Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, gökyüzünün masmavi olduğu, bulutların pamuk gibi göründüğü uzak bir kasabada, Elif adında minik bir kız yaşarmış. Elif, geceleri gökyüzüne bakmayı çok severmiş. Her akşam, yatmadan önce penceresinin önüne oturur, gözlerini gökyüzündeki parıldayan yıldızlardan alamazmış. Yıldızlar o kadar parlakmış ki, Elif sanki onlarla konuşabilecekmiş gibi hissedermiş.
Elif, yıldızlara bakarken, onların ona bir sır fısıldadığını düşünürmüş: “Bir gün sen de bizim yanımıza geleceksin, Elif!” Bu düşünce Elif’in içini sıcacık yaparmış. O gece yatarken, hayallerinde yıldızların arasında uçtuğunu, gökyüzünün derinliklerinde bir maceraya atıldığını görürmüş. Elif, bir gün bu hayalinin gerçek olacağına tüm kalbiyle inanırmış ve bu düşünceyle tatlı bir uykuya dalarmış.
Elif büyüdükçe, gökyüzüne olan sevgisi de onunla birlikte büyümüş. Artık okula gidiyormuş ve okulda en çok fen bilgisi dersini seviyormuş. Çünkü bu derste, yıldızlar, gezegenler ve uzay hakkında çok şey öğrenebiliyormuş. Özellikle uzayla ilgili ne varsa, Elif’in dikkatini çekiyormuş. Uzayda neler olduğunu, yıldızların nasıl parladığını öğrenmek onu çok mutlu ediyormuş.
Bir gün, Elif’in okulunda öğretmenleri “Uzay ve Astronotlar” konulu bir proje ödevi vermiş. Elif bu ödevi duyunca sevinçten yerinde duramamış! Çünkü uzay ve yıldızlar hakkında bir şeyler öğrenmek, Elif’in en sevdiği şeymiş. O gün okuldan eve döner dönmez, hemen kütüphaneye koşmuş. Astronotlarla ilgili ne kadar kitap bulabilirse toplamış ve heyecanla okumaya başlamış.
Elif, günlerce çalışmış, astronotların uzayda nasıl yaşadıklarını, hangi zorluklarla karşılaştıklarını öğrenmiş. Öğrendiği her yeni bilgi, Elif’i daha da heyecanlandırmış ve hayalini gerçekleştirmek için daha kararlı hale getirmiş. Artık bir hedefi varmış: Bir gün astronot olup yıldızların arasına gitmek! Elif, bu düşünceyle gece uyurken bile yıldızların arasında süzüldüğünü hayal edermiş. Hayalleri onu o kadar mutlu edermiş ki, her sabah büyük bir heyecanla uyanırmış.
Yıllar hızla geçmiş ve Elif, liseye başlamış. Artık büyümüş, ama gökyüzüne olan sevgisi hiç azalmamış. Aksine, hayaline daha da yaklaşmış. Elif, bir gün astronot olmayı kafasına koymuş ve bunun için çok çalışması gerektiğini biliyormuş. Bu yüzden derslerine büyük bir özen göstermiş, özellikle de matematik, fizik ve fen bilimleri derslerine. Çünkü bu dersler, onu hayaline bir adım daha yaklaştıracakmış.
Her ders sonrası Elif, yine gökyüzüne bakar ve yıldızların ona fısıldadığı sözleri hatırlarmış: “Pes etme, bir gün buraya geleceksin.” Bu sözler Elif’i motive eder, ona güç verirmiş. Yıldızlar sanki onun en yakın dostlarıymış gibi, ona destek olurmuş.
Lise bittikten sonra, Elif uzay mühendisliği okumaya karar vermiş. Bu alanda kendini geliştirmek için çok çalışmış ve hayallerinin peşinden koşmaya devam etmiş. Üniversiteye başladığında, Elif’in hayatı tamamen değişmiş. Artık sadece yıldızlara hayran hayran bakan bir kız değilmiş; aynı zamanda onları yakından tanımak isteyen bir öğrenciymiş.
Üniversitede uzay kulübüne katılmış, orada roketler tasarlamış ve uzay görevlerini simüle eden çalışmalara katılmış. Her yeni proje, Elif’i hayaline bir adım daha yaklaştırmış ve ona hayallerinin peşinden koşmanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha öğretmiş.
Artık Elif, gökyüzüne bakarken sadece hayal kurmuyormuş; bir gün o hayallerin gerçeğe dönüşeceğini biliyormuş.
Elif, üniversiteden mezun olduğunda artık büyük hayalini gerçekleştirmek için hazırmış: NASA’ya başvurmak. Bu onun için çok büyük bir adım olmuş. Elif’in kalbi heyecandan pır pır ediyormuş, çünkü aylardır bu anı bekliyormuş. Ama NASA’ya kabul edilmek hiç de kolay bir iş değilmiş. İlk olarak, Elif’in çeşitli testlerden geçmesi gerekiyormuş.
İlk test, fiziksel dayanıklılık testleriymiş. Elif, bu testlerde ne kadar güçlü ve kararlı olduğunu göstermiş. Sonra sırada zihinsel yetenek testleri ve psikolojik değerlendirmeler varmış. Bu testlerde Elif’in sabrı ve zekası sınanmış. Ama Elif, içindeki yıldız aşkı sayesinde bu testlerin hepsini başarıyla geçmiş. Yıldızlara olan tutkusu ona güç vermiş.
Günler geçmiş, sonunda mülakat günü gelmiş. NASA’daki yetkililer, Elif’e önemli bir soru sormuşlar: “Neden astronot olmak istiyorsun, Elif?” Elif, derin bir nefes almış, gözlerini gökyüzüne çevirmiş ve içtenlikle cevap vermiş: “Çocukluğumdan beri yıldızlara dokunmayı hayal ediyorum. Gökyüzüne her baktığımda, orada olmam gerektiğini hissediyorum.”
Elif’in bu sözleri, mülakat yapanların kalbine dokunmuş. Çok geçmeden, Elif NASA’dan kabul edildiğini öğrenmiş. O an Elif’in sevinci tarif edilemezmiş! Artık bir astronot olmak için gerekli eğitimleri almaya başlayacakmış.
Eğitim süreci oldukça zorlu geçmiş. Aylarca süren ağır antrenmanlar, zor testler ve çeşitli simülasyonlar Elif’i bekliyormuş. Ama Elif, her zorluğun üstesinden gelmiş çünkü hayali, tüm bu zorluklardan daha büyükmüş. Yıldızlara dokunma hayali, Elif’in her zaman yanında olmuş ve ona güç vermiş. Elif, azimle çalışarak her engeli aşmış ve nihayetinde hayaline bir adım daha yaklaşmış.
Ve nihayet, Elif bir uzay görevine seçilmiş. Ailesi ve arkadaşları onunla öyle gurur duymuşlar ki, Elif’in heyecanı iki katına çıkmış. Görev günü geldiğinde, Elif uzay aracına binerken kalbi sevinçle doluymuş. İçinden, “İşte o an geldi,” diye fısıldamış.
Uzay yolculuğu başladığında, Elif kendini bir masalın içinde gibi hissetmiş. Yıldızlar, gezegenler ve sonsuz boşluk etrafında dönüp duruyormuş. Elif, çocukluğundan beri kurduğu hayali gerçekleştirmiş, yıldızların arasında süzülüyormuş. Görev sırasında uzayda birçok araştırma yapmış, deneyler gerçekleştirmiş ve bu sayede dünyaya çok önemli bilgiler göndermiş.
Uzayda geçirdiği günler, Elif’e hayallerin peşinden gitmenin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha öğretmiş. Görevini başarıyla tamamlayıp dünyaya döndüğünde, artık o küçük kasabadaki küçük kız değilmiş; o, artık gerçek bir astronotmuş. Elif, hayallerine ulaşmanın sadece hayal etmekle değil, çok çalışmakla mümkün olduğunu herkese göstermiş.
Ve her gece, Elif yine gökyüzüne bakmaya devam etmiş. Çünkü o, yıldızlara dokunmayı başarmış bir astronotmuş. Şimdi, Yıldızlara Dokunan Kız masalı, gökyüzüne bakan her çocuğun kalbinde parlayan bir yıldız gibi ışıldıyormuş. Ve her çocuk, gökyüzüne bakıp, “Bir gün ben de o yıldızlara dokunacağım,” dediğinde, Elif’in izinden gidiyormuş. Gökyüzü, hayallerin peşinden giden tüm çocukları bekliyormuş.
Yıldızlara Dokunan Kız Masalına benzeyen Çocuk masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. En güzel masalları sesli olarak dinlemek için ise Youtube kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.