Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar küçük bir kasabanın şirin bir mahallesinde, Defne adında meraklı ve yaratıcı bir kız çocuğu yaşarmış.
Defne’nin en büyük hayali, bir gün kendi hikâyelerini yazıp insanlara anlatmakmış. Ancak Defne ne zaman yazmaya başlasa, ya bir kelime eksik kalır ya da cümleleri istediği gibi olmazmış. Bu yüzden bir gün annesine dönüp, “Anneciğim, yazmayı çok seviyorum ama bazen sanki kelimeler bana küsmüş gibi hissediyorum,” demiş.
Bir gün Defne’nin doğum günü gelmiş. Ailesi ona rengârenk bir kalemlik hediye etmiş. Kalemliğin üzerinde minik yıldız desenleri ve altın rengi süslemeler varmış.
Defne kalemliği çok beğenmiş ama bir şey fark etmiş: Kalemliğin içinde hiç kalem yokmuş! Babası gülümseyerek, “Bu özel bir kalemlik, Defne. Ama içindeki kalemleri kendin bulmalısın,” demiş.
Bu açıklama Defne’yi çok şaşırtmış ve heyecanlandırmış.
O gece Defne, kalemliği yatağının başucuna koymuş ve derin bir uykuya dalmış. Sabah uyandığında kalemlikten hafif bir ışık yayılmış ve ince bir ses duyulmuş:
“Merhaba Defne! Ben sihirli kalemliğin. Sana kelimelerin sihirli dünyasını göstermek için geldim.”
Defne önce şaşırmış ama kalemliğin konuştuğunu görünce çok heyecanlanmış. “Sen gerçekten konuşuyor musun? Peki ya sihrin ne?” diye sormuş.
Kalemlik, “Evet, konuşuyorum. İçimde saklı olan, sihirli kalemleri kullanarak hayal gücünün sınırlarını keşfetmeni sağlayacağım. Ama bunun için bir görev tamamlaman gerekiyor,” demiş.
Defne hemen hazır olduğunu söylemiş. Kalemlik gülümseyerek ilk görevini açıklamış: “İlk kalem için, bahçedeki en eski ağacın gövdesine dikkatlice bak ve bulduğun şifreyi çöz.” demiş.
Defne, heyecanla bahçeye koşmuş ve eski ceviz ağacının gövdesinde ince bir oyuk fark etmiş. Oyuğun içinde minik bir kâğıt bulmuş. Kâğıtta, “Hayal kuran gözler her şeyi görebilir,” yazıyormuş.
Defne bu cümleyi okuyunca birden cebinde parlak bir kurşun kalem hissetmiş! Bu, kalemliğin vaat ettiği sihirli kalemlerden ilkiymiş. Kalem, Defne’ye “Hayal kurmaya devam et,” diye fısıldamış.
Kalemliği açtığında, kalemin yerini aldığını görmüş. Kalemlik ona ikinci görevini vermiş: “İkinci kalemi kazanmak için mahallenin en yaşlı kişisiyle konuş ve ondan bir hikâye öğren.”
Defne, hemen komşuları Nuri Dede’nin yanına gitmiş. Nuri Dede, Defne’ye çocukken yaşadığı bir macerayı anlatmış. Defne hikâyeyi o kadar dikkatle dinlemiş ki, sanki kendisi yaşamış gibi hissetmiş.
Eve döner dönmez kalemlikten başka bir ışık yayılmış ve bu sefer mavi mürekkepli bir dolma kalem çıkmış. Kalem, “İlham almaktan korkma,” diye fısıldamış.
Defne üçüncü görevi büyük bir merakla beklerken kalemlik yine konuşmuş: “Son kalemi kazanmak için sevdiğin birine bir iyilik yap.”
Defne, bu görev için ne yapması gerektiğini düşünmüş. Sonunda, her zaman işlerine yardım etmek istediği ama bir türlü zaman bulamadığı annesi için güzel bir sürpriz hazırlamaya karar vermiş.
Mutfağa girmiş, çiçeklerden küçük bir buket yapmış ve annesi için teşekkür notu yazmış. Annesi bu sürprizi görünce çok mutlu olmuş ve Defne’ye sıkıca sarılmış.
O sırada kalemlik son kez ışıldamış. Bu kez içinden altın sarısı bir kalem çıkmış. Kalem, “Sevgi her zaman en büyük sihirdir,” demiş.
Artık Defne’nin üç sihirli kalemi ve yazmaya olan tutkusu için sonsuz bir ilham kaynağı varmış. Defne bu kalemlerle yalnızca hikâyeler yazmamış, aynı zamanda hayallerini gerçekleştirmek için sihirli bir yolculuğa çıkmış.
Sihirli kalemlik, her yeni hikâyeyi yazdıktan sonra gülümser ve Defne’ye, “Senin hayal gücün dünyayı değiştirecek,” dermiş.
Defne, büyüdüğünde çok başarılı bir yazar olmuş ve her fırsatta çocuklara hayal kurmanın ve öğrenmenin önemini anlatmış.
Sihirli Kalemlik Masalına benzeyen uyku masalları okumak için instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.
1 Yorum
Pingback: Sihirli Kar Küresi Masalı - Masal Oku