Anne Tavşan ile Yavruları Masalı: Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, derin ve sıcak bir ormanda, Anne Tavşan ve üç sevimli yavrusu yaşarmış. Kış gelmiş, kar taneleri minik minik yağmaya başlamış. Ormandaki ağaçlar beyaz örtülerle kaplanmış, her yer sessiz ve huzurluymuş. Ama küçük tavşanlar için bu huzur, karnın guruldamasıyla bozulmuş.
Bir gün, Anne Tavşan yavrularına dönüp, “Kış geldi çocuklar, yiyecek bulmak zorlaştı ama birlikte çalışırsak, karnımızı doyurabiliriz,” demiş.
En büyük tavşan, Zıpzıp, “Ben en hızlı koşarım, yiyecekleri bulurum!” demiş gururla. Ortanca tavşan, Pamuk, “Ben en iyi saklambaç oynarım, yiyecekleri en gizli yerlerde bile bulabilirim!” demiş neşeyle. En küçük tavşan, Fıstık ise, “Ben de size yardım ederim, gözlerim çok keskindir!” demiş heyecanla.
Anne Tavşan gülümsemiş ve “Peki, hadi başlayalım!” demiş. Üç kardeş, annelerinin peşinden ormana doğru yola koyulmuşlar. Zıpzıp hızla koşup, yüksek yerlere zıplamış. Pamuk, çalıların arasında saklanan yiyecekleri aramış. Fıstık ise, karın altında kalan her şeyi fark etmiş.
Uzun bir aramadan sonra, Zıpzıp bir havuç tarlası bulmuş. Pamuk, karın altında gizlenmiş yaban mersinlerini keşfetmiş. Fıstık ise, bir ağacın kovuğunda saklanmış cevizleri görmüş. Anne Tavşan, “İşte bu! Birlikte çalışınca neler başarabiliyoruz, değil mi?” demiş mutlulukla.
Akşam olmuş, tavşan ailesi topladıkları yiyeceklerle sıcak yuvalarına dönmüşler. Anne Tavşan, yavrularına sarılarak, “Sizlerle gurur duyuyorum. Her biriniz, bu ormanda yaşamamızı daha güzel ve kolay kılıyorsunuz,” demiş.
O gece, ormanın diğer hayvanları da tavşanların yuvasına gelmişler. Herkes getirdiği yiyecekleri paylaşmış ve ormanın en büyük ziyafeti başlamış. Anne Tavşan ve yavruları, dostluk ve yardımlaşmanın sadece kendi aileleri için değil, tüm orman için ne kadar önemli olduğunu anlamışlar.
Ertesi sabah olmuş, ormanda yeni bir macera başlamış. Güneş ışıkları karın üzerinde parıldıyormuş. Anne Tavşan ve yavruları, sıcak yuvalarında uyandıklarında, dışarıda parlak ve yeni bir günün başladığını görmüşler. Anne Tavşan, “Bugün başka bir maceraya atılalım. Belki farklı hayvanlarla tanışır ve yeni arkadaşlar ediniriz,” demiş.
Yavrular sevinçle zıplamışlar ve hemen hazırlanmışlar. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, yol boyunca yeni yerler keşfetmişler. İlk olarak, büyük bir meşe ağacının altında uyuyan yaşlı Baykuş ile karşılaşmışlar. Baykuş, gözlerini açarak, “Hoş geldiniz küçük dostlar. Benden bir isteğiniz var mı?” demiş.
Zıpzıp, “Biz ormanda yeni arkadaşlar arıyoruz. Bizimle arkadaş olur musunuz?” demiş.
Baykuş gülümsemiş ve “Elbette, sizinle arkadaş olmaktan memnuniyet duyarım. Ama size bir sır vermek istiyorum. Ormanın kuzeyinde büyülü bir göl var. Bu gölün sularında yüzen balıklar, ormanın en lezzetli yiyeceklerini saklarlar,” demiş.
Pamuk, “Bu harika bir haber! Gidip o gölü bulalım!” demiş heyecanla. Anne Tavşan ve yavruları, Baykuş’un gösterdiği yöne doğru yola koyulmuşlar. Yol boyunca yeni arkadaşlar edinmişler; Koca Ayı, minik Kirpi ve zarif Ceylan onlara katılmış.
Gölün kenarına vardıklarında, gölün büyülü olduğuna hemen inanmışlar. Su, gökkuşağı renklerinde parlıyormuş ve içindeki balıklar altın gibi ışıldıyormuş. Yavrular, gölün kenarına oturmuş ve beklemeye başlamışlar. Çok geçmeden, suyun içindeki balıklar onlara doğru gelmiş. Balıklar, “Merhaba! Siz misafirlerimize özel yiyecekler getirdik,” demişler.
Fıstık, “Teşekkür ederiz! Siz çok cömertsiniz,” demiş.
Balıklar, gölden su yüzeyine çıkarak lezzetli otlar ve meyveler getirmişler. Tavşan ailesi ve yeni arkadaşları bu ziyafetten afiyetle yemişler. Herkes karnını doyurduktan sonra, göl kenarında oyunlar oynamışlar ve şarkılar söylemişler.
Akşam olduğunda, Anne Tavşan, “Bugün çok güzel bir gün geçirdik. Yeni arkadaşlar edindik ve karnımızı doyurduk. Yardımlaşmanın ve dostluğun gücüyle her zorluğu aşabiliriz,” demiş.
Anne Tavşan ve yavruları, yeni arkadaşlarıyla birlikte ormanın derinliklerindeki yuvalarına dönmüşler. O gece, ormanın her köşesinden gelen dostluk sesleriyle uykuya dalmışlar.
Bir sabah, Anne Tavşan ve yavruları uyandıklarında, ormanın diğer ucunda yaşayan yaşlı ve bilge Kaplumbağa’dan bir mesaj almışlar. Kaplumbağa, “Sevgili dostlarım, ormanın derinliklerinde kaybolan sihirli bir taş var. Bu taşı bulmak ormanın dengesini korumamız için çok önemli. Yardımınıza ihtiyacım var,” demiş.
Anne Tavşan, “Bu önemli bir görev. Hadi çocuklar, Kaplumbağa’ya yardım edelim,” demiş. Yavrular heyecanla yola çıkmışlar. Yolda, dostları Koca Ayı, minik Kirpi ve zarif Ceylan onlara katılmış.
Ormanın derinliklerine ilerlerken, yolu kaybetmemek için dikkatli olmaları gerekmiş. Zıpzıp, hızla ilerleyerek yolu keşfetmiş. Pamuk, çalıların ve ağaçların arasındaki izleri takip etmiş. Fıstık ise, dikkatli gözleriyle çevreyi incelemiş.
Bir süre sonra, ormanın en karanlık köşesine varmışlar. Burada, büyük bir mağara girişi bulmuşlar. Mağaranın içinde, sihirli taşın parladığını görmüşler. Ancak taş, devasa bir örümcek ağıyla çevriliymiş.
Anne Tavşan, “Bu örümcek ağını geçmeliyiz, ama dikkatli olmalıyız,” demiş. Yavrular, dikkatlice ilerleyerek örümcek ağını aşmışlar. Fıstık, keskin gözleriyle taşın tam yerini belirlemiş. Zıpzıp, hızlıca zıplayarak taşı almış. Pamuk, taşın etrafındaki ağları dikkatlice açmış.
Tam o sırada, devasa bir örümcek ortaya çıkmış. Örümcek, “Bu taş benim korumam altında. Neden onu almak istiyorsunuz?” demiş.
Anne Tavşan, “Bu taş ormanın dengesini sağlıyor. Onu yerine geri koymalıyız,” demiş. Örümcek, kısa bir süre düşündükten sonra, “Eğer bu taş orman için önemliyse, o zaman gitmesine izin vereceğim,” demiş.
Örümcek, taşı alıp getirmiş ve Anne Tavşan’a vermiş. Tavşan ailesi ve dostları, sihirli taşı alıp geri dönmüşler. Yolda, Kaplumbağa ile karşılaşmışlar ve taşı ona teslim etmişler. Kaplumbağa, “Teşekkür ederim dostlarım. Ormanın dengesi tekrar sağlandı,” demiş.
Tavşan ailesi ve dostları, ormanın huzurunu geri getirdikleri için mutlu olmuşlar. Anne Tavşan, “Birlikte çalışarak her zorluğu aşabiliriz. Bugün de bunu başardık,” demiş.
O gece, tavşan ailesi yuvalarına dönmüşler ve huzur içinde uykuya dalmışlar. Ormanın derinliklerinde, dostluk ve yardımlaşma ile her şeyin mümkün olduğunu anlamışlar.
Ve böylece, Anne Tavşan ve yavrularının maceraları devam etmiş, dostlukları ve yardımlaşmaları hiçbir zaman bitmemiş.
Anne Tavşan ile Yavruları masalımız burada sona ermiş ama Anne Tavşan ve yavrularının kalpleri, dostluk ve sevgiyle dolu olarak yaşamışlar.
Anne Tavşan ile Yavruları Masalına benzeyen “Sincap ile Tavşanın Maceraları Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
[…] Zamanlar Kitaplar Ülkesinde Masalına benzeyen “Anne Tavşan ile Yavruları Masalını” okumak için bağlantıya […]
[…] Perisi ile Ela’nın Dostluğu Masalına benzeyen “Anne Tavşan ile Yavruları Masalını” okumak için bağlantıya […]