4 Arkadaşın Hayalleri Masalı
Güzel bir cumartesi sabahı, Yasemin’in evinde dört yakın arkadaş bir araya gelmişti. Pencereden içeri süzülen yumuşak güneş ışıkları, odanın her köşesine neşe saçıyordu. Bugün, hafta sonunun ilk günüydü ve Yasemin’in annesi, çocukların ödevlerini yapmaları için onları evin geniş mutfağına davet etmişti.
Masanın etrafında toplanan Yasemin, Hakan, Can ve Mine, ödevlerini büyük bir dikkatle yapıyorlardı. Yasemin’in enerjisi, masadaki renkli kalemler ve defterler kadar canlıydı. Hakan, ödevlerini titizlikle incelerken, “Bu soruyu çözerken odaklanmamız lazım,” diye düşünceli bir ses tonuyla arkadaşlarına küçük ipuçları veriyordu. Can, ara sıra gülümseyerek, “Ödevleri bitirince ne yapsak acaba?” diye mırıldanırken, Mine ise diğerlerine nazaran daha sakin bir şekilde, “Ödevlerimi yapmayı bitirdikten sonra dışarıda biraz temiz hava almak fena olmaz,” diye düşünüyorlardı.
Ödevlerini bitirdikten sonra Yasemin ‘Evde çok sıkıldım arkadaşlar!’ dedi. Bahçeden yükselen kuş cıvıltıları ve hafif esen rüzgar, onları dışarıda oyun oynamaya davet ediyordu. Üstelik, o gün hava öyle güzeldi ki, herkes maceraya atılmak için sabırsızlanıyordu. Dört arkadaş, birlikte yürüyerek, kasabanın dışında, yemyeşil çayırların bulunduğu akarsuya doğru yol almaya başladılar.

Yürüyüşleri sırasında, etraflarındaki doğa onlara kucak açtı. Ayaklarının altında çıtırdayan yaprak sesleri, kuşların cıvıltısı ve hafif esen rüzgar, adeta onlara bir masalın başlangıcını fısıldıyordu. Bir süre sonra, ufukta kocaman, görkemli bir ağaç belirdi. Bu ağaç, sanki uzun yıllar boyunca pek çok çocuğun hayallerine tanıklık etmişti. Ağacın hemen yanında berrak sularıyla akan küçük bir akarsu bulunuyordu. Dört arkadaş, ağacın gölgesine oturup, dere kenarındaki yumuşak çimlere serildiler.
O sırada, Yasemin, gözlerini gökyüzüne dikti ve heyecanla, “Bakın! Gökyüzünde adeta bir masalın resmi gibi şekiller oluşuyor,” dedi. Hakan, yanında oturan arkadaşlarına dönerek, “Hepimizin içinde birer masal var. Belki de bu gün, masalımızı yazmaya başlıyoruz,” diye ekledi. Can, gülümseyerek, “Bakalım bu masal bize neler getirecek,” dediğinde, Mine hafifçe başını sallayarak, “Ben gerçekleri severim, hayal kurmayı saçma buluyorum” diye mırıldandı.

Tam o anda, sanki doğa onlara özel bir soru sormuş gibiydi. Rüzgar, yaprakların arasında fısıldarcasına bir soru getirdi:
“Neden hayal kurmuyoruz?” (4 Arkadaşın Hayalleri Masalı)
Bu sihirli soru, dört arkadaşın kalplerinde derin bir yankı uyandırdı. Hakan hemen ayağa kalktı, gözleri parıldayarak, “Ben pilot olmak istiyorum! Gökyüzünde süzülüp, bulutların arasında uçarken dünyayı yukarıdan izlemek en büyük hayalim!” dedi. Can da heyecanla söz aldı: “Ben doktor olacağım. İnsanlara yardım edip, onları iyileştirmek, onların yüzünde gülümseme oluşturmak istiyorum,” diye anlattı. Yasemin, neşeyle elini sallayarak, “Ben yazılımcı olacağım! Bilgisayarlara sihirli kodlar öğreterek, dünyanın daha eğlenceli bir yer olmasını sağlayacağım,” dedi.

Ancak Mine, diğer arkadaşlarının hayallerini dinlerken bir süre sessiz kaldı. Gözlerini kısarak, “Ben hayal kurmuyorum. Gerçekler zaten yeterince güzel. Hayal kurmaya gerek yok,” dediğinde, arkadaşları şaşkınlıkla ona baktılar. Yasemin hemen Mine’nin yanına yaklaşıp, “Ama Mine, hayaller, kalbimize umut ve güç verir. Onlar sayesinde daha büyük işler başarabiliriz,” dedi. Hakan, “Hayal kurmak, geleceğimizin temellerini atar. Hayallerimiz bizi ileriye taşır,” diyerek destek verdi. Can ise gülümseyerek, “Düşünsene, belki sen de mühendis olursun ve insanlık için yenilikler yaratabilirsin, hayal kurmanın ne kadar büyülü olduğunu anlatırsın, insanlara,” diye ekledi.

Mine, arkadaşlarının içten sözlerine ve sıcak gülümsemelerine bakınca, kalbinde ufak bir kıpırtı hissetti. Bir süre düşündükten sonra, gözleri parıldayarak, “Peki, ben de hayal kurayım. Ben öğretmen olacağım! Miniklere hayal kurmanın, gerçekleri daha güzel yapmanın sırrını öğreteceğim,” dedi.
O gün, o görkemli ağacın altında, saatlerce neşeyle koşturup oyunlar oynadılar; rüzgarın yapraklarla dans ettiği, güneşin sıcaklığının içlerini ısıttığı o anlar, her birinin kalbine öyle derin bir sevinç ve umut bıraktı ki, ömür boyu hafızalarına kazındı.
Günler, aylar ve yıllar birbirini kovaladı. Zaman, her birinin hayalini gerçekleştirmesi için onlara yollar açtı. Hakan, büyüyüp gerçek bir pilot oldu; bulutların arasında uçarak, o gün dere kenarında kurduğu hayalleri hatırlıyordu. Can, doktor olarak, hastaların yaralarını sarmanın verdiği mutlulukla dolu günler geçirdi. Yasemin, bilgisayarların sihirli dünyasında kod yazarak, insanların hayatlarını kolaylaştıran teknolojik harikalara imza attı. Ve Mine, en güzel öğretmenlerden biri oldu; sınıfındaki minik öğrencilere, hayal kurmanın ne kadar önemli olduğunu her gün anlattı.
Yıllar sonra, dördü de bir araya gelmek için eski buluşma yerlerine döndüler. O eski, devasa ağacın altına otururken, her biri geçmişi düşündü. Yasemin, “Hatırlıyor musunuz? O gün dere kenarında, hayallerimizi paylaşırken aldığımız o sihirli soru… Hayal kurmamızın bizi ne kadar ileriye taşıdığını gördüm,” dedi. Hakan, “Gerçekten de, hayal kurmak bizi cesaretlendirdi ve yolumuzu aydınlattı,” diye ekledi. Can, “Hayatın en güzel yanı, kalbimizdeki hayalleri asla kaybetmemek. Çünkü onlar, geleceğimizin anahtarı,” dedi. Mine ise, gözleri dolu dolu, “Artık anlıyorum; hayal kurmak, gerçekleri daha güzel hale getirmenin sırrıdır. Minik öğrencilere her gün bu mucizeyi anlatıyorum,” dedi.

O günden sonra, kasabada anlatılan bu masal, tüm çocuklara ilham veren bir öyküye dönüştü. Her çocuk dört arkadaşın hikayesini dinledikçe, kendi içindeki hayal gücünü keşfetti ve kalplerinde umutla yeni maceralara yelken açtı. Çünkü her çocuk, kendi hayaliyle dünyayı daha güzel ve umut dolu bir yer haline getirebilirdi.

Ve böylece, o cumartesi sabahında başlayan ve dere kenarında sorulan sihirli soru, dört arkadaşın hayatında unutulmaz bir iz bıraktı; hayal kurmanın, gerçekleri daha parlak ve renkli kıldığını herkese gösterdi.
‘4 Arkadaşın Hayalleri Masalı‘nı sevdiyseniz diğer öğretici masallarımız da ilginizi çekebilir. Bizi sosyal medyadan da takip edebilirsiniz keyifli okumlar…