Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda küçük ve yemyeşil bir köyde, Rüya adında sevimli bir kız yaşarmış. Rüya’nın en büyük hayali, her akşam babasının ona anlattığı masalları dinlemekmiş. Masallar, onu bambaşka dünyalara götürür, hayal gücünü daha da güçlendirirmiş.
Rüya, bir akşam, babasının yanına koşmuş ve heyecanla “Bana bir masal anlat baba!” demiş. Babası da ona gülümseyerek, “Bu akşam sana çok özel bir masal anlatacağım,” diye başlamış.
Bir zamanlar, peri ormanında yaşayan minik bir peri varmış. Bu peri, altın sarısı saçları ve parlak kanatlarıyla diğer perilerden biraz farklıymış. Onun adı Güneş’miş. Güneş’in en büyük hayali, bir gün ormanın dışına çıkıp insanların yaşadığı dünyayı keşfetmekmiş. Her gün bulutların üzerinden bakar, insanların neşeyle oynadığını, koşuşturduğunu izler ve kendi kendine, “Bir gün ben de oraya gideceğim,” dermiş.
Güneş, bir sabah cesaretini toplamış ve ormanın en yaşlı ağacının yanına gitmiş. Bu ağaç çok bilgeymiş ve her peri ona danışırmış. Güneş, yaşlı ağaca bakıp, “Ormanın dışına çıkmak ve insan dünyasını görmek istiyorum. Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum,” demiş.
Yaşlı ağaç, Güneş’e şefkatle bakmış ve “Eğer gerçekten istiyorsan, sana yardım edebilirim. Ancak unutma, insan dünyası bizimkinden çok farklıdır,” demiş. Güneş heyecanla, “Ben hazırım!” diye cevap vermiş.
Yaşlı ağaç, dallarını hafifçe sallamış ve Güneş’in üzerine sihirli bir toz serpiştirmiş. Bir anda Güneş, kanatları ve büyülü görünümü kaybolarak küçük bir insan kızı olmuş. Yaşlı ağaç, “Artık insan dünyasına gidebilirsin, ama sakın büyülü olduğunu kimseye söyleme. Yoksa geri dönemezsin,” demiş.
Rüya, masalın bu kısmında gözlerini kocaman açmış, “Peki baba, Güneş sonra ne yapmış?” diye heyecanla sormuş. Babası da devam etmiş:
Güneş, insan dünyasına adım atar atmaz etrafındaki her şeye hayran kalmış. Büyük ağaçlar, geniş yollar, parklar ve neşeyle oynayan çocuklar… Ama en çok ilgisini çeken uçurtmalar olmuş. Gökyüzünde süzülen rengârenk uçurtmaları görünce, “Keşke ben de onlar gibi uçabilsem,” diye düşünmüş.
O sırada bir çocuk Güneş’i fark etmiş ve ona gülümseyerek, “Merhaba! Sen yeni mi geldin? Adın ne?” diye sormuş. Güneş de biraz heyecanla, “Evet, adım Güneş,” demiş. Çocuk ona elindeki uçurtmayı uzatıp, “Hadi, birlikte uçuralım!” demiş. Güneş hiç düşünmeden kabul etmiş ve uçurtma ipini tutarak gökyüzüne doğru koşmuş. Uçurtmanın rüzgarla dans etmesi, Güneş’i öylesine mutlu etmiş ki, kalbi sevinçle dolmuş.
Güneş ve yeni arkadaşı tüm gün parkta oynamış, uçurtmalarını gökyüzünde özgürce süzülürken izlemişler. Güneş o kadar mutluymuş ki, insan dünyasında kalmak istemiş. Ama sonra bilge ağacın sözlerini hatırlamış. Büyü çok uzun sürerse, geri dönemeyebilirmiş.
Babası burada biraz duraklamış ve Rüya’ya bakarak, “Biliyor musun, Güneş için zor bir karar anı gelmiş,” demiş. Rüya merakla, “Ne yapmış peki?” diye sormuş. Babası gülümseyerek anlatmaya devam etmiş:
Güneş, gökyüzündeki uçurtmalara son bir kez bakıp derin bir nefes almış. Arkadaşına dönüp, “Gitmem gerekiyor. Ama belki bir gün geri dönerim,” demiş. Çocuk biraz üzülmüş, ama Güneş’e el sallayarak veda etmiş.
Güneş, tekrar ormana dönmek üzere yola koyulmuş. Ormanın sınırına vardığında, bilge ağaç onu bekliyormuş. Güneş, tekrar peri formuna dönmeyi çok istemiş, çünkü ormandaki hayatı da özlemiş. Bilge ağaç ona gülümsedi ve sihirli tozu tekrar serpiştirerek Güneş’i yeniden minik bir peri haline getirmiş. Güneş, ormanın derinliklerine dönmüş, ama insan dünyasında yaşadığı güzel anıları hep kalbinde saklamış.
Rüya, babasının anlattığı masalı hayranlıkla dinlemiş. Gözleri yavaş yavaş kapanırken, “Baba, ben de bir gün Güneş gibi büyük maceralar yaşayabilir miyim?” diye mırıldanmış. Babası, Rüya’nın başını okşayarak, “Tabii ki kızım, yeter ki hayal etmekten asla vazgeçme,” demiş.
Rüya, babasının bu sözleriyle derin bir uykuya dalmış ve rüyasında tıpkı Güneş gibi büyülü maceralara atılmış…
Bana Bir Masal Anlat Baba masalı burada bitmiş, ama Rüya’nın hayalleri sonsuzmuş. Bana Bir Masal Anlat Baba masalına benzeyen masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Yorum yok! İlk siz olun.