Uyuyan Güzel Masalı: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir krallıkta, güzelliği ve iyi kalpliliğiyle tanınan bir kral ve kraliçe yaşarmış. Bu çiftin bir çocukları olmasını çok isterlermiş ama yıllarca beklemelerine rağmen bir türlü çocuk sahibi olamamışlar. Sonunda, duaları kabul olmuş ve kraliçe bir kız bebek dünyaya getirmiş.
Kızlarının doğumunu kutlamak için büyük bir şenlik düzenlemişler. Tüm krallığın ileri gelenleri ve komşu ülkelerden krallar, kraliçeler, prensler ve prensesler bu büyük şenliğe katılmış. Saray, renkli süslemelerle ve güzel çiçeklerle donatılmış. Herkes bu mutlu günü kutlamak için toplanmış.
Prensesin doğum günü şenliğinde, iyi kalpli periler de davetliymiş. Her biri prensesin geleceği için özel bir dilekte bulunmuş. Bir peri, “Prensesimiz, dünyadaki en güzel ve görgülü kız olacak,” demiş. Diğeri, “Çok zeki ve yetenekli olacak,” demiş. Üçüncü peri ise, “Herkes tarafından sevilecek ve saygı görecek,” demiş. Tüm periler prenses için en iyi dileklerde bulunurken, sarayda büyük bir neşe ve mutluluk hakimmiş.
Ancak, krallıkta kötü kalpli bir peri de varmış ve bu peri davet edilmemiş. Bu duruma çok kızan kötü kalpli peri, şenliğe davetsiz gelmiş ve prensesin üzerine korkunç bir lanet bırakmış: “Prenses, on altı yaşına bastığında parmağına bir iğne batacak ve derin bir uykuya dalacak. Bu uyku, ancak gerçek aşkın öpücüğüyle bozulacak.”
Kral ve kraliçe bu lanet karşısında çok üzülmüşler. Ancak, son bir peri daha dilekte bulunmamış ve o peri, “Kötü kalpli perinin lanetini tamamen yok edemem, ama hafifletebilirim. Prenses, parmağına iğne battığında ölmeyecek, sadece derin bir uykuya dalacak. Ve bu uyku, gerçek aşkın öpücüğüyle bozulacak,” demiş. Bu sözler, kral ve kraliçeyi biraz olsun rahatlatmış.
Kral ve kraliçe, prensesi korumak için tüm krallıkta bulunan iğneleri toplatmışlar ve onları yok etmişler. Sarayda ve çevresinde iğne ve iğne tezgahı kullanılmasını yasaklamışlar. Prenses, güvende bir şekilde büyümüş ve gerçekten de dünyanın en güzel ve zarif kızı olmuş. Güzelliği ve zarafetiyle herkesin hayranlığını kazanmış. Aynı zamanda zeki ve nazik biri olarak yetişmiş.
Prenses, çocukluğunda krallığın her köşesini keşfetmiş. Sarayın bahçelerinde koşmuş, çiçeklerle oynayıp kuşların şarkılarını dinlemiş. Saray hizmetçileri ve askerler prensesi çok sevmiş ve ona büyük bir özenle bakmışlar. Prensesin zarafeti ve iyi kalpliliği krallığın dört bir yanına yayılmış. Herkes, prensesin büyüdüğünde mükemmel bir kraliçe olacağını düşünmüş.
On altı yaşına bastığı gün, prenses sarayda dolaşırken gizli bir odaya rastlamış. Bu odada, yaşlı bir kadın bir tezgâhta iplik eğiriyormuş. Prenses, bu tezgâhı daha önce hiç görmemiş ve çok merak etmiş. Yaşlı kadına, “Bu nedir?” diye sormuş. Yaşlı kadın, “Bu bir eğirme tezgâhı,” demiş ve prensesin ilgisini çekmiş. Prenses, tezgâhı denemek istemiş ve tam o sırada parmağına bir iğne batmış. Prenses, hemen yere düşmüş ve derin bir uykuya dalmış.
Krallıkta herkes bu olaya çok üzülmüş. Kral ve kraliçe, prensesi sarayın en güzel odasında büyük ve rahat bir yatağa yatırmışlar. Saray halkı, perinin sözünü hatırlayarak prensesin uyanacağı günü beklemeye başlamış. Krallıkta büyük bir sessizlik hakim olmuş ve herkes bu üzücü olayın etkisinde kalmış. Prensesin uyandığı günün hayalini kurarak yıllar geçmiş.
Yıllar geçmiş ve saray zamanla unutulmuş. Bir gün, yakışıklı bir prens, bu terkedilmiş saraya rastlamış. Sarayın içine girip dolaşırken, büyük ve rahat yatağında uyuyan güzel prensesi görmüş. Prensesin güzelliği karşısında büyülenmiş ve ona doğru eğilip nazikçe öpmüş.
O anda, prensesin üzerindeki lanet bozulmuş ve prenses gözlerini açmış. Prenses, prensin gerçek aşk öpücüğüyle uyanmış ve ona minnettar kalmış. Prens ve prenses, birbirlerine aşık olmuşlar ve kısa süre sonra büyük bir düğünle evlenmişler.
Kral ve kraliçe, kızlarının uyanışını büyük bir sevinçle kutlamışlar ve tüm krallık halkı bu mutluluğa ortak olmuş. Prens ve prenses, mutlu bir şekilde yaşamışlar ve krallık, barış ve huzur içinde yönetilmiş.
Ve böylece, Uyuyan Güzel masalı, tüm çocuklara gerçek aşkın gücünü ve sabrın önemini anlatan bir masal olarak nesiller boyunca anlatılmaya devam etmiş. Herkes, bu güzel masalı dinlerken, gerçek aşkın her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğine inanmış.
Uyuyan Güzel Masalına benzeyen “Külkedisi Masalımızı” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.