Büyük Ağaç ile Minik Çiçek Masalı: Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde çok uzaklardaki yemyeşil ormanın tam ortasında, Büyükçe Bir Ağaç ile Minik Bir Çiçek yaşarmış. Ağaç, göğe uzanan dalları ve geniş yapraklarıyla ormanın en yüksek noktasıymış. Çiçek ise, ağacın gölgesinde, toprağa sıkıca tutunan kökleri ve rengarenk yapraklarıyla ormanın en güzel köşesiymiş.
Günlerden bir gün, ormanın derinliklerinden gelen bir fırtına haberi tüm ormanı sararmış. Ağaç, bu haberi duyunca endişelenmiş ve hemen çiçeğin yanına gitmiş. Çünkü biliyormuş ki, çiçek çok hassas ve narinmiş, fırtınada zarar görebilirmiş.
Ağaç, çiçeğe yaklaşmış ve ona şöyle demiş: “Merak etme küçük dostum, ben buradayım ve seni koruyacağım.” Çiçek, ağacın bu sözleri üzerine rahatlamış ve “Teşekkür ederim, büyük dostum,” demiş. Ağaç, dallarını çiçeğin üzerine eğmiş ve onu sıkıca sararak fırtınaya karşı korumuş.
Fırtına geçip, güneş yeniden ormanı aydınlatmaya başlayınca, çiçek zarar görmeden ayakta kalmış. Çiçek, ağaca minnettarlığını göstermek için en güzel kokularını salmış ve ağaç, bu kokularla dolup taşmış.
O günden sonra, ağaç ile çiçek arasındaki dostluk daha da güçlenmiş. Ağaç, her zaman çiçeği korumuş ve çiçek de ağaca en güzel renklerini ve kokularını sunmuş. Ormanın diğer sakinleri de bu dostluğu görmüş ve onlardan ilham almış.
Bir sabah uyandıklarında, ağaç ile çiçek, kendilerini bir peri masalının içinde bulmuşlar. Peri, onların bu güzel dostluklarını ödüllendirmek için onlara sihirli güçler vermiş. Artık ağaç, istediği zaman çiçeğe su taşıyabilirmiş ve çiçek de, ağacın dallarında özgürce dans edebilirmiş.
Büyük Ağaç ile Minik Çiçek, dostluklarının sadece birbirlerine değil, tüm ormana neşe ve huzur getirdiğini anlamışlar. Onların bu özel bağı, ormanın diğer sakinlerine de ilham kaynağı olmuş ve herkes birbirine daha sıkı sarılmış.
Günlerden bir gün, ormana yeni bir misafir gelmiş. Bu misafir, parlak mavi kanatları olan minik bir kelebekmiş. Kelebek, uzun bir yolculuktan sonra ormana ulaşmış ve dinlenecek bir yer ararken, Büyükçe Ağaç’ın altında Minik Çiçek’i fark etmiş.
Kelebek, nazikçe çiçeğin yapraklarına konmuş ve “Merhaba! Ben uzun bir yolculuktan geldim, biraz dinlenebilir miyim?” demiş. Minik Çiçek, gülümseyerek “Elbette, hoş geldin!” demiş.
Kelebek, çiçek ve ağaçla sohbet etmeye başlamış. Kelebek, birçok uzak diyarlardan ve gördüğü harika yerlerden bahsetmiş. Ağaç ve çiçek, kelebek sayesinde dünyanın ne kadar büyük ve renkli olduğunu öğrenmişler.
Bir süre sonra, kelebek ormandan ayrılmak zorunda kalmış. Gitmeden önce, “Size bir hediye bırakmak istiyorum,” demiş ve kanatlarından dökülen parlak tozları çiçeğin üzerine serpmiş. O andan itibaren Minik Çiçek, renklerini daha da canlandırmış ve etrafa harika kokular saçmaya başlamış.
Bu hediyeyi gören ormanın diğer sakinleri, çiçeğe hayran kalmış. Minik Çiçek’in güzelliği ve kokusu tüm ormana yayılmış ve herkes daha mutlu olmuş. Büyükçe Ağaç, çiçeğin bu yeni halini görünce çok mutlu olmuş ve “Dostum, sen her zaman özel bir çiçektin ama şimdi çok daha özel oldun,” demiş.
Kelebeğin hediyesi, ağaç ve çiçeğin dostluğunu daha da pekiştirmiş. O günden sonra, ağaç, çiçeği sadece korumakla kalmamış, aynı zamanda onun güzelliklerini tüm ormana göstermesine yardımcı olmuş. Çiçek ise, ağaca en güzel renklerini ve kokularını sunarak, ona minnettarlığını göstermiş.
Bir gün, ormanın derinliklerinden gelen bir kargaşa sesiyle uyanmışlar. Küçük bir sincap, ormanın ortasında bir kuyunun içine düşmüş ve çıkamıyormuş. Ağaç, dallarını uzatarak sincabı kurtarmış ve çiçek, güzel kokularıyla sincabı sakinleştirmiş.
Bu olaydan sonra, ormanın tüm sakinleri, ağaç ve çiçeğin sadece birbirlerine değil, tüm ormana ne kadar faydalı olduklarını bir kez daha anlamışlar. Ağaç ve çiçek, dostlukları sayesinde ormanın her köşesine yardım eli uzatmışlar ve herkesin kalbini kazanmışlar.
Bir gün, ormana yeni bir haber yayılmış: Gökkuşağı Perisi ormanı ziyaret edecekmiş! Bu haber, ormanın her köşesinde heyecan yaratmış. Herkes, Gökkuşağı Perisi’nin getireceği mucizeleri görmek için sabırsızlanıyormuş.
Büyükçe Ağaç ve Minik Çiçek de bu haberi duymuş ve çok heyecanlanmışlar. Ağaç, “Peri geldiğinde en güzel çiçeği ona sunmalıyız,” demiş. Çiçek ise, “Ben de ona en güzel kokularımı hediye edeceğim,” demiş.
Gökkuşağı Perisi’nin geleceği gün, orman rengarenk süslenmiş. Herkes peri için en güzel yerini hazırlamış. Nihayet, gökyüzünde bir ışık belirmiş ve Gökkuşağı Perisi, rengarenk kanatlarıyla ormana inmiş. Peri, güler yüzüyle herkesi selamlamış ve ormanın her köşesini ziyaret etmiş.
Sıra Büyükçe Ağaç ve Minik Çiçek’e gelmiş. Peri, çiçeğin yanına gelip, “Merhaba güzel çiçek, kokun ve renklerin harika!” demiş. Çiçek utangaç bir şekilde, “Teşekkür ederim, Peri Hanım,” demiş. Ağaç ise, “Peri Hanım, biz sizin için en güzel çiçeğimizi hazırladık,” demiş ve dallarından birini nazikçe eğerek en parlak çiçeği periyle buluşturmuş.
Gökkuşağı Perisi, bu güzel hediyeye çok sevinmiş ve “Bu dostluğunuz beni çok mutlu etti. Size özel bir hediye vermek istiyorum,” demiş. Elindeki sihirli değnekle bir dokunuş yapmış ve birdenbire ağaç ve çiçek sihirli güçler kazanmış.
Ağaç, istediği zaman dallarını uzatarak ormandaki tüm canlılara yardım edebilecekmiş. Çiçek ise, her mevsim çiçek açarak ormana renk ve koku katabilecekmiş. Bu mucizevi güçler, onları ormanın koruyucuları yapmış.
O günden sonra, Büyükçe Ağaç ve Minik Çiçek, sadece dostluklarıyla değil, sihirli güçleriyle de ormana huzur ve mutluluk getirmişler. Kışın soğuk günlerinde ağaç, dallarını uzatarak hayvanlara sığınacak yer sağlamış. Baharın ilk günlerinde çiçek, etrafa güzel kokular yayarak herkesin içini ısıtmış.
Bir gün, ormanın derinliklerinde kaybolmuş küçük bir kaplumbağa bulmuşlar. Kaplumbağa, evine dönmenin yolunu bulamıyormuş. Ağaç, dallarını uzatarak kaplumbağayı nazikçe yukarı kaldırmış ve “Merak etme küçük dostum, seni evine götüreceğiz,” demiş. Çiçek, güzel kokusuyla kaplumbağayı sakinleştirmiş ve birlikte kaplumbağanın evini bulmuşlar.
Bu macera, ormandaki dostluk bağlarını daha da güçlendirmiş. Herkes, Büyükçe Ağaç ve Minik Çiçek’in yardımları için minnettar olmuş ve onları daha da çok sevmiş. Ormanda barış ve huzur içinde yaşamışlar.
Ve böylece, Büyükçe Bir Ağaç ile Minik Bir Çiçek, her gün yeni maceralar yaşayarak ormanın en sevilen dostları olmaya devam etmişler. Gökten üç elma düşmüş, biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, biri de dostluğun kıymetini bilene.
Ve Büyük Ağaç ile Minik Çiçek masalı burada sona ermiş, ama dostlukları ebediyen sürmüş.
Büyük Ağaç ile Minik Çiçek Masalına benzeyen “Bir Zamanlar Kitaplar Ülkesinde Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.