Bir zamanlar, yemyeşil ağaçlarla dolu bir ormanın derinliklerinde, yavaş yavaş yürüyen küçük kaplumbağa yaşardı. Adı Mimo’ydu. Mimo, sabırlı ve sakin bir kaplumbağaydı. Her sabah güneşin ışıkları yaprakların arasından süzüldüğünde, Mimo başını kaldırır, gökyüzündeki bulutları izlerdi.
Bir gece Mimo, ormanın kenarındaki çiçeklerin arasına uzanmıştı. Başını gökyüzüne kaldırdı ve parlayan yıldızları gördü. “Ah, ne kadar güzel parlıyorlar! Keşke onlara dokunabilsem,” diye düşündü. Kalbi heyecanla atmaya başladı, ama yıldızlar o kadar yüksekteydi ki, oradan nasıl ulaşabileceğini bilmiyordu.

Küçük Kaplumbağa Mimo’nun Hayali
Tam o sırada, Mimo’nun en iyi dostu minik kuş Cici yanına geldi. “Merhaba Mimo! Neden böyle düşüncelisin?” diye sordu. Mimo ona hayalini anlattı: “Yıldızlara dokunmak istiyorum. Gökyüzü çok büyülü ama ben sadece yerde yürüyebiliyorum.”
Cici kanatlarını çırptı ve cesurca söyledi: “Haydi, bu gece sana yardımcı olacağım! Gökyüzüne birlikte çıkalım.” Mimo şaşkınlıkla baktı: “Ama ben uçamam ki!” dedi. Cici ise gülümsedi: “Ben seni sırtıma alırım. Senin hayalini paylaşmak istiyorum.”
Cici, Mimo’yu sırtına aldı ve ormandan yükselmeye başladılar. Mimo şaşkın ve biraz da korkmuştu ama Cici’nin kanat çırpışları o kadar nazikti ki, kendini güvende hissetti. Ormanın üstünden geçtiler, dereyi aştılar ve ağaçların dalları altlarında kaldı. Mimo, her şeyin minik göründüğünü fark etti. “Ne kadar büyüleyici!” diye fısıldadı.
Bir süre sonra gökyüzüne ulaştıklarında, ay ışığı yumuşacık bir yol gibi uzanıyordu. Bu yol, yıldızlara kadar gidiyordu. Cici dedi ki: “Burası yıldız yolu, Mimo. Hayalin buradan geçiyor.” Mimo, heyecanla yavaş yavaş yürümeye başladı. Her adımında minik ay ışığı tozları ayaklarına yapışıyor, parıldıyordu.

Küçük Kaplumbağa Yıldızlardan Salıncağa Biniyor!
Yıldız yolunun kenarında, renkli kelebekler kanat çırpıyor, gökyüzünde salınan iplerle minik salıncaklar sallanıyordu. Mimo, yıldızlardan yapılmış bir salıncağa bindi. Cici onu yavaşça salladı. Mimo’nun yüzü gülüyordu: “Bu, gerçek olamayacak kadar güzel!” dedi.
Sonra yıldızların en parlak olduğu yere geldiler. Mimo, ay ışığında parlayan bir yıldızın yanına kadar yürüdü. Yıldız sıcacık parlıyordu. Mimo minik elini uzattı ve yıldızın ışığına dokundu. “Ne kadar yumuşak ve sıcacık!” dedi. Yıldız, nazikçe konuştu: “Senin kalbin iyilikle dolu Mimo, işte bu yüzden buradasın.”
Küçük Kaplumbağa Mimo ve Cici biraz daha ilerlediler. Gökyüzünde süzülen minik kuşlar tatlı melodilerle rüya gibi şarkılar söylüyordu. Her nota yıldızlara dokunur gibi parlıyor, gecenin sessizliğini büyülü bir müziğe dönüştürüyordu.
Karşılarına pamuk gibi yumuşacık bulutlardan bir yatak çıktı. Mimo, dikkatlice üzerine oturdu. Bulut öyle yumuşaktı ki, onu sarar gibi sardı. Gökyüzü birden canlandı; etraflarında ışık saçan minik balıklar belirdi. Yıldızlardan yapılmış gibi parlayan bu balıklar, gökyüzünde sessizce yüzüyordu.
Mimo hayranlıkla baktı. “Sanki gökyüzü bir deniz gibi,” dedi fısıltıyla. Cici başını salladı ve gülümsedi:
“Gördün mü, Mimo? Hayalin, kalbindeki iyilikle birleşince gerçek oldu. Gökyüzü, inanmayı bilen kalpler için her zaman açıktır.”

Küçük Kaplumbağa Hayallerine Kavuşuyor!
O gece Küçük kaplumbağa Mimo’nun içi sıcacık oldu. Kalbi iyilikle, dostlukla ve mutlulukla dolup taştı. Gökyüzünde geçirdiği o büyülü anlar, sanki gerçek değilmiş gibi hissettirdi ama kalbinde bıraktığı iz, gerçekti. Yıldızlara dokunmak, ay ışığında yürümek, kelebeklerle birlikte gökyüzünde süzülmek… Mimo, o anların her birini zihnine ve yüreğine kazıdı.
Cici, yumuşak kanatlarıyla Mimo’yu sırtına aldı. Sessizce, gökyüzünden yavaşça alçalarak ormana doğru süzüldüler. Ağaçların yaprakları hafifçe hışırdıyordu. Gece rüzgârı nazikçe esiyor, Mimo’nun yüzüne tatlı bir serinlik bırakıyordu. Geri döndüklerinde orman onları kucaklar gibi sarmaladı. Mimo’nun yuvası artık eskisinden daha sıcak, daha huzurlu görünüyordu. Çünkü artık o yuvada bir hayalin gerçekleşmiş hatırası vardı.
Cici Mimo’yu yere bıraktı ve ona sarıldı. “Seninle gökyüzünü paylaşmak harikaydı,” dedi. Mimo, gözleri parlayarak cevap verdi: “Seni tanıdığım için çok şanslıyım, Cici. Bu geceyi asla unutmayacağım.” İki küçük dost birbirlerine veda etti ve sabaha kadar tatlı bir uykuya daldılar.
Küçük kaplumbağa Mimo, yıldızlara her baktığında o geceyi hatırladı. Kalbinde bir sıcaklık hisseder, gülümserdi. Artık biliyordu ki: Hayaller bazen çok uzak görünür, ama inanan bir kalp ve yanında güvenilir bir dost varsa, en yükseğe bile ulaşmak mümkündür.
🌈 Masalın Öğrettiği Ders:
Hayallerin ne kadar büyük olursa olsun, iyilik ve dostlukla her şey mümkün olur. Yeter ki kalbini dinle, sevdiklerine güven ve hayallerine sımsıkı sarıl.
Ayrıca Bakınız; Avcı Hasan ve Tavşanlar Masalı
Yeni ve keyifli masallar için; https://www.instagram.com/masal.okuyoruz/