Masalın Adı: Ali ve Minik Sincap Dostluğu, Çocuk masalları, Masal Oku
Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir köyde Ali isminde bir çocuk yaşarmış. Ali, diğer çocuklardan farklı olarak hayvanları çok sever, onlara zarar gelmemesi için elinden geleni yaparmış. Ne vakit bir kuşun kanadı kırılsa, Ali onu evine alır, minik kutularda bakım yapar; ne zaman bir köpeğin karnı aç olsa, elindekini paylaşmaktan çekinmezmiş.
Bir sonbahar sabahı, sararan yapraklar ağaçlardan dökülürken Ali her zamanki benzer biçimde okuldan dönerek evlerinin yakınındaki ormana yürüyüşe çıkmış. Rüzgarın fısıltısı kulaklarında, ayaklarının altında hışırdayan yapraklar ve kuş cıvıltıları içinde dolaşırken, bir ağacın dibinden gelen cılız bir ses duymuş:
“Cık cık cık…”
Ali sese doğru dikkatle yaklaşmış. Yaprakların arasına eğildiğinde minnacık, titreyen bir sincap görmüş. Tüyleri dağınık, gözleri yaşlıymış. Elleriyle karnını tutuyor, açlıktan güçsüz düşmüş halde görünüyormuş.
Ali hemen çömelmiş, sincap korkmasın diye yavaşça konuşmuş:

— merhaba küçük dostum, seni aç mı bırakmışlar?
Sincap, sanki Ali’nin ne dediğini anlıyormuş gibi bakmış. Ali’nin kalbi sıkışmış. Hayvanlara zarar gelmesine dayanamayan Ali, hemen yerinden fırlamış ve koşarak eve gitmiş. Annesi mutfakta yemek yapıyormuş.
— Anne! Ormanda çok aç bir sincap buldum. Ona biraz yiyecek verebilir miyiz?
Annesi, oğlunun ne kadar iyi yürekli biri olduğunu bildiğinden gülümseyerek başını sallamış. Ona küçük bir kese hazırlamış: Biraz fındık, kuru üzüm ve birkaç parça elma.
Ali, sevinçle geri dönmüş. Sincap hâlâ ağacın dibindeymiş fakat bu sefer Ali’yi görünce birazcık daha rahatlamış. Ali, keseyi açmış ve yiyecekleri yavaşça önüne bırakmış. Sincap önce koklamış, sonra minik minik yemeye başlamış.

O günden sonrasında her şey değişmiş
Sincap, her gün aynı saatlerde Ali’yi beklemeye başlamış. Ali de okuldan döner dönmez yanına gidip ona yiyecekler getiriyormuş. Zamanla aralarında sessiz bir dostluk kurulmuş. Ali ona “Fıstık” adını vermiş. Fıstık da artık Ali’ye öyle alışmış ki, bazen onun omzuna atlayıp beraber dolaşıyormuş.
Günler geçtikçe Fıstık kendini daha güçlü hissetmeye başlamış. Ağaçlara zıplıyor, dallar içinde dans eder şeklinde koşuyormuş. Ama Fıstık bir tek Ali ile değil, ormandaki öteki hayvanlarla da barış içindeymiş. Çünkü Ali’den öğrendiği sevgi ve paylaşmayı diğerlerine de gösteriyormuş.
Bigün ormanda büyük bir rüzgar çıkmış. Ağaçlar sallanmış, gökyüzü kararmış. Bir grup kuş yuvasını kaybetmiş. Ali bunu görünce derhal düşünmüş:
— Onlara yardım etmeliyiz!
Ali ve Minik Sincap Hayvanlara Yardım Ediyor…
Ali gene annesine koşmuş, karton kutular, ipler ve pamuklar istemiş. Küçük kuşlar için küçük yuvalar yapmış. Bu sırada Fıstık da ağaç dallarına tırmanarak, yuvaları en güvenli yerlere taşımış.
Köydeki insanoğlu bu dostluğu duyduklarında çok etkilenmiş. Çocuklarına Ali’yi örnek göstermeye başlamışlar. Artık herkes ormandaki hayvanlara yardım ediyor, kuşlara yem bırakıyor, su kapları koyuyormuş.

Fıstık birgün Ali’nin omzuna tırmanıp minik patisiyle yanağına dokunmuş. Bu onun teşekkür etme şekliymiş.
Ali ise gülümseyerek fısıldamış:
— Ne olursa olsun, desteğe gereksinim duyan birini görünce el uzatmak gerekir, değil mi Fıstık?
Ve o günden sonra ormanın bir köşesinde, sevgiyle kurulmuş bir dostluğun hikayesi rüzgarla fısıldanır olmuş.
Ali ve Minik Sincap masalımız burada sona eriyor.
Masaldan Çıkan Ders:
Karşılıksız yapılan her iyilik, büyüyüp dünyayı güzelleştirir. Küçücük bir yardımla büyük dostluklar kurulur. Ali’nin kalbi gibi kalbi güzel olan çocuklar, dünyayı değiştirir.
Instagram hesabımızı takip ederek yeni masallardan haberdar olabilirsiniz.