Defne ve Asel ile kaybolan Kedi Yavrusu Masalı : Masal Oku, Çocuk Masalları
Defne ve Asel ile Küçük Kedi masalı başlıyor… Bir zamanlar, yemyeşil ağaçlarla çevrili bir mahallede, güneşin parlakça dünyaya geldiğu güzel bir bahar sabahı yaşanıyordu. Kuşlar ötüyor, çiçekler renk renk açıyor, hepimiz neşeyle yeni bir güne başlıyordu. Ancak o sabah bir birey neşeli değildi: minik, gri tüylü bir kedi yavrusu…

Bu kedi yavrusu, annesinden ayrılmış, sokakların karmaşasında kaybolmuştu. Minik patileriyle kaldırım taşlarında dolaşıyor, miyavlayarak annesini arıyordu. Ama aslabir yanıt alamıyordu. Karnı da çok açtı. Uzun süredir bir şey yememişti. Gözleri yaşlarla dolmuş, bir köşe başına sinmişti.
Tam o sırada, parktan eve dönmekte olan iki küçük kız, Defne ve Asel, neşeyle yürüyordu. Güneş yavaş yavaş batmaya başlamış, gökyüzü turuncu ve pembe renklere bürünmüştü. Kuşlar ağaçların dallarına konmuş, günün yorgunluğunu çıkarıyorlardı. Defne, sırtında rengârenk desenlerle süslenmiş okul çantasını taşıyor, Asel ise kolunun altında sarı kulaklı, yumuşacık oyuncak ayısını sıkı sıkıya tutuyordu.
İki kardeş, gün boyunca parkta oynamış, çiçek toplamış, salıncakta sallanmıştı. Şimdi annelerinin hazırladığı akşam yemeğine yetişmek için eve dönüyorlardı. Yolda yürürken Asel ansızın durdu. Büyükçe bir ağacın gölgesinde, taşların içinde kıvrılmış bir şey dikkatini çekmişti.
“Defne, bak! Orada bir şey var…” dedi Asel, sesi birazcık titrek.
Defne kardeşinin baktığı yöne döndü. Küçük bir kedi yavrusu, gövdesini küçültmüş, minik başını ön patilerinin arasına almış, nerede ise hiç kıpırdamadan yatıyordu. Tüyleri gri ve beyaz karışımıydı ama toz içindeydi. Gözleri yarı açık, halsizce etrafına bakıyordu. çok açık ki çok bitkin, çok aç ve bir o denli da korkmuştu.
Asel derhal oyuncak ayısını yere bıraktı ve dizlerinin üzerine çöktü. Yavaşça elini uzattı fakat yavru kedi önce biraz geriye çekildi. Bu, bir yabancıdan sakınma refleksiydi fakat Asel’in gözlerindeki şefkati görünce o da hareket etmeyi bıraktı. Sadece miyavladı. O kadar cılız ve üzgün bir sesti ki, Asel’in gözleri doldu.
“Canı çok yanıyor olabilir,” dedi Asel kısık bir sesle. “Defne, ne yapacağız?”
Defne de kaybolan kedi yavrusunun yanına çömeldi. Gözleriyle kedinin herhangi bir yerinin yaralı olup olmadığını kontrol etti. Hayır, görünürde bir yara yoktu. Fakat kedinin tüyleri karışmış, gözleri nemli, karnı ise sanki içe doğru çökmüştü.
“Sanırım bir tek çok aç ve çok yorgun. Belki de kayboldu, annesini arıyordur,” dedi Defne, düşünceli bir sesle. Sonrasında hemen ayağa kalktı. “Asel, evde hala süt vardı değil mi? Hadi derhal gidip getirelim!”
Asel de ayağa kalktı, oyuncak ayısını yerden aldı ve başını onaylarcasına salladı. “Evet! Hem annemize de izah edelim, bir ihtimal o bize yardım eder.”
Kızlar, bir an bile tereddüt etmeden evlerine doğru koşmaya başladılar. Geriye dönerek bakmayı da dikkatsizlik etmediler. Yavru kedi onları dikkatle izliyordu, sanki onların niyetinin iyi bulunduğunu hissediyordu. Üzerine yavaşça inen gece serinliğine karşın orada kalmaya karar vermişti.
O minik an, iki kardeşin kalplerinde unutulmaz bir iz bıraktı. Çünkü orada, ağacın altında yatan sadece bir yavru kedi, kim bilir ilk kez iyilikle karşılaşıyordu…
. Annelerinden izin alarak bir küçük tabak süt doldurdular ve yine kedinin yanına geldiler. Yavru kedi önce birazcık çekindi, fakat peşinden usulca yaklaşıp sütü içmeye başladı. Minik diliyle tabağı yalamaya başladı. Gözlerinde artık birazcık umut vardı.

“Sence anası nerede?” diye sordu Asel.
“bir ihtimal yakınlardadır ama onu bulmamız gerek,” dedi Defne. Sonrasında ikisi beraber yeniden eve gidip annelerine durumu söyledilar.
Defne’nin annesi onları dikkatle dinledi ve hemen desteğe hazırlandı. “belki yakınlarda yavrusunu arayan bir anne kedi vardır. Birlikte birazcık dolanalım,” dedi.
Kaybolan Kedi Yavrusunun Annesi Bulunuyor…
Üçü beraber kediyi de alıp parkın çevresinde dolaşmaya başladılar. Birkaç dakika sonra, çalıların arasından hüzünlü bir miyavlama sesi geldi. Bir anne kedi, telaşla etrafa bakınıyordu. Gri tüyleri yavruya çok benziyordu.
“Orada! Sanırım o annesi!” dedi Asel heyecanla.
Yavru kedi, sesi duyunca başını kaldırdı ve miyavlayarak koşmaya başladı. Anne kedi de yavrusunu görünce derhal yanına koştu. İkisi birbirine sarılır gibi miyavlayarak buluştular. Defne, Asel ve anneleri bu dokunaklı sahneyi izlerken duygulandılar.

Anne kedi, yavrusunun etrafında döndü, onu yaladı ve sanki teşekkür eder gibi başını çocuklara çevirdi. Artık aile yine birleşmişti.
Defne’nin annesi, “Görüyorsunuz kızlar, minik bir iyilik kimi zaman bir ailenin mutluluğunu geri getirir,” dedi.
Kızlar başlarını sallayıp gülümsediler. O günden sonrasında Defne ve Asel her gün parka gittiler. Hem oynadılar hem de kedileri denetim ettiler. Anne kedi ve yavrusu da artık parkta yaşıyor, çocuklara alışıyorlardı. Kimi vakit Defne onlara biraz mama getiriyor, Asel de oyuncakla oynatıyordu.
Küçük bir iyilik, bir kalbin yalnızlığını gidermişti. Bu iyilik, sadece bir yavruya değil, onu gören çocuklara da unutamayacakları bir mutluluk getirmişti.
Ve masal burada sona ererken, parkta güneş yine gülümsüyordu.
Instagram hesabımızı takip etmek için buraya tıklayınız.