Badem ve Çoban’ın Masalı
Bir zamanlar yeşil ağaçların gölgesinde kuş cıvıltıları eşliğinde yaşayan sevimli bir keçi yavrusu varmış; adı Badem. Her sabah neşeyle uyanır yemyeşil çimlerde atıştırır ormanın içinde arkadaşlarıyla oynarmış.
Bir sabah güneşin ilk ışıklarıyla uyanan Badem, her zamanki gibi neşeyle ormana doğru yola çıktı. Yeşilliklerin arasında koşup oynarken, içindeki bitmek bilmeyen merak duygusu onu bu kez bambaşka bir maceraya sürüklüyordu, güneş henüz yükselirken, Badem oyun oynamak için çiftlikten gizlice ayrılmıştı.
Rüzgarın hafif esintisi ormanın derinliklerinden gelen esrarengiz bir kokuyu Badem’e getirmişti. Mis gibi çilek kokusuydu bu. Nehrin kıyısındaki parlak kırmızı çilek tarlasına doğru koşarken, Badem öyle keyiflenmiş ki vardığında bütün çilekleri yemek isteyip çileklerin tadına doyamamış.

O kadar çok çilek yemiş ki vücudu ağırlaşmış ve yorulmuş. Bir ağacın altında dinlenmeye karar vermiş; gözleri ağırlaşırken, ormanın büyülü sessizliği onu sarıp sarmalamış. Fakat uyku öyle derinmiş ki, saatler sonra uyandığında güneş batmak üzereymiş. Etraf karanlığa bürünürken, Badem hangi yoldan geldiğini unutmuş, kalbi endişeyle çarpmaya başlamış.
Ormanda hangi yönden geldiğini bir türlü hatırlayamayan Badem, kafası karışık bir şekilde rastgele bir patikayı seçip yürümeye başlamış. Uzun süre yürümüş ama tanıdık hiçbir iz bulamamış. Yorulmuş, gözleri dolmuş ama pes etmemiş. Derken, karşısına farklı bir çiftlik çıkmış. Bu çiftliğin kapısında yaşlı ama yüzü sıcacık bir çoban duruyormuş. Minik Badem’i görünce hemen yanına koşmuş.
“Vay canına! Sen de kimsin küçük oğlak? Bu saatte tek başına ne yapıyorsun burada?” diye sormuş şaşkınlıkla.
Badem gözlerini yere indirip mahcup bir sesle, “Babamı kaybettim… Yolumu da… Çok korkuyorum…” demiş.

Çoban başını okşayarak gülümsemiş:
“Ah yavrucuğum korkma! Şimdi buradasın ve güvendesin. Ama yaptığın hiç doğru değil, haber vermeden çiftlikten ayrılmak tehlikelidir. Neyse ki seni buldum. Şimdi önce biraz karnını doyuralım, sonra güzelce dinlen. Sabah olunca birlikte yola çıkar, aileni ararız. Söz!”
Badem, çobanın sıcak yaklaşımı karşısında içini bir huzur kaplamış. Yemeğini sessizce yemiş, ardından yumuşacık saman yatağına kıvrılıp derin bir uykuya dalmış.

Birlikte ormanın sakin bir köşesinde hazırladıkları küçük piknikte, çoban Badem’e hem su hem de sıcak ekmek vermiş. O esnada, yaşlı bir baykuş dallarda süzülerek gelmiş ve bilge sesiyle eklemiş:
– “Yavrum, her adımın bir iz bırakır. Yolunu unutmamak için kalbinde hissetmeyi öğrenmelisin.”
Ertesi sabah, güneş umut dolu ışıklarıyla uyanırken, Badem artık hem aç hem de bilgiyle doluymuş. Çoban’ın rehberliğinde, ormanın ince patikalarını takip ederek adım adım evine doğru ilerlemişler. Yol boyunca, ormanın güzelliklerini fark eden Badem her çiçeğin, her kuşun, her yaprağın bir anlam taşıdığını öğrenmiş.

Sonunda, dar bir patikayı takip ederken, Badem birden patika yolu hatırlamış: babasının sıcak sesi, sevgi dolu bakışları… O an hatırlamış ki; evine giden yol, her zaman kalbinin derinliklerinde saklıymış. Yolculukları boyunca çobanın ve baykuşun anlattığı sözler, Badem’in içindeki cesareti ve bilinci arttırmış.
Nihayet ufukta çiftliğin minik kapısı belirivermiş. Kapı çalındığında, baba Keçi heyecanla kapıyı açmış; Badem görünce sevinç gözyaşlarına boğulmuş.
– “Nerelerdeydin canım, seni çok aradım!” demiş baba Keçi.
Badem ise yaşadığı macerayı ve öğrendiği dersleri anlatarak, “Baba, çileklerin büyüsüne kapıldım ama sayende, ormanın gizli yollarını öğrendim. Artık her adımımda seni ve evimizi kalbimde taşıyacağım,” demiş.
Böylece Badem yalnızca evine kavuşmakla kalmamış aynı zamanda hayatın her köşesinde yolunu bulmanın, sevdiklerine bağlı kalmanın önemini öğrenmiş. Çoban ve baykuş, Badem’in macerasında ona yardımcı olan dostlar olarak unutulmaz bir yer edinmişler. Masal, Badem’in kalbinde sakladığı bu değerli dersle sonsuza dek yaşamış.
Unutmayın; her yolculuk, kalbinizde taşıdığınız sevgiyi ve bilgeliği yansıtır.
Masal yazmak, çocukların hayal gücünü geliştirmenin ötesinde; düşünme becerilerini, duygusal ifadelerini ve dil yeteneklerini güçlendirir. Kendi hikâyesini kuran bir çocuk, problem çözmeyi öğrenir, empati kurmayı keşfeder ve yaratıcı düşünceyi hayatının bir parçası hâline getirir. Bugün yazdığı bir masal, yarının özgüvenli bir konuşmasına, özgün bir projeye ya da ilham veren bir fikre dönüşebilir.
Bize buradan ulaşabilirsiniz: [email protected]
3 yorum
Bu site çocuklara uygun olmayan müstehcen reklamlar alıyor sürekli farkında mısınız bilmiyorum .
Merhaba,
Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz.
Sitemizde gösterilen reklamlar, doğrudan bizim tarafımızdan değil; Google AdSense tarafından yönetilmektedir. Reklam içerikleri genellikle ziyaretçilerin ilgi alanlarına, tarayıcı geçmişine ve Google algoritmalarına göre otomatik olarak belirlenir.
Biz, sitemiz için müstehcen veya çocuklara uygun olmayan reklam kategorilerini filtrelemiş olsak da, bazen Google’ın algoritması bu tür reklamları gösterebilir. Bu konuda hassasiyetinizi paylaşıyoruz ve gerekli kontrolleri yeniden sağlayacağız.
Geri bildiriminiz bizim için çok değerli. Anlayışınız ve desteğiniz için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
Masal Okuyoruz Ekibi.
Merhaba,
Masal hikayeleriniz çok güzel ve eğitici çocuğuma Severek okuyorum, çocuğum Severek dinliyor.
Teşekkür ler
Pingback: Uyumak İstemeyen Kiki'nin Masalı - Masal Oku -Uyku Masalları
Merhaba Oğlum Göktürk Ve kızım Umay için neredeyse 6 aydır her gece sizin sitenizden masal okuyorum ve cok mutlu şekilde uykuya dalıyorlar☺️ Masallara baktığım da çocuklara göre isimlerle bir cok masaliniz var ve eğer Bir masal da çocuğa isim vermeniz gerekirse Göktürk Ve Umay ismini kullanırsanız Onları çok mutlu edersiniz☺️ şimdiden teşekkür ederim Kaleminize ve hayal gücünüze sağlık ☺️
Her akşam sizin siteye girip çocuğuma masal okuyorum ama sizden bir ricam var polis olmak isteyen miran adlı bir masal Yazar mısınız isterseniz bizde yazarız yayınlarsanız saygılarımla