Hatice ve Büyük Havuz: Masal, Çocuklara Masallar
Bir varmış, bir yokmuş. Güzel mi güzel bir şehirde, Hatice isminde sempatik ama bazen yaramazlık icra eden bir kız çocuğu yaşarmış. Hatice çok neşeliymiş, oyun oynamayı, yüzmeyi ve gezmeyi çok severmiş. Ama bir problemi varmış: Annesinin sözünü her süre dinlemezmiş.
Bigün, yaz tatili gelmiş çatıya konmuş. Hatice’nin annesi, babası ve küçük kardeşiyle beraber deniz kenarındaki bir otele tatile gitmişler. Otel rengârenkmiş, içinde dev gibi bir çocuk parkı, lezzetli yemekler ve doğal ki upuzun, mavi mavi parlayan iki havuz varmış. Birisi çocuklar için, diğeri büyükler içinmiş.

Annesi, Hatice’ye sıkı sıkı tembih etmiş:
“Hatice’ciğim, yalnız çocuk havuzunda oynayacaksın. Kolluklarını takmadan asla suya girmek yok!”
Hatice “Tamam anne,” demiş ama içinden “Ben artık büyüdüm, neden hep çocuk havuzuna gitmek zorundayım ki?” diye geçirmiş.
Ertesi gün, herkes odalarından inip havuza geçmiş. Hatice kolluklarını takmış ve bir süre çocuk havuzunda oynamış. Fakat gözü hep büyüklerin havuzundaymış. Su daha derinmiş, çocuklar daha hızlı yüzüyormuş, daha keyifli görünüyormuş.
Kimse bakmıyorken Hatice çevreına dikkatlice bakmış. Anası küçük kardeşiyle ilgileniyor, babası ise telefonuna dalmış. Kalbi heyecandan kıpır kıpır atmaya başlamış. Bir an duraksamış ama sonrasında cesaretini toplamış.
“Hep çocuk havuzunda oynamaktan sıkıldım,” diye düşünmüş.
“zaten hepimiz bana ‘artık büyüyorsun’ diyor. Demek ki büyükler havuzuna girebilirim. Hem ne olacak ki? Ben de onlar gibi yüzebilirim!”
Hatice ve Büyük Havuz : Hatice Yetişkin Havuzuna Giriyor…
Yavaşça kolluklarını kollarından çıkarmış. Sanki yanlış bir şey meydana getirdiğinı biliyormuş benzer biçimde çevreına bakınmış. Kollukları havlunun altına saklamış; kimse görmesin istemiş. Ayakları titriyor ama merakı galip geliyormuş.
Büyük havuza doğru yürümüşken, içindeki bir ses “Dur, annene sorsan daha iyi olur” demiş ama o sesi derhal susturmuş.
“Ben hazırım. Kendi başıma yüzebilirim. Annem hep abartıyor aslına bakarsanız.”
Büyük havuzun kenarına gelmiş. Su çok daha serin, çok daha derin görünüyormuş. Fakat Hatice inatla bir adım daha atmış.
İşte o anda, büyük bir maceranın aslına bakarsak ne kadar tehlikeli olabileceğini hemen hemen bilmiyormuş…
Hatice ve Büyük Havuz : Hatice boğulmaktan zor kurtuldu…
İşler düşündüğü şeklinde gitmemiş. Su çok derinmiş! Hatice ayağını yere basamamış. Panikle çırpınmaya başlamış. Suyu yutmuş, gözleri büyümüş, korkudan titremeye başlamış. Her neyse ki oradaki cankurtaran onu derhal fark etmiş ve hızla suya atlayıp Hatice’yi kurtarmış.

Hatice sudan çıktığında hem çok korkmuş bununla beraber çok utanmış. Annesi koşa koşa gelmiş, onu sarıp sarmalamış.
“Hatice, iyi misin? Sana ne dedim ben?” demiş gözleri dolu dolu.
Hatice ağlayarak, “Özür dilerim anne. Bir daha saslınü dinleyeceğim. Bir daha asla kolluksuz suya girmeyeceğim,” demiş.

O günden sonra Hatice hem daha dikkatli olmuş bununla birlikte annesinin saslınü her vakit dinlemiş. Çünkü biliyormuş ki, büyüklerin söylediği kimi zaman sıkıcı gelse de aslında onun güvenliği içinmiş.
Ve tatilin geri kalanını güvenle, sevinç içinde geçirmişler.
Gökten üç elma düşmüş:
Biri Hatice’ye, biri annesine, biri de her süre büyüklerini dinleyen akıllı çocuklara!
Keloğlan masalları için buraya tıklayınız…