Bebek Panda Masalı: Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, minik bir bebek panda varmış. Adı Pao’ymuş. Pao, ormanın en sevimli yavrusuymuş. Her gün bambu yaprakları yiyerek büyürmüş.
Bir gün, Pao’nun annesi ona yumuşacık bir yatak yapmış. Pao bu yatağı çok sevmiş ve her gece tatlı tatlı uyumuş. Ormanın diğer hayvanları da Pao’yu çok severlermiş ve ona güzel rüyalar görmesi için masallar anlatırlarmış.
Bir gece Pao, rüyasında renkli bir dünyaya gitmiş. Orada, gökkuşağının koruyucusu olan bir kelebekle tanışmış. Kelebek, Pao’ya ormanı koruma gücü vermiş. Pao uyanınca, kendini çok özel hissetmiş.
Ertesi gün, Pao ve annesi ormanda yürürken, ağaç kesen insanları görmüşler. Pao, rüyasında aldığı güçle onları durdurmuş. İnsanlar, Pao’nun sözlerini dinleyip, ormanı kesmekten vazgeçmişler.
Pao’nun iyiliği sayesinde, orman daha da güzel olmuş. Tüm hayvanlar mutlu mesut yaşamaya devam etmişler. Pao da, her gece yıldızlara bakıp, güzel düşler kurmaya devam etmiş.
Bir gün, Pao ormanda oynarken, gökyüzünde parlak bir ışık görmüş. Işık, ormanın en derin kısmına doğru ilerliyormuş. Pao, merakla ışığın peşine düşmüş. Işığın peşinden giderken, yolda en yakın arkadaşı olan sincap Titi’yle karşılaşmış. Titi de ışığı görmüş ve Pao’ya katılmak istemiş. Birlikte ışığı takip etmişler ve sonunda büyük, parlak bir kristale ulaşmışlar. Bu kristal, Orman Koruyucusu’nun kristaliymiş.
Kristalin yanında yaşlı bir kaplumbağa belirmiş. Kaplumbağa, Pao ve Titi’ye kristalin çok özel olduğunu ve sadece ormanın en cesur yavruları tarafından bulunabileceğini söylemiş. Pao ve Titi, bu cesur yavrular oldukları için çok mutlu olmuşlar.
Kaplumbağa, onlara kristalin sırlarını öğretmiş. Kristal, ormanın huzurunu ve dengeli olmasını sağlıyormuş. Ama kristal, zamanla gücünü kaybedebilirmiş ve her yıl bir kez, ormanın en cesur yavruları tarafından yeniden güçlendirilmesi gerekirmiş.
Pao ve Titi, kristali güçlendirmek için gerekli olan sihirli bambu yapraklarını toplamak üzere yola çıkmışlar. Yolda, kurbağa Kiko ve kuş Lila’ya rastlamışlar. Onlar da bu maceraya katılmak istemişler. Dört arkadaş, birlikte sihirli bambu yapraklarını toplamışlar ve kristale geri dönmüşler.
Kristalin yanında, kaplumbağa onlara sihirli bir söz söylemelerini ve yaprakları kristalin etrafına yerleştirmelerini söylemiş. Pao, Titi, Kiko ve Lila, sihirli sözü birlikte söylemişler ve yaprakları kristalin etrafına yerleştirmişler. Kristal, bir anda parlamış ve tüm ormanı aydınlatmış.
Orman yeniden huzur ve dengeyle dolmuş. Kaplumbağa, Pao ve arkadaşlarına teşekkür etmiş ve onların ormanın gerçek koruyucuları olduklarını söylemiş. Pao ve arkadaşları, bu maceradan çok şey öğrenmişler ve birbirlerine olan bağlılıkları daha da güçlenmiş.
Bir başka gün, Pao ve arkadaşları sincap Titi, kurbağa Kiko ve kuş Lila, nehrin kenarında oynuyorlarmış. Güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor ve nehir şırıl şırıl akıyormuş. Pao, nehrin öteki yakasında parlak bir şey görmüş. Bu, büyük bir altın yaprakmış. Pao, arkadaşlarına altın yaprağı göstermiş ve onu almak istemiş. Ancak, nehir çok hızlı akıyormuş ve karşıya geçmek zor görünüyormuş. Titi, Kiko ve Lila, Pao’ya yardımcı olmaya karar vermişler.
Önce, Titi büyük bir ağaç dalı bulmuş ve onu nehre uzatmış. Ancak, dal yeterince uzun değilmiş. Kiko, nehrin kenarındaki taşları toplayarak bir köprü yapmaya çalışmış ama taşlar nehre düşüyormuş. Lila ise, Pao’yu uçurarak karşıya geçirebileceğini düşünmüş ama Pao çok ağırmış.
O sırada, yaşlı baykuş Ugo yanlarına gelmiş. Ugo, Pao ve arkadaşlarına nehirdeki sihirli taşlardan bahsetmiş. Bu taşlar, suyun üstünde durabiliyormuş ve üzerlerine basarak geçmek mümkünmüş. Ancak, sihirli taşlar sadece güneş battığında ortaya çıkıyormuş.
Pao ve arkadaşları, güneşin batmasını beklemeye karar vermişler. Akşam olduğunda, sihirli taşlar gerçekten de nehirde belirmiş. Pao, Titi, Kiko ve Lila, dikkatlice taşların üzerinden yürüyerek nehrin karşısına geçmişler. Altın yaprağı bulduklarında, yaprağın sihirli olduğunu fark etmişler. Bu yaprak, ormanın tüm ağaçlarını daha güçlü ve sağlıklı yapıyormuş.
Pao ve arkadaşları, altın yaprağı dikkatlice taşıyarak geri dönmüşler. Ormanın ortasında büyük bir tören düzenlemişler ve yaprağı en büyük ağacın tepesine yerleştirmişler. Bir anda, tüm orman parlamış ve ağaçlar daha güçlü hale gelmiş.
Pao, her gece yıldızlara bakıp, güzel düşler kurmaya devam etmiş. Titi, Kiko ve Lila da her zaman yanında olmuş. Orman, bu cesur yavrular sayesinde sonsuza dek mutlu ve huzurlu kalmış.
Bebek Panda Masalı burada bitmiş ama Pao ve arkadaşlarının maceraları hiçbir zaman bitmemiş. Her gece yeni bir rüya, her sabah yeni bir oyun onları beklermiş. Pao, annesi ve tüm orman dostları, ormanın tadını çıkararak sonsuza dek mutlu mesut yaşamışlar.
Bebek Panda Masalı gibi 1 yaş masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
[…] Çiçeği Masalına benzer “Bebek Panda Masalını” okumak için, bağlantıya […]