Işıl Hayallerini Gerçekleştiriyor: Masal Oku
Bir varmış, bir yokmuş… Gökyüzünde parlayan bir yıldız, yeryüzünde bir kızın kalbini aydınlatmaya karar vermiş. Bu kızın adı Işıl’mış. Işıl, çiçeklerle dolu, yemyeşil bir köyde yaşar ve büyük hayallerle büyürmüş. Köydeki evler taştan, bahçelerdeki çitler ise sarmaşıklarla süslüymüş. Gökyüzünde yıldızlar parladığında, köy sessizliğe bürünür, yalnızca Işıl’ın annesinin gitarından yayılan melodiler duyulurdu.
Işıl için bu anlar çok özeldi. Her akşam annesi, eski ama büyülü bir gitar çalardı. Gitarın tellerinden dökülen nağmeler, köyün rüzgarıyla dans eder, Işıl’ın kalbinde kelebekler uçururdu. Her melodi, küçük kızın hayal dünyasını daha da renklendirir, yıldızlara uzanan hayaller kurmasına sebep olurdu. Işıl, gitarın sesiyle uykuya dalarken hep aynı hayali kurardı: Bir gün müzikle kendi hikâyesini anlatabilmek…
Işıl, bu haberi duyunca sevinçten yerinde duramamış. Gözleri ışıl ışıl parlamış, heyecandan kalbi hızla çarpmış. Anne ve babasından izin alıp festivale gitmek için sabırsızlanmış. Festival alanına vardığında, onu rengârenk balonlar, tatlı şeker kokuları ve neşeli şarkılar karşılamış. Her köşe, bir masal diyarı gibi büyüleyiciymiş.
Ama Işıl’ın dikkatini en çok çeken, festivalin tam ortasındaki sahne olmuş. O sahnede, zarif bir kadın piyanonun başında oturuyormuş. Kadın, piyanonun tuşlarına öyle bir zarafetle dokunuyormuş ki sanki her notada sihir gizliymiş. Kadının sesi ise piyanonun melodileriyle birleşerek tüm alanı dolduruyormuş. Sözcükler masalsı hikâyeler anlatıyor, melodiler rüzgar gibi hafifçe insanlara dokunuyormuş.
Işıl, sahneden gözlerini bir an bile ayıramamış. Kalbinden şu sözler dökülmüş:
“Bir gün ben de böyle şarkılar söyleyip piyano çalacağım.”
Tam o anda, sahnedeki kadın, Işıl’ın dikkatle izleyen gözlerini fark etmiş ve gülümseyerek ona el sallamış. Sonra mikrofonu eline alıp, “Gel bakalım, küçük hanım! Belki birlikte bir şarkı söyleriz,” demiş.
Işıl şaşkınlık ve heyecan içinde sahneye çıkmış. Kadın onu piyanonun yanına oturtmuş ve “Piyanoya dokunmak ister misin?” diye sormuş. Işıl, ürkekçe parmaklarını tuşlara uzatmış ve nazikçe dokunmuş. Piyanodan çıkan ilk ses, kalbinde bir yıldız gibi parlamış.
Kadın, Işıl’a tanıdık bir çocuk şarkısını mırıldanmış ve “Bu şarkıyı biliyor musun?” diye sormuş. Işıl başını sallamış ve kadınla birlikte şarkıyı söylemeye başlamışlar. Tüm festival alanı bu sıcak ve samimi anı hayranlıkla izlerken, Işıl’ın sesi adeta piyanonun melodileriyle dans etmiş.
Eve dönerken Işıl, büyülenmiş gibi sessizce yürümüş. Annesi kapıda karşılamış ve heyecanla sormuş:
“Işıl, yüzün parlıyor! Ne oldu böyle?”
Işıl, gülümseyerek piyanoyu ve birlikte söyledikleri şarkıyı anlatmış. “Anne,” demiş, “O sahnede sanki bir rüyanın içindeydim. Bir gün ben de onun gibi olacağım!”
O gece, Işıl, yıldızlarla dolu gökyüzüne bakarak yeni hayallere dalmış. Kalbindeki ışık, hiç olmadığı kadar parlakmış.
Festivalin ertesi sabahı, Işıl güneş doğmadan uyanmış. O andan itibaren müzik derslerine daha çok odaklanmış, annesinin gitarıyla şarkılar söylemiş ve eski bir flütle melodiler denemiş. Ancak piyano çalma hayali hiç azalmamış.
Bir gün, annesine dönüp kararlı bir sesle demiş ki:
“Anne, piyano almak için para biriktireceğim.”
(Işıl Hayallerini Gerçekleştiriyor: Masal Oku)
Annesi, Işıl’a sevgi dolu bir gülümsemeyle destek olmuş. Işıl bütün harçlıklarını biriktirmeye başlamış. Aynı zamanda daha çok şarkı söylüyor annesinin gitarını öğrenmeye çalışıyormuş. Zaman geçtikçe hayali daha da güçlenmiş. Hayallerinin bir gün mutlaka gerçek olacağına inanmış.
Bir gün, okulda dolaşırken bir duyuruya rastlamış. Duyuruda şöyle yazıyormuş:
“Okullar Arası Şarkı Yarışması düzenlenecek! Kazananı özel bir hediye bekliyor!”
Işıl, bu haberi duyunca heyecandan havalara uçmuş. O an, hayalinin gerçekleşmesi için bir adım attığını hissetmiş. Hemen hazırlıklara başlamış; haftalarca büyük bir özveriyle çalışmış. Kendi yazdığı şarkıyı defalarca tekrarlayarak ezberlemiş. Her bir kelimeyi yüreğinin derinliklerinden gelen bir coşkuyla söylemiş, her melodiye ruhunu katmış. Her çalışmasında kendini sahnede hayal etmiş ve bu hayal, ona daha da güç vermiş.
Yarışma günü geldiğinde, Işıl sahneye çıkarken kalbi heyecanla çarpıyordu. Ellerini hafifçe titreyerek tutu, ama içindeki kararlılık onu ayakta tutmuştu. Sahneye adım attığında, kısa bir an için salonun büyüklüğü ve izleyen kalabalığın gözleri onu ürkütmüş. Ancak derin bir nefes alıp şarkısına başladığı an, tüm korkuları birer birer silinip gitmiş.
Sesi, salonu adeta sihirli bir örtü gibi sarmıştı. Her nota, her kelime yürekten geliyordu. İzleyenler nefeslerini tutmuş, büyülenmiş bir şekilde onu dinliyorlardı. Jüri üyeleri birbirlerine hayranlıkla bakarken notlarını alıyorlardı.
Şarkı bittiğinde, salon alkışlarla çınladı. Jüri, Işıl’ın performansından o kadar etkilenmişti ki hiç tereddüt etmeden yarışmanın birincisi olarak Işıl’ı ilan etti! O an, Işıl’ın kalbi mutlulukla doldu; hayalleri gerçek oluyordu.
Yarışma sonunda kazananlara ödüller verileceği açıklanmış. Işıl’ın adı birinci olarak anons edildiğinde salon alkışlarla çınlamış, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle sahneye çıkmış. Jüri, ona altın bir madalya takarken herkes Işıl’ı ayakta alkışlıyormuş. Bu an, Işıl için bir rüya gibiydi.
Tam sahneden inmek üzereyken jüri üyelerinden biri mikrofonu alıp gülümseyerek, “Ve şimdi kazananımıza özel hediyemizi getirelim!” demiş. Işıl şaşkınlıkla etrafına bakınırken, bir grup görevli sahneye büyükçe bir kutu taşıyarak çıkmış. Kutuyu açtıklarında, Işıl’ın karşısında hayatının en büyük hayali duruyormuş: yepyeni bir piyano!
Işıl, gözyaşlarını tutamadan piyanoya doğru koşmuş. Kalbi mutlulukla dolmuş, salondaki alkışlar onun hayallerinin gerçekleşmesini kutluyormuş. Bu an, onun için unutulmaz bir başlangıç olmuştu.
Eve dönerken mutluluktan dans eder gibi yürümüş, yüzünde hayallerini gerçekleştirmiş birinin gülümsemesi varmış. O günden sonra Işıl, gece gündüz demeden piyano çalmayı öğrenmek için çalışmış. Her notada daha da ustalaşmış, her melodide kendini bulmuş. Artık şarkılarını kendi piyanosunun başında, kalbinden gelen tüm duygularla söyleyebiliyormuş.
Festivalde izlediği o büyülü kadın gibi, Işıl da bir gün şarkılarıyla başkalarının kalplerine dokunacağından emindi. Ve gerçekten de öyle olmuş. Yıllar içinde sesi, gökyüzündeki yıldızlara karışmış ve ilham dolu bir ışığa dönüşmüş.
O yıldız da şimdi bize bu masalı anlatıyormuş.
Son.
‘Işıl Hayallerini Gerçekleştiriyor: Masal Oku‘sevdiyseniz, diğer masallarımıza da göz atmayı unutmayın! Her biri ayrı bir hayal dünyasına açılan kapı… 🌟