Yunus ile İstiridye Masalı: Yunus ile İstiridye: Bir varmış, bir yokmuş. Uzak denizlerin derinliklerinde, masmavi suların altında yaşayan sevimli bir yunus olan Deniz ile minik bir istiridye olan İnci varmış. Deniz, denizin en neşeli ve meraklı yunusuymuş. Her gün dalgalarla oynamayı, balıklarla yarış yapmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok severmiş. İnci ise, sessiz sakin bir istiridye olarak deniz tabanında yaşarmış. Küçücük kabuğunun içinde inci gibi parlak ve değerli bir hazine saklarmış.
Bir gün, Deniz yüzerek İnci’nin yaşadığı yere gelmiş. Deniz, kabuğunda saklanan bu küçük istiridyeyi fark etmiş ve ona ne olduğunu merak etmiş. Kendi kendine düşünmüş, “Acaba bu kabuklu arkadaşım neden hep kapalı kalıyor?” Deniz, İnci’nin yanına yaklaşmış ve ona seslenmiş:
“Merhaba, ben Deniz! Neden hep kabuğun kapalı? Gel, benimle dışarı çık ve birlikte eğlenelim!”
İnci, kabuğunu biraz aralamış ve Deniz’e bakmış. Deniz’in samimi gülümsemesi ve neşesi onu etkilemiş. Ancak, İnci biraz çekingenmiş.
“Merhaba Deniz,” demiş İnci. “Ben İnci. Kabuğumun içinde kendimi güvende hissediyorum. Ama seni görmek güzel.”
Deniz, İnci’yi cesaretlendirmek istemiş. “Gel, benimle gel,” demiş. “Deniz çok büyük ve güzel. Birlikte keşfedilecek o kadar çok şey var ki! Hem ben hep yanındayım, korkmana gerek yok.”
İnci, Deniz’in içtenliği ve dostça tavrı karşısında biraz daha rahatlamış. Kabuğunu biraz daha açmış ve Deniz’e katılmaya karar vermiş. Deniz, İnci’yi sırtına almış ve birlikte yüzmeye başlamışlar. İlk başta İnci biraz ürkmüş ama Deniz’in yanında olduğunu bilmek ona cesaret vermiş.
İkisi birlikte denizin renkli mercan resiflerinde dolaşmışlar, parlak balıklarla oynamışlar ve güneş ışınlarının suya yansımasını izlemişler. Deniz, İnci’ye denizin sırlarını, gizemli mağaralarını ve rengârenk bitkilerini göstermiş. İnci, her yeni keşifte daha da heyecanlanmış ve kabuğundan çıkmanın ne kadar güzel olduğunu anlamış.
Bir gün, Deniz ve İnci, deniz anası Ayla ile karşılaşmışlar. Ayla, çok bilge bir deniz anasıymış ve deniz sakinlerinin ona danıştığı biriymiş. Deniz, Ayla’ya İnci’nin hikayesini anlatmış ve Ayla, İnci’ye gülümseyerek yaklaşmış.
“Sevgili İnci,” demiş Ayla, “Senin gibi özel ve değerli bir incinin her zaman saklanması gerekmez. Kendini dünyaya açtığında, hem senin hem de başkalarının kalplerine ışık saçarsın.”
İnci, Ayla’nın sözlerinden çok etkilenmiş. O andan itibaren, kabuğunu daha fazla açık tutmaya ve Deniz ile daha fazla vakit geçirmeye karar vermiş. İnci, Deniz’in sadık ve neşeli dostluğuyla, kabuğunu açtıkça daha da parladığını fark etmiş.
Günler geçmiş, aylar geçmiş. Deniz ve İnci, denizdeki en iyi dostlar haline gelmişler. Birlikte oyunlar oynamışlar, yeni arkadaşlar edinmişler ve denizin her köşesini keşfetmişler. İnci, artık Deniz’in yanında korkusuzca dolaşırmış ve kabuğunun içindeki inci gibi parlayan kalbini herkese göstermeye başlamış.
Bir gün, Deniz ve İnci, macera dolu bir sabahın erken saatlerinde uyanmışlar. Güneşin ilk ışıkları suyun altına yansırken, Deniz ve İnci yeni bir maceraya atılmaya hazırmış. Deniz, neşeyle zıplamış ve İnci’ye seslenmiş:
“İnci, bugün ne yapalım? Belki yeni yerler keşfederiz!”
İnci, kabuğundan çıkmış ve heyecanla cevap vermiş: “Harika fikir, Deniz! Haydi, denizin derinliklerine doğru yüzelim. Kim bilir, belki gizemli bir şeyler buluruz.”
İkisi birlikte yüzmeye başlamışlar. Deniz, hızlı ve çevik hareketleriyle önde giderken, İnci, Deniz’in sırtında güvenle ilerliyormuş. Bir süre sonra, karanlık ve derin bir mağaraya ulaşmışlar. Mağaranın girişi, mercanlar ve yosunlarla kaplıymış. Deniz, merakla içeri girmiş ve İnci’yi de yanında getirmiş.
Mağaranın içinde, parlayan bir şey fark etmişler. Yaklaştıklarında, bu şeyin bir yıldız olduğunu görmüşler. Ama bu sıradan bir yıldız değilmiş; suyun altındaki bir yıldızmış. Parlak ve ışıltılı bu yıldız, mağaranın içinde yalnız başına duruyormuş. İnci, hayranlıkla yıldızı incelemiş ve Deniz’e dönmüş:
“Deniz, bu yıldız gerçekten çok özel. Ama burada ne yapıyor olabilir?”
Deniz, düşünceli bir şekilde cevap vermiş: “Belki kaybolmuştur. Onu yerine götürmemiz gerekebilir. Ama nereye ait olduğunu nasıl bulacağız?”
Tam o sırada, deniz anası Ayla tekrar yanlarına gelmiş. Ayla, Deniz ve İnci’nin iyi dostuymuş ve denizin bilgeliğini temsil edermiş. Ayla, yıldızı görmüş ve gülümsemiş:
“Sevgili Deniz ve İnci, bu yıldız gerçekten çok özel. O, Gece Parıltısı Yıldızı’dır. Gece gökyüzünde parlaması gereken bir yıldızdır ama bir fırtınada denizin derinliklerine düşmüş. Onu ait olduğu yere, yani gökyüzüne geri götürmemiz gerekiyor.”
Deniz ve İnci, Ayla’nın sözlerini dinlemiş ve hemen harekete geçmişler. Ayla, yıldızı nasıl gökyüzüne geri göndereceklerini anlatmış. Deniz, yıldızı güvenle taşımak için dikkatli bir şekilde sırtına almış ve İnci de yanlarında yüzmeye devam etmiş.
Yolculukları boyunca, denizin çeşitli canlılarıyla karşılaşmışlar. Renkli balıklar, devasa ahtapotlar ve meraklı kaplumbağalar onlara selam vermiş. Her biri, yıldızın gökyüzüne geri dönmesi gerektiğini öğrenince, Deniz ve İnci’ye yardım etmek istemiş.
Sonunda, denizin yüzeyine ulaşmışlar. Ayla, yıldızın gökyüzüne nasıl gönderileceğini anlatmış. Deniz, yıldızı yüksek bir sıçrayışla havaya fırlatmış ve yıldız, ışıl ışıl parlayarak gökyüzüne doğru yükselmiş. Hep birlikte, yıldızın gökyüzünde yerine yerleşmesini izlemişler. Yıldız, yerini bulur bulmaz parlak bir şekilde parlamaya başlamış ve gece gökyüzünü aydınlatmış.
Deniz, İnci ve Ayla, başardıkları için çok mutlu olmuşlar. Ayla, onlara teşekkür etmiş ve şöyle demiş:
“Siz gerçekten cesur ve iyi kalplisiniz. Yıldızı yerine geri getirdiniz ve dengeyi sağladınız. Bu, dostluğun ve birlikte çalışmanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gösterdi.”
Deniz ve İnci, Ayla’ya teşekkür etmişler ve denizlerin derinliklerine geri dönmüşler. Bu macera, onların dostluğunu daha da pekiştirmiş ve onlara yeni bir hikaye kazandırmış. Onlar, denizde mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam etmişler.
Ve Yunus ile İstiridye masalımız burada sona ermiş. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…
Yunus ile İstiridye masalına benzeyen “Bal Porsuğu ile Tavşan Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
1 Yorum
Pingback: Can ve Sıla'nın Büyülü Maceraları Masalı - Masal Oku