Reyhan’ın Rüzgarla Dansı Masalı (4-8 yaş masal)
Şehirden uzakta yüksek dağların gölgesinde ve sonsuz gökyüzünün altında , Reyhan adında bir kız yaşardı. Reyhan şarkı söylemeyi ve koşmayı çok sever nerdeyse her gün kasabada koşardı. Reyhan’ın içinde bir hayali vardı. Hayaline ulaşabilmek için araştırmalar yapar hem zihnini hem de bedenini geliştirmeye çalışırdı, düzenli sporla kendini güçlendirir denemeler yapardı. Yıllardır hayalini kurduğu bir şeyi sonunda başarmıştı: Kendi elleriyle, rengârenk bir paraşüt yapmıştı. “Bu paraşütle uçup dünyayı yukarıdan göreceğim!” derdi rüzgarın uygun olduğu zamanlarda hep uçuş denemeleri yapardı. Sonunda hazırdı gözlerinde parlayan kararlılıkla ve kalbinde coşan bir heyecanla yola koyuldu.
Reyhan paraşütünü bağladı içi kıpır kıpırdı. Heyecanla ve kasabanın en yüksek tepesine doğru ilerledi. Rüzgâr tatlı tatlı saçlarını savururken gözlerini kapattı ve kendini paraşütüyle tepeden bıraktı. Paraşüt açıldı. Reyhan gökyüzünde kelebekler gibi süzülmeye başladı. Bulutların arasından geçiyor ve rüzgârla adeta dans ediyordu. Her şey rüya gibiydi, ta ki rüzgâr birden yön değiştirene kadar.
Rüzgârın etkisiyle Reyhan bir anda kasabasını gözden kaybetti. Aşağıda ne dağların güven veren silueti ne de yolların çizdiği tanıdık izler vardı. Manzara gözlerine o kadar yabancı geliyordu ki, sanki gökyüzü onu içine çekiyordu. Reyhan’ın içini bir korku kapladı. “Ben neredeyim? Evimi nasıl bulacağım? Gökyüzünde yapayalnızım… Ya doğru yönü bulamazsam?” diye düşündü .
Sen bu durumda ne yapardın? Yorumlarda yaratıcı cevaplarını lütfen birimle paylaş 🙂
Gökyüzünde panik içinde süzülürkenkuşlar gözüne takıldı. Kuşlar belli bir düzene göre uçuyorlardı tıpkı bir ‘V’ harfi gibi. Arasıra yer değiştiriyorlardı ve büyük bir uyum içinde kanat çırpıyor, belli bir yöne doğru ilerliyordu. Kuşları dikkatle izlerken birden aklına: “Bu kuşlar o kuşlar! Geçen yıl mahallemize doğru göç ederken Gizem’in bana gösterdiği kuşlar!” diye hatırladı. Hatırladığı bu detay içini bir an olsun rahatlattı. “Belki yine aynı yoldalardır. Onları takip edersem beni kasabama götürebilirler!” dedi ve paraşütünü kuşların peşine doğru çevirdi.
Reyhan kuşların arkasından süzülmeye başladı. Rüzgârın zayıfladığı anlarda paraşütü yavaşlattı, kuşları kaybeder gibi oldu ama azimle onların izini sürmeye devam etti. Reyhan gökyüzünde yolunu bulmaya çalıştı. Aradan biraz zaman geçti bir nehir gördü. Kuşlar, nehrin üzerinden uçuyordu. Reyhan içten içe sevinmeye başladı bu nehri biliyordu.
Reyhan sonunda uzaktan kasabasını gördü. Evleri, yolları, dağları yeniden görünce mutlulukla haykırdı: “BAŞARDIMMMMM! YAŞASINNN BEN BAŞARDIMMM!”
Paraşütüyle yavaşça indi. Kuşların da onunla birlikte nehrin yakınlarında bir yerde durmuşlardı. Çok şanslıydı.
Reyhan’ın sadece paraşüt yapıp uçmayı öğrenmekle bitmediğini anladı. Aslında rüzgarın yönünü, gölgeleri takip etmeyi ve araziyi öğrenmeye de ihtiyacı olduğunu öğrenmişti. Tabi ki en önemlisi de doğanın yol göstericiliğiydi.
O günden sonra Reyhan doğaya ve hayvanlara karşı özverili davrandı. Kuşlara hayranlıkla baktı. Bahçesine yemler koydu. Çünkü Reyhan için kuşlar artık sadece göç eden hayvanlar değil, yol gösteren dostlardı. Doğanın büyülü canlılarıydı.
Masal burada biter, gökyüzü ise her zaman yeni maceralara açık kalır.
Reyhan’ın Rüzgarla Dansı Masalı’nı beğendiyseniz Köy Faresi Çitlenbik ve Şehir Faresi Fiyonk Masalı‘mızı da beğenebilirsiniz. İnsatgram hesaımızdan bizi takip etmeyi unutmayın.
1 Yorum
Pingback: Kibritçi kız Masalı Oku: Özgün ve Öğretici Masallar