Uykuya Dalan Meyveler Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, büyük ve güzel bir bahçede Elma ve Erik adında iki dost yaşarmış. Bu bahçe, her mevsim renkli çiçeklerle süslü, mis kokulu ve lezzetli meyvelerle doluymuş.
Elma kırmızı yanaklı, parlak ve tatlıymış. Erik ise mor renkli, yuvarlak ve yumuşacıkmış. Birbirlerine çok yakın olan bu iki arkadaş, gün boyu oyun oynar ve akşamları gökyüzündeki yıldızları izleyerek hayaller kurarlarmış.
Her akşam, güneş batarken Elma ve Erik bir araya gelir, günün yorgunluğunu atmak için birbirlerine hikayeler anlatırlarmış. Bahçenin diğer sakinleri olan Armut, Kiraz ve Kayısı da bu hikayelere katılmaktan büyük keyif alırlarmış. Her hikaye onları yeni maceralara götürür, hayal güçlerini geliştirirmiş.
Bir gün, Elma ve Erik arkadaşlarına unutulmaz bir hikaye anlatmaya karar vermişler. Hikayelerinin konusu, meyvelerin nasıl güzel rüyalar gördüğüymüş. Elma, tatlı bir sesle anlatmaya başlamış:
“Bir zamanlar, her gece yatmadan önce birbirlerine iyi geceler dileyen meyveler varmış. Bu meyveler, uyumadan önce gökyüzündeki yıldızları izler, yıldızların arasında dans eden perileri hayal ederlermiş. Her biri gözlerini kapatırken, tatlı rüyalar onları beklerken uykuya dalarlarmış.”
Erik devam etmiş: “Bir gece, Elma ve Erik, uyandıklarında kendilerini bir peri diyarında bulmuşlar. Bu diyar, rengarenk çiçekler, dev ağaçlar ve tatlı sularla doluymuş. Periler, meyveleri karşılamış ve onlara masal anlatacaklarını söylemişler. Masallar öyle güzelmiş ki, Elma ve Erik her birini heyecanla dinlemiş.”
Armut, Kiraz ve Kayısı büyük bir merakla Elma ve Erik’in hikayesini dinlerken, kendilerini peri diyarında hayal etmişler. Elma devam etmiş: “Bu diyardaki periler, meyvelere en güzel rüyaları görmek için sihirli bir toz serperlermiş. Tozlar, göz kapaklarına konar ve onları tatlı bir uykuya daldırırmış.”
Erik gülümseyerek eklemiş: “Elma ve Erik, peri diyarında geçirdikleri her gece en güzel rüyaları görmüşler. Rüyalarında uçan halılarla gezen, şelalelerin üzerinde dans eden ve gökkuşağının sonunda hazine bulan meyveler olmuşlar. Sabah uyandıklarında, her biri mutlulukla gülümser ve yeni maceralar için sabırsızlanırlarmış.”
Günler böyle geçerken, Elma ve Erik’in hikayeleri bahçedeki diğer meyveler arasında hızla yayılmış. Her akşam, tüm meyveler toplanır ve Elma ile Erik’in hikayelerini dinlemek için sabırsızlanırlarmış. Bir gece, Armut söz almış ve kendi hikayesini anlatmaya başlamış:
“Bir zamanlar, uzak diyarlarda yaşayan altın sarısı bir armut varmış. Bu armut, her gece gökyüzündeki yıldızlara bakar ve yıldızların arasında kaybolan gizemli yaratıkları hayal edermiş. Bir gece, uykuya dalarken kendini yıldızların arasında bulmuş. Yıldızlar, onu sıcaklıklarıyla sararken, armut en güzel rüyaları görmüş.”
Armut’un bu hikayesi, diğer meyveleri çok etkilemiş. Her biri, kendi hayallerinde yıldızların arasında yolculuk etmeye başlamış. Kiraz, Kayısı ve diğer meyveler de sırasıyla kendi hikayelerini anlatmış. Her hikaye, onları yeni bir maceraya sürüklemiş ve hayal güçlerini daha da genişletmiş.
Geceler böyle geçerken, Elma ve Erik’in bahçesindeki meyveler, her gece uyumadan önce birbirlerine hikayeler anlatma geleneğini sürdürmüşler. Her hikaye, onları uykuya hazırlamış ve en güzel rüyaları görmelerini sağlamış. Çünkü biliyorlarmış ki, her rüya yeni bir maceranın kapısını aralar ve uyandıklarında onları bekleyen güzel günler varmış.
Bir akşam, Elma ve Erik, bahçede yeni bir misafirle karşılaşmışlar. Bu misafir, küçük ve sevimli bir Çilek’miş. Çilek, Elma ve Erik’e katılmak ve onların hikayelerini dinlemek istemiş. Elma ve Erik, Çilek’i sevinçle karşılamış ve ona hemen bir yer ayırmışlar. Çilek, büyük bir heyecanla Elma ve Erik’in hikayesini dinlemeye başlamış.
Elma, Çilek için özel bir hikaye anlatmaya karar vermiş: “Bir zamanlar, rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçede yaşayan tatlı bir Çilek varmış. Bu Çilek, her gece uyumadan önce çiçeklerin şarkılarını dinler ve onların anlattığı hikayeleri hayal edermiş.
Bir gece, uykuya dalarken kendini çiçeklerin arasında dans ederken bulmuş. Çiçekler, ona en güzel rüyaları göstermiş ve Çilek sabah uyandığında mutlulukla gülümsemiş.”
Çilek, bu hikayeyi dinlerken gözleri parlamış ve kendini o bahçede hayal etmiş. Elma ve Erik’in hikayeleri, Çilek’e de ilham vermiş ve o da kendi hayallerini anlatmaya başlamış. Her gece, bahçedeki meyveler daha da yakınlaşmış ve birbirlerine anlattıkları hikayelerle hayal güçlerini genişletmişler.
Uykuya Dalan Meyveler Masalımızın sonunda, bahçedeki meyveler, her gece uykuya dalmadan önce birbirlerine hikayeler anlatmaya ve güzel rüyalar görmeye devam etmişler. Çünkü biliyorlarmış ki, hayal gücü en büyük hazinelerden biridir ve her rüya yeni bir maceranın kapısını aralar. Tatlı rüyalar meyveler, tatlı rüyalar…
Uykuya Dalan Meyveler Masalımıza benzeyen “Peri Diyarı Masalımızı” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
1 Yorum
Pingback: Maviş ve Fındık'ın Uyku Masalı - Masal Oku