. Her gece, Tavşan Amca’nın tohumlarından birini yemiş, sonra da Kuş’un hediyesi olan dürbünle yıldızları izlemiş. Artık uykusunu kaçırmak yerine, geceleri yıldızları seyretmek Pıtırcık için bir zevk haline gelmiş.

Ancak, bir gece, ormanda tuhaf bir hava varmış. Rüzgar hışırdıyormuş ve bulutlar gökyüzünü kaplamaya başlamış. Pıtırcık endişeyle gökyüzüne bakmış. Yıldızlar görünmüyormuş. Tavşan Amca’nın verdiği tohumlardan birini yemek için elini uzatmış, ama cebinde hiç kalmadığını fark etmiş. Paniklemiş ve Kuş’un hediyesi olan dürbünü alıp, yıldızları bulmaya çalışmış, ama bulutlar yıldızları tamamen gizlemiş.
Pıtırcık, ne yapacağını bilememiş. Ne tohumlarından ne de dürbünden bir yarar görebiliyormuş. Endişe içinde dolaşırken, bir kelebekle karşılaşmış. Kelebek, zarif kanatlarıyla rüzgarın üstünde dans ediyormuş. Pıtırcık, ona üzgün bir şekilde durumunu anlatmış.
Kelebek, düşünceli bir şekilde başını sallamış. “Pıtırcık, senin sorununu çözebileceğim bir fikrim var,” demiş. “Ben, bu ormanın en narin ve en zarif kelebeğiyim. Eğer istersen, sana yardım edebilirim.”
Pıtırcık yine sevinçle kuyruğunu sallamış. “Gerçekten mi?” diye sormuş. “Nasıl yardım edebilirsin?”
Kelebek, Pıtırcık’ı kanatlarının altına almış ve onu bulutların üstüne doğru uçurmuş. Bulutların arasından geçerken, bir ışık huzmesi görmüşler. Kelebek, Pıtırcık’a bir hediye uzatmış. “Bu, senin için özel olarak hazırlanmış bir ışık iksiri” demiş. “Onu içtiğinde, bulutların arasından yıldızları görebileceksin.” diye eklemiş.
Pıtırcık minnetle kelebeğe bakmış. “Teşekkür ederim!” diye sevinçle haykırmış. “Yıldızları artık asla kaçırmayacağım!” demiş.
Pıtırcık, ışık iksirini içmiş ve bir mucize gerçekleşmiş. Bulutlar arasından yıldızlar parlamaya başlamış. Onlar, en parlak ve en güzel halleriyle gökyüzünde dans ediyormuş. Pıtırcık, içindeki sevinci ve mutluluğu tarif etmekte zorlanıyormuş. Artık gece uykusu, onun için sadece bir engel değil, aynı zamanda bir maceraymış.
Ve o günden sonra, Pıtırcık her gece gökyüzündeki yıldızları izlemek için sabırsızlanıyormuş. Tavşan Amca’nın tohumları, Kuş’un dürbünü ve Kelebek’in ışık iksiri sayesinde, o artık gece uykusuna yenik düşmekten korkmuyormuş. Onun için her gece, yeni bir maceranın başlangıcıymış. Ve böylece, Uykusu Gelen Sevimli Ayıcık, ormanın en iyi yıldız izleyicisi haline gelmiş. Ve Uykusu Gelen Sevimli Ayıcık masalı da bizlere burada veda etmiş.
Uykusu Gelen Sevimli Ayıcık masalı gibi uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.